Kentli hakları, kentlerde kentli sayılan insanların kentli olmaları sebebiyle sahip olduklarıhakları ifade etmektedir. Bunlar, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, güvenlik hakkı,konut hakkı, kent kültürünün korunması ve geliştirilmesi hakkı, kentsel hizmetlere katılım ve bilgilenme hakkı, ekonomik ve sürdürülebilir kalkınma hakkıdır.(Önder).

Kentli haklarının temelini ise öncelikle sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı oluşturmaktadır.

Bu hakların kullanımı ise yerel yönetimlerin sağladığı hizmetlerle mümkündür. Yerel yönetimlerin sağladığı hizmetler ise kent nüfus miktarı ve yoğunluğuna bağlı olarak gelişmektedir. Bugün kentlerimizin durumuna baktığımız zaman bu yazılanlarla ne kadar çeliştiğini görmek mümkün.

Özellikle bizim gibi antik kentlerde çevre ve turizimin önemi dikkate alınmaması yaşamda ciddi sorunlar getirmektedir.Kent halkı eğer kendi bölgesindeki sorunların aşamamsından şikayetçi ise o kentte turizm olgusundan bahsetmenin doğruluğu ne olur?

Kentleşme ve turizimin birbirine bağımlı olarak gelişen iki kavram haline gelmektedir.Turizm ayni zamanda itici sektör olarak tarihi yapı ve dokunun korunması ve restorasyonu içinde itici güç olarak görülmektedir. Turizim bu eserleri çekim öğesi  olarak kullanmaktadır. Eski yapıların yeni kimlikleriyle yaşamalarının sağlayıcısı yine turizimdır.

Turizmde çevrenin korunmasına yönelik yapılan stratejik planlamada bölge halkının bilinçlendirilmesi ve sahip çıkması öncelikle kent yönetimi ve sivil toplumların görevi olmalı. Bugün dünyada turizm ekonomiye katkılarını artırmaya çalışan araştırmalar yapılırken bizim ülkemizde turizmi yok saymak düşündürücüdür.Kent yönetimlerinin halkının bu konuda gelir kaynaklarının artması ,ekonomik olarak güçlenmesi için araştırmalar yapılmalı, karakteristik dokunun oluşmasında öncülük etmelidirler. Turizim çevrenin ve tarihi dokunun korunmasında yönetsel bir boyut da sağlıyor.

Karakteristik doku derken bizim karakteristik özelliğimiz nedir? bu konunun tartışılması gerekliliği vardır.