İçimden gazetemizin bu sayısında bayramı, bayramları yazmak geldi

Ama öyle nerde o eski bayramlar diyerek değil. Eski bayramları artık bulamayacağımızı hepimiz bilyoruz. Onlar bizim için çocukluğumuzun birer anısı olarak kaldı!


Bir şeyin farkndayım ki her geçen gün artık bizim için dündür ve ne kadar düne takılırsak ileriye bakamayız . Enerjimizi oralarda biryerlerde tüketiriz.

Ama geçmişi anmak tatlı hatıraları konusmak da bize, hayatımızın gidişatına da ayrı bir tat veriyor.


Hatırlar mısın? “Bayramda saçlarımız nasıldı?” ya da “Falan ne güzel kurabiyeler ağırlardı...” diye başlayan sohbetleri… Gerçekten ne hatırlıyoruz? Hiç düşündünüz mü? Yoksa hepsi uçup gitti mi?


Düşünün o eski bayramlarda ailelerin birlikteliğini, sevgiyi ve saygıyı… Onlar mıydı acaba Kıbrıs halkının birlik, bütünlüğünü sağlayan?

Çekirdek ailelerin birlikteliğinin daha geniş ailelere kucak açması birliktelik?

Zamanda yolculuk yapmak gibi bişey ... Uzay gemisini izlerken, hepimiz, şimdiki zamandan başka boyutlara geçmek hayali kurmadık mı? Oysa elimizin altından kayan şeyleri zaman geçtikten sonra farkediyoruz. Çocuklarımız bizim yaşadıklarımızın ne kadarını yaşayabilecek?


Suriçi… İçimden ahhh, suriçi ahh demek geçiyor. Sen yıllardır nelere tanıklık ettin. Bize ne anılar yaşattın. Acısıyla tatlısıyla bize hep huzur verdin… Tarihi güzlliğinde saklı olan gizemindi belkide bizi hep cezbeden.Tarihi sarayla rmıydı bize hep kral kraliçe oyunu oynatan.... Kimbilir?


Lala Musatafa Paşa Cami, nice bayramlar yaşattın, nice acılara ortak oldun. Cümbez ağacının gölgesınde bayramlaştı ve vedalaştı Mağusa halkı...


Bayram sabahları Mağusanın bir avuç insanı Lala Mustafa Camii’de  toplanır ve biz miyafonlardan (mikrofonlardan ) okumaları (duları) dinlerdik. Zaman zaman Şeyh Nazım Kibrisi hazretleri bayram namazına gelir ve halk daha bir coşardı. Allah seslerinden herkesin sesi farkedilirdiBaşta rahmetli dedeciğimin… Camiden gelen Allah seslerini duyan nenem  gene costu galeyana geldi bu adam derdi.


Cami dönüşü evin erkeklerinin, Behiç dayı ve Galiga’dan aldıkları çöreklerle başlardı bayram sabahları… Sabah kahvaltılarında içilen bayram çorbaları ..Öğlen nohutlu pilav ve tavuk


Rahmetlik nenem bayramları hiç sevmezdi. Öyle şaşalı bayram da olmazdı bizde .Gelenler, gidenler yemekler olurdu… Ama hep  bir burukluk vardı. Aile birliktelikleri büyük masalar etrafında yenen yemekler, geniş kalabalıklar aman birini unuttukmu telaşıMağusa sokalarında telaşla koşuşturmalar.Gülten abaya gittim şimdi Letife halaya geçiyorum siz nerelere gittiniz?” Hatırlayın !


Oysa şimdi bayram demek tatile çıkmak demek oldu. Tatil şirketlerinin kıran kırana mücadelesi geleneğin yok olmasının sebebi mi oluyor acaba? diye düşünmeden edemiyorum.(Tabiki turizim acentesi olarak bende katkı koyuyorum). Bunun adına moderinleşme diyoruz. Moderinleşme aile bağları,geleneklerin bir bir tükenmesin mi?

 

Eski bayramlara  dair neler hatırlıyoruz? Düşünüyorumda çok az şey kalmış . Beynimiz yavaş yavaş eskileri siliyor.

 

Bu bayrama yeni umutla yeni heyecanla giriyoruz. Seçimden sonra her ülkede olan heyecan gibi.Yeni hükümet yeni bakanlar…


Ekim ayının ikinci yarısı başlaycak görüşmeler...İçimizde bir umut var. Bu bayram, farklı bir bayram