Başbakan Tufan Erhürman, çok yoğun bir Londra seyahati gerçekleştirdi...

Ulaşabildiği kadar çok vatandaşa, örgüte, öğrenciye ulaştığına inanıyorum...

Medyadan, sanal ortamdan ziyareti takip etmeye çalıştım...

Bugüne kadar, benzer ziyaretlerden çok daha az hatta sıfır hamaset içermesi beni mutlu etti.

Başbakan da, evet beraberindeki kişilerle birlikte, Londra’daki vatandaşlarımızın, daha çok da iş insanlarının KKTC’ye yatırım yapmalarını istedi. Bence bu istek dışındaki tüm temasları çok faydalıydı, çok gerçekçiydi...

Özellikle de Londra’da tek bir festival düzenlenmesi konusunda sanırım çok başarılı oldu.

Londra’da Haziran’da tek bir festival düzenlenecek.

Doğru olan, güzel olan veya olması gereken buydu.

-*-*-

Başbakan Erhürman’la ilgili en hoş mesajlardan birini büyük usta Osman Balıkçıoğlu paylaştı...

Müsaadesiyle, o paylaşımı buraya da almak istiyorum:

“... Londra’dan bir başbakan geçti. Londra’dan Tufan Erhürman geçti. Sıcak bir rüzgar gibi, Londra’daki Kıbrıslı Türklerin gönüllerini de yanına alarak geçip gitti. Bugüne kadar Londra’daki Kıbrıslı Türkler böylesine duyarlı, böylesine kendilerine yakın ve böylesine insan bir siyasetçiyi konuk etmedi. Ne iyi ettiniz de geldiniz sayın başbakanım ve bizlere ülkemizde güzel şeylerin de olduğunu gösterdiniz. Bizlerin gönülleri, bizlerin kapıları her zaman sizin için sonuna kadar açık olacak. Yine bekleriz. Biliyorum, yandaş bir sanatçı gibi yansıtacak beni bu yazdıklarım ama, Tanrı da biliyor, ne sizden ne de başka hiç kimseden hiç bir beklentim yok. Yalnızca dün akşam sizi izlerken hissettiklerimi yazdım buraya. Yalnız ben değil, o salonu dolduran herkesin de duyguları böyleydi, emin olun. Huzurla gidin, güle güle gidin. Bizlere ülkemizin sıcaklığını getirdiniz, bizim de yürek dolusu selamlarımızı ülkemize götürün...”

-*-*-

Osman Balıkçıoğlu’nu herkes iyi tanır...

O şerefe sahip olanlardan biri de benim...

Osman bey, eğriye eğri, doğruya doğru demeyi çok iyi beceren bir büyüğümüzdür...

Ve başbakan için yazdıkları gerçekten çok hoştur...

Az çok Londra’yı bildiğini sanan biriyim ve Balıkçıoğlu’nun şu ifadesine yüzde yüz katılıyorum:

“...Bugüne kadar Londra’daki Kıbrıslı Türkler böylesine duyarlı, böylesine kendilerine yakın ve böylesine insan bir siyasetçiyi konuk etmedi.”.

-*-*-

Evet, Başbakan geldi, gördü ve Ada’yı geri döndü...

Arkasında, gerçekten çok büyük bir başarı bıraktı...

Nedir bu?

Festival birlikteliği...

Bu birliktelik, ileri taşınırsa, çok yakın bir gelecekte, Parlamento’da birden çok Kıbrıslı Türk görmemiz mümkün olacaktır inancındayım...

-*-*-

Gelelim yatırım meselesine...

Bu konu yıllardır kanayan bir yaradır...

Çünkü Londralı yatırımlar, KKTC’de bir şekilde çar çur edilmiştir.

Londralı yatırımcılar, yolunacak kaz olarak görülmüştür.

Londralı insanların bir çok sorunu da çözülememiştir.

Ve ev, apartman dairesi alımı dışında şu anda yatırımlar sıfır seviyesindedir.

-*-*-

Bunun birinci sebebi, yukarıda da belirttiğim gibi, KKTC’deki vurdumduymaz, Londra’yı ciddiye almayan yapımızdır.

Ama günümüzde, yatırımın önünde yasal engeller de söz konusudur.

Avrupa’da hiç bir akıllı yatırımcı, kendi parasını “yatırıma” harcamaz.

Kredi alır.

Kaynak bulur.

Ve bu kredi ya da kaynak olanakları, KKTC açısından imkansız gibidir.

KKTC’nin tanınmamışlığı bu yatırımlara bir miktar hatta önemli miktar engeldir.

Londralı iş insanları, eskiden bu kentten daha kolay para çıkarabilirdi. Artık bunlar çok kolay değildir.

Dolayısıyla, Londra’dan KKTC’ye yatırımın önünde net iki engel vardır.

Birincisi bizden kaynaklanan geçmişteki vurdumduymazlık.

İkincisi ise yasal durum...

Yasal olarak kayıtlı ve resmi İngiliz kredisinin, KKTC’ye aktarılması hiç de kolay değildir.

-*-*-

Bu noktada çözüm çok önemlidir...

Siyasi çözüm...

Brexit olsa da olmasa da ki bu yazı yazılırken heyecan doruktaydı.

İngiltere’den KKTC’ye resmi para akışı ve yatırım için, Kıbrıs sorunun çözülmesi şarttır.

Ben inanıyorum ki, olası bir siyasi çözüm, KKTC’ye veya Kıbrıs’ın Kuzey kesimine Londra’dan ciddi yatırım yapılmasını getirecektir.

Bu fırsatın, Londra’daki vatandaşlarımız tarafından zorlanması kaçınılmazdır.