Kıbrıs sorununda, Covid – 19 krizine veya salgınına rağmen ufaktan bir hareketlenme başladı.

Bildiğiniz gibi, KKTC’de yeni bir cumhurbaşkanı ve yeni bir siyaset söz konusu...

“Egemen eşit iki devlet” içerecek bir çözümü talep eden yeni siyaset, ilgili tüm taraflara iletildi.

Bir tek KKTC halkına ayrıntılı açıklama yapılmadı...

-*-*-

İlgili taraflardan biri olan garantör İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Dominic Raab, geçtiğimiz günlerde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı Kuzey Lefkoşa’daki makamında ziyaret etti.

İkili oldukça uzun süren bir görüşme gerçekleştirdi ve eğer semboller çok önemliyseydi ki geçmişte bayağı kavga sebebiydi; görüşmenin bir bölümünde, TC ve KKTC Bayrağı da vardı...

-*-*-

Bu arada görüşme akabinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, “İngiltere Kıbrıs sorununun çözümü konusunda AB ile aynı düşünmüyor” şeklindeki “tahmin” veya “saptaması” bence yanlış değil.
Bir kere İngiltere, artık AB gibi düşünmek zorunda değil...

Peki İngiltere, yeni bir formül mü keşfetti?

İngiltere, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda, yeni bir plan mı yaptı?

Böyle bir plan yok...

Bazı öneriler var...

Ama, İngiltere, keskin ifadelerle, özellikle Brexit sonrası ortaklığına büyük önem verdiği Türkiye ile fazla çelişmek istemiyor; meseleyi “ne şiş yansın ne kebap yansın” noktasına getirecek bazı öneriler sunmaya çalışıyor.

-*-*-

İngiltere, artık AB gibi düşünmek zorunda değil...
Kaldı ki yakın gelecekteki ticari ilişkileri gereği AB içindeki Yunanistan veya Güney Kıbrıs’tan daha çok, Türkiye’ye yakınlık duyması kadar doğal bir şey olamaz!
Ama bu, İngiltere’nin “artık federal çözüm öldü” veya “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm istiyoruz” dediği veya diyeceği anlamına gelmez!

İlerleyen günlerde çözüm müzakerelerinin hangi zeminde yol alacağı veya yol alıp almayacağını birlikte göreceğiz...

-*-*-

KKTC, şu anda, daha önce hiç yaşamadığı bir koronavirüs krizi yaşıyor.

Bu arada eklemeden geçmeyelim; hep “kötü şeyler” da olmuyor...

Mesela, geçenlerde, resmi ağızdan İngiltere’den aşı talep ettik...

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, makamında kabul ettiği İngiliz Dışişleri Bakanı Dominic Raab’tan aşı talebinde bulunması, bence muhteşem bir gelişmedir.

“Devlet” olarak, Türkiye dışında hiç bir adresten “yüz yüze” aşı talep edebilme şansımızın bulunmadığı acısını unutmamak lazım.

İngiltere mesela 300 bin veya 200 bin aşıyı bize doğrudan gönderirse, bunun en az 150 bin veya bilemediniz 100 bin kişiyi “iki doz” aşılamak olduğunu unutmamak lazımdır ve bu konu her açıdan çok önemlidir.

Bu konuda, İngiltere’de yaşam süren ve siyasete girmiş ya da girmemiş her Muhafazakar Partili’nin, konuyla ilgili Domonic Raab’a hatırlatmalarda bulunmasının da faydalı olacağını eklemeden geçmeyeyim...

-*-*-

İngiliz Dışişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı KKTC’de, Cumhurbaşkanlığı makamında, bayraklı ya da bayraksız ziyareti çok önemliydi...

İngiliz Bakan Dominic Raab’ın, bu ziyaret öncesi veya sonrasında yaptığı açıklamalar daha da önemlidir.

Ve değerlidir.

AB’den ayrılmış Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Türkiye ile ilişkilerine ciddi anlamda “ehemmiyet” vermeye başlaması, “egemen eşit iki devlet” formülüne en azından “red” diye değil de, “... Bir bakmak lazım” şeklinde yaklaşılmasını getirebilir.

Bu konuda İngiltere “açıkça” görüş belirtti ve “olmaz” dedi ama ortalık bayağı karışık...

İngiliz tarafına ticarette güvenilebilirlik, siyasette güvenilebilirlik olarak değerlendirilmemelidir!

-*-*-

Daha önce de başka yayın organlarında yazmışımdır...

Şu anda gerek Rum gerekse Türk tarafı bol bol açıklama yapıyor...

Mart ayının ilk haftası 5 +1 toplantısı bekleniyor...

Bu toplantı öncesi Türk ve Rum tarafının tüm anlaşılır veya anlaşılmaz açıklama ya da hamleleri; önümüzdeki süreçle ilgili diplomatik bazmolardır...

Ama “egemen eşit iki devlet” hayali; bahçeden koparılmış uzun bir kamışın ucuna bağladığımız misina ve tek bir fello ve ancistri ile balina yakalama hayali seviyesinde bir hayaldir!

Bazmolar burada pek önemli değildir...

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz Dışişleri Bakanı Raab’ı, Lefkoşa’daki Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti...