Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Çevre ve Eğitim Sorumlusu Dr. Ceyhun Dalkan, iktidara, devleti, ülkeyi yönetmeye talip olan tüm yönetici adaylarına seslenerek, güncel politik kavgalardan sıyrılıp, net sıfır emisyon ve nötr karbon hedefleri doğrultusunda enerji politikaları üretmeleri ve bunları anlatmaları gerektiğini belirtti.
Dalkan yaptığı yazılı açıklamada, ülkede enerji santrallerinin çevre düşmanı termik santrallerden oluştuğuna ve hatta son dönemde ucuz yakıt, filtresiz bacalar ile tüm ülke ve adanın çevre kirliliğine maruz kaldığına dikkat çekerek, “Dünyaya umursuzca sera ve metan gazları salıp iklim krizine olumsuz etkilerimiz olmaktadır” dedi. 
Fosil yakıtların yanmasıyla atmosfere salınan zehirli gazların insan sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Dalkan, bunun, özellikle inme (felç), kalp ve akciğer hastalıkları, astım, akciğer kanserleri, demans, kısırlık, bilişsel yetenekte azalma ve erken ölümler için ciddi risk oluşturduğunu kaydetti. 
Ülkede artık karbon ve sera gazı atılımı düşük yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak ve karbon emilimini artıcı önlemleri hayata geçirmek gerektiğine vurgu yapan Ceyhun Dalkan, “Karbon nötr olmanın anahtarının, elektrik üretimindeki güneş ve rüzgar enerjisinin payının artırılmasından geçtiği açıktır” ifadelerini kullandı. 
Dalkan, “Özellikle seçimlerin yaklaştığı bu dönemde iktidara, devleti, ülkeyi yönetmeye talip olan ‘tüm yönetici adaylarımızın’, siyasi partilerin, güncel politik kavgalardan sıyrılıp net sıfır emisyon ve nötr karbon hedefleri doğrultusunda enerji politikaları üretmeleri ve bunları anlatmaları gereklidir” dedi. 
Birleşmiş Milletler (BM) 26. İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP26 UK Climate Change Conference UK 2021) 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında Glasgow’da yapılmakta olduğunu ifade eden Dalkan, COP26’nın iklim krizi ile mücadele amacıyla düzenli olarak yapılan ve 196 ülkenin katıldığı bir konferans olduğunu kaydetti.
“AMAÇ SERA GAZI EMİSYONLARINI DENGELEMEK”
Paris İklim Anlaşması’nın amacının 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar sera gazı emisyonlarını dengelemek olduğunu belirten Ceyhun Dalkan, şöyle devam etti:  
“Sera gazı salınımını dengeleyerek, uzun vadeli sıcaklık artışı hedefini sanayi öncesi seviyelerden 2°C, ve hatta mümkünse 1.5°C artış ile sınırlı tutmak için çaba sarf etmektir. Çünkü 2°C yerine 1.5°C’lik bir artışın, iklim değişikliğinin risklerini ve ülkelere, dünyaya ve en önemlisi doğaya olumsuz etkilerini çok önemli ölçüde azaltacağı kabul edilmektedir. 
Sera gazı emisyonlarının mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının eşitlenmesi ile karbon nötr hedefinin yakalanması, yani net sıfır emisyonuna ulaşılması hedeflenmektedir.”
Dalkan, anlaşmanın ayrıca, taraf olan ülkelerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve “düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı” sağlamayı hedeflediğini bildirdi. 
Ayrıca insanları ve doğal yaşam alanlarını korumak için işbirliklerinin geliştirilmesi, iklim değişiklikleri ile mücadele ve uyum çalışmaları için gelişmiş zengin ülkelerden fon bulunmasının amaçlandığını belirten Ceyhun Dalkan, bu hedeflerin sadece gelişmiş değil, gelişmekte olan ülkeler için de geçerli olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin ilk kez TBMM’den onaylamış olarak, bu toplantıya katılıp sera gazı salınımını dengelemek için hedeflerini sunacağını kaydeden Dalkan, “Bu bağlamda ilk etapta yeni kömür ve termik santral kurulumundan vazgeçip yenilenebilir, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi santrallerine yatırım yapılacağı bildirilmektedir” dedi. 
Hidroelektrik dışı yenilenebilir enerji üretiminin 2018’de yüzde 17 iken, 2030’da yüzde 50’ye, 2050’de ise yüzde 77’ye çıkarılmasının hedeflendiğini bildiren Dalkan, kömür yakıtlarla üretilen enerjinin maliyeti 3 lira iken, rüzgar enerjisi ile üretimin maliyetinin 1 lira olacağının hesaplandığını kaydetti.
Tabipler Birliği Çevre ve Eğitim Sorumlusu Dalkan açıklamasında, şu bilgileri de paylaştı:  
“Kişi başı en yüksek karbon salınımı yapan ülke olan Amerika Birleşik Devletleri, 2030’da 2005’e göre karbon salınımını %50 azaltmayı, 2030’da araçların yarısını elektrikli yapmayı ve 2050’de karbon nötr olmayı hedefliyor. Avrupa Birliği 2030’da emisyonda 1990’a göre %5 azaltmayı ve 2030’da yenilenebilir enerjiyi %40’a çıkarmayı ve 2050’de karbon nötr olmayı amaçlamaktadır.”