Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda varılan barış anlaşmasının en dikkat çekici maddelerinden birinin Zengezur Koridoru olduğunu belirtti.
Özersay, iki yıl önce Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de verdiği konferanslarda Zengezur Koridoru’nu uluslararası hukuk ve dünya örnekleri ışığında değerlendirdiğini hatırlatarak, Nahçıvan ile Azerbaycan’ı bağlayacak bu hattın stratejik önemine değindi.
ABD’nin, koridoru 99 yıllığına kiralayarak “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” adıyla demiryolu, petrol, doğal gaz ve fiber optik hatlarını kapsayacak şekilde işletmeyi planladığını aktaran Özersay, “Bu gelişme ABD’nin Kafkaslardaki nüfuzunu artırırken Rusya’nın bölgedeki etkisini zayıflatacaktır. Ancak koridorun hayata geçirilmesi zaman alacak, bu nedenle değerlendirmelerde aceleci olmamak gerekir” dedi.
Baltık Denizi’ndeki sabotajlar ve Ukrayna savaşı sürerken ABD’nin Kafkaslar’da tam hâkimiyet kurmasının kolay olmayacağını vurgulayan Özersay, projenin Ermenistan yasalarına göre işletileceğini ve bu durumun Azerbaycan ile Ermenistan arasında karşılıklı bağımlılığı artıracağını ifade etti.
Özersay, Ermenistan’daki Rus üslerinin varlığının ve iç siyasetteki etkisinin kolayca kırılmayacağına işaret ederek, Paşinyan’ın siyasi ya da askeri bir darbeyle karşılaşabileceğini belirtti. Azerbaycan’ın 2020’deki askeri başarısıyla Karabağ sorununu büyük ölçüde çözdüğünü hatırlatan Özersay, Zengezur Koridoru’nun tamamlanmasıyla ülkenin stratejik açıdan daha da güçleneceğini, bunun KKTC konusunda Türkiye’ye yönelik tavırları da olumlu etkileyebileceğini kaydetti.
Kıbrıs meselesine de değinen Özersay, “ABD Başkanı Trump isterse Azerbaycan-Ermenistan’ı barıştırdığı gibi Kıbrıs sorununu da çözer” yorumunun yüzeysel olduğunu söyleyerek, mevcut statükonun yıllarca Batı’nın çıkarlarına hizmet ettiğini ve göreceli istikrar sağladığını ifade etti. ABD’nin Kıbrıs’ta riskli ve belirsiz bir kapsamlı çözüm yerine ekonomik temelli karşılıklı bağımlılık formüllerini tercih edeceğini öngördü.
Özersay, yeni dönemde güvenlik, ticari bağımlılık ilişkileri ve küresel aktörler arasındaki ekonomik rekabetin belirleyici olacağını vurgulayarak, “Büyük resmi okumak kolay değil ama sürekli konuşmak, değerlendirmek ve pozisyon almak şart” dedi.






