Gerek insanların duyarsızlığı, gerekse devletin yasaları yürütmekte yeterince çaba sarf etmemesi nedeniyle biyolojik çeşitliliğimiz gitgide azalıyor, ülkemizdeki endemik bitki türleri tehlikeye giriyor. Doç. Dr. Salih Gücel Kıbrıs florası hakkında gazetemizin sorularını yanıtladı.



“Kıbrıs’ta şubat ayından itibaren, orkidelerin çıktığı dönemde yürüyüşler düzenlemeye başlıyoruz. Örneğin birçok başka ülkede sadece bir çeşit orkideyi görebilmek için bir saatten fazla yürümeniz gerekirken, Kıbrıs’ta bu süre zarfında birçok farklı türü görebiliyorsunuz.”

 

Ege ÖZADAM

Ülkemiz florası yüzde onu endemik olmak üzere 1500 farklı türden oluşuyor. Bu bitki türleri genellikle Trodos ve Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yaşıyor...Ova ve kıyılar ise bu bitkilerin az bir miktarını barındırıyor. Örneğin medoş lalesi, hem adanın güneyinde, hem de kuzeyinde yetişirken, değirmenlik adaçayı sadece Beşparmak Dağları eteklerinde, altın meşeyse Trodos Dağı’nda bulunuyor. Gerek insanların duyarsızlığı, gerekse devletin yasaları yürütmekte yeterince çaba sarf etmemesi nedeniyle biyolojik çeşitliliğimiz gitgide azalıyor, ülkemizdeki endemik bitki türleri tehlikeye giriyor.
Doç. Dr. Salih Gücel’le Kıbrıs florası üzerine yaptığımız kısa söyleşinin ardından,  ülkemizdeki biyolojik çeşitliliğin korunması ve araştırılmasına gönül vermiş insanların var olduğunu görmek bizleri mutlu etti.  

Salih Gücel, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde tamamlamış, Yakın Doğu Üniversitesi’nde öğretim görevliliği yapan bir doğa aşığı. Söyleşimizi Yakın Doğu Üniversitesi’ndeki Herbarium’da gerçekleştirdik. Bitkilerle ilgili bilgi almak isteyenlerin başvurabileceği, doğadan toplanan bitkilerin kurutularak bir düzene göre saklandığı bir çeşit kütüphane olan Herbarium, 2005 yılında TC Elçiliği ve Çevre Koruma Dairesi’nin katkılarıyla kurulmuş. İsteyenler Yakın Doğu Üniversitesi Eczalık Fakültesi’nin dördüncü katında yer alan bu yeri ziyaret edebilirler.

Ülkemizde biyolojik çeşitliliği korunabiliyor mu? Ya da koruması için neler yapılıyor?

Öğrencilerime gösterdiğim Caretta Dergisi’nde yayınlanmış bir reklam var. KTHY tarafından dağıtılan dergideki reklamda, elinde endemik lalelerden oluşan bir demet tutan kadın sanki doğadaki çiçekleri sökmek normaldir dercesine objektife gülümsüyor. Bu gibi yanlış tanıtımların yapılmaması için çalışmalar yaptık o dönemde, bunun yanında yasalar çıkarıldı fakat maalesef uygulanmadı. Bir gün doğada yürüyüş yaptığımız sırada kucakları toplanması yasaklanan lalelerle dolu üç kişi gördüm. Onlara yaklaşıp uyarı yaptığımda ve bunun bir cezası olduğunu söylediğimdeyse “devletin hiç işi yok mu da buna ceza kesecek?” sorusuyla karşılaştım. Nitekim yetkililer onlara ceza kesmek istediğinde de bir daha yapmayacaklarına dair söz verip, herhangi bir ceza almadılar. Kimsenin bu konuyla ilgili ceza almaması aslında doğaya karşı saygılı davranan vatandaşlarımızı da “Ben neden yapmayayım?” sorusuna yönlendiriyor. Bu sadece Kuzey’de değil, Güney’de de aynı şekilde. Örneğin Maronitler’in inancında lalenin önemli bir yeri var. Cenaze törenlerinde, mezarları süslerken kullanıyorlar. Laleleri toplamalarına engel olamıyoruz. Yürütme çok yavaş çalışıyor, ne zaman bir ilerleme kaydedecek olsak yönetim değişiyor ve bir şekilde tıkanıyoruz.

Biraz geçmişteki projelerinizden bahsedebilir misiniz ve yeni projeleriniz var mı?

UNDP katkısıyla 2008 yılında “Waterbirds in Cyprus” adında Kıbrıs’taki su kuşlarını 5 yıl boyunca incelemelerimizi içeren bir kitap çıkarttık ve hatta bunun belgeselini yaptık. Bu belgesel birçok kez Kıbrıs televizyonlarında da gösterildi. Şuan TRT’de yayınlanması için çabalıyoruz. Yine bir UNDP destekli proje kapsamında okullarda kuş gözlem kitleri (içinde dürbün, kitapçık vs. olan) dağıttık, öğrencilerle doğada gözlem yaptık. Şuan Alevkayası Piknik alanında bir bölgenin kapatılarak bitkilere ayrılması konusunda bir düşüncem var. İnsan ayak bastığı bölgede yeni bitki çıkmıyor ve bölge bir süre sonra kelleşiyor. Bitkiler azaldıkça da hayvanlar azalıyor ve bu süreç zincirleme olarak devam ediyor.

Düzenlediğiniz doğa yürüyüşlerinden bahseder misiniz?

Kıbrıs’ta şubat ayından itibaren, orkidelerin çıktığı dönemde yürüyüşler düzenlemeye başlıyoruz. Örneğin birçok başka ülkede sadece bir çeşit orkideyi görebilmek için bir saatten fazla yürümeniz gerekirken, Kıbrıs’ta bu süre zarfında birçok farklı türü görebiliyorsunuz. 2000 yılına kadar insanlar zaten sürekli doğayla iççice oldukları için, doğa yürüyüşleri bu kadar ilgi çekmiyordu. Şimdiyse doğadan uzak kalış doğayla temas kurabileceğiniz aktivitelere karşı olan ilgiyi arttırdı. Yürüyüşler sırasında insan doğayı gözlemleyebiliyor, kendi ülkesinin bitki örtüsünü daha iyi tanıyor ve bilinçleniyor. Tabii en önemlisi birbirinden değerli olan bu endemik türlerin tahribatını önlemek, yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli koşulları sağlamak.


xxxxxx

Ülkemizde flamingoların yaşadığını biliyor muydunuz?

Magosa Gülseren göletlinde, Aralık-Mart arasında flamingo kuşlarını 15-20 m kadar yakından görmek mümkün!

Neden Ophrys Kotschyi’nin böceğe benzediğini biliyor muydunuz?

Bunun nedeni orkidenin erkek böcekleri kendine çekerek, onların getirdiği tozlarla döllenme gerçekleştirmesi.

 

Biyolojik zenginliğimizi korumak için ne yapabiliriz?

·       Doğadan yabani bitkileri sökmemeliyiz

·       Kimyasal ilaç kullanımını en aza indirgemeliyiz

·       Bitkilendirme yaparken iklime ve coğrafyaya uygun bitkiler seçmeliyiz

·       Kimyasal ilaç yerine biyolojik savunma yöntemleri denemeliyiz

 

 

Fotoğraflarını da bizlerle paylaştığı için Salih Gücel’e teşekkür ediyoruz.