Bilinen ilk sosyal medya platformu 1997’de kurulan ve kullanıcılarına profil oluşturma, mesaj gönderme gibi özelikleri olan “sixdegrees.com” adlı platformdur. 2001 yılından sonra kurulan Blackplanet, Asianavenue, Migente, Cyworld gibi sosyal ağ platformları, arkadaşlık kurmak isteyen kişilerin kullanımına farklı özellikler sunmuştur.

İlerleyen yıllarda sosyal ağların gelişmesi ve çeşitlenmesiyle birlikte kullanım süreleri ve kullanıcı sayıları giderek artış göstermiştir. Kimileri arkadaşlık ilişkilerini geliştirmek, kimileri kendisini tanıtmak, kimileri sanal dünyadan geri kalmamak veya demode olmamak için bu platformlarda yerini almıştır.

Web 2.0 olarak adlandırılan kullanıcıların da aktif olabildiği, içerik üretebildiği sanal dünya, insanların ilgisini çekmiştir. Özellikle gerçek dünyada ifade edemediklerini sanal dünyada ifade edebilmeleri insanların buna yönelmesine sebep olmuştur. Ortalama 17 yıl gibi oldukça kısa bir süre içerisinde, bireyler hemen hemen günlük yaşamın her alanında sosyal medya kullanır hale gelmiştir. Her ne kadar ilk defa 1976 yılında MelvinDeFleur, SandraBall-Rokeach tarafından “Theories of mass communication” adlı eserinde “medya bağımlılık kuramı” ortaya atılmış olsa da toplumların hazırlıksız yakalandığı bu sanal devrim beraberinde bir takım sorunları da getirmiştir. Bunlardan en önemlisi “sosyal medya bağımlılığı”dır. İnternet bağımlılığının en büyük sebebi olan sosyal medya bağımlılığına ebeveynlerinde hazırlıksız yakalanmasıyla bu konuda bilinçsiz bir kitlenin sanal devrime tam olarak uyum sağlayamamasına sebep oldu. Günümüzde bile pek çok ailenin çocuğunun susmasını sağlamak için eline tablet veya telefon verdiğini düşünürsek gelecekte bu sorunun devam edeceğini tahmin edebiliriz.

Sosyal medya bağımlılığından bahsederken bunun  sadece bağımlılık yapıcı uzak durulması gereken bir dünya olmadığını söylememiz gerekir. Dezavantajları olduğu gibi pek çok avantajları da bulunmaktadır. Artık insanlar eski arkadaşlarını çok rahat bir şekilde sosyal medyadan bulabilmekteler, bilgi içeriği üretimi ve paylaşımı çok kolay hale geldi veya kimseyle kavga etmeden siyasi fikir beyan edebilmenin yolu açıldı, belirli kesimler birbirini daha iyi anlamaya başladı diyebiliriz. Fakat bilinçsiz bir şekilde kullanılırsa bu durum hastalık boyutunu almaktadır. Young internet bağımlılığını psikolojik hastalık olarak tanımlıyor. Tıp bilimine göre de resmi bir hastalık. Türkiye’nin ilk İnternet Bağımlılığı Polikliniği, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde Kasım 2011’den bu yana hizmet vermektedir (Aydeniz, 2011: 34).

A.B.D.’de, 251 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan araştırmada sosyal medya bağımlılığı ile yaşam tatmini arasında ilişki ortaya konulmuş, sosyal medya bağımlılığının yaşam tatminini düşüren bir etkisi olduğu vurgulanmıştır (Longstreet ve Brooks, 2017).

Türkiye’de İnternet ve Sosyal Medya Kullanım Oranları

Dünyada ortalama bir kullanıcı 2018 yılı itibarıyla internette günde ortalama 6 saate yakın zaman geçirmekteyken, Türkiye’de ise ortalama internet kullanım süresi 7 saat 9 dakika.

İnternet kullanım amaçlarına göre ilk sırada % 80.9 ile sosyal ağlar gelmektedir (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2015).