Parkinson hastalığı, hareketi etkileyen, sinir sisteminin ilerleyici bir hastalığıdır. Parkinson hastalığındaki motor bulgular, beynin ortasındaki 'substantianigra’’ denilen bölgede bulunan ve dopamin üretip-salgılayan hücrelerinölmeleri neticesinde ortaya çıkar. Bu hücrelerin neden öldüğü ise günümüzde hala bilinmemektedir.

Üstteki kesitte Parkinson hastalığı olan bir hastanın beyin sapının kesiti, alttaki sağlıklı bireyinki ile karşılaştırılmaktadır. Üstte mavi bir bant şeklinde görülen, dopamin salgılayan(dopaminerjik) hücrelerin altta kaybolduğu gözlenmektedir.

 

Parkinson hastalığı 60 yaşın üstündeki bireylerin yaklaşık %1’ini etkileyen, sık görülen bir hastalıktır. Parkinson hastalığının yıl içerisindeki görülme sıklığı 100,000’de 4.5-21’dir. Erkeklerde kadınlara göre 1.5 kat daha fazla görülür.

 

Parkinson hastalığının sebepleri

Parkinson hastalığının büyük bölümünün (idiyopatik Parkinson hastalığı), genetik ve çevresel faktörlerin (böcek ve tarım ilaçları, tarımsal-kırsal bölgede yaşama,kuyu suyu tüketimi, bitki ilaçlarına maruz kalma, endüstriyel bitkiler ve taşocaklarına yakın olmak, vb.) birlikteliği sonucu ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Günümüzde, Parkinson hastalığı vakalarının %10 kadarının genetikle doğrudan ilişkili olduğu bilinmektedir.

 

Parkinson hastalığının klinik özellikleri

Parkinson hastalığının en sık görülen erken motor belirtileri, tremor (titreme), hareketlerde yavaşlama, sertlik ve distoni (kas tonus bozukluğu)’dir.

 

Tremor (titreme)

Parkinson hastalığının başlangıç motor belirtileri arasında en tipik olanı ellerde ve kollarda olan tek taraflı (asimetrik) ve istirahat sırasında ortaya çıkan titremedir.

 

Baş parmak ve işaret parmağında öne-arkaya şeklinde olan (ovalama, para sayma) titreme hareketi tipiktir ve istirahatte ortaya çıkar. Ancak, bu herkeste görülmeyebilir. Diğer titremeler gibi, bu titremeler de stresle artar ve uykudakaybolur.

 

Bradikinezi (hareketlerde yavaşlama)

Bradikinezi, hareketlerin yavaşlaması demektir. Bulguları değişkendir ve hastalar tarafından farklı şekillerde belirtilebilir. Gerçekte muayene ile tespit edilemeyen güçsüzlük hissi söz konusudur. Bazen hasta tarafından 'komutlarım bacaklarımagitmiyor' şeklinde ifade edilebilir.

 

Yüz mimik kaslarındaki yavaşlama, göz kırpma sıklığında ve yüz ifadelerinde azalmaya (maske yüz) neden olur. Daha ağır hastalarda, konuşma yüzeyelleşir, harfler veheceler tam olarak vurgulanamaz ve anlaşılması güç hale gelir. Yutkunmada bozulma nedeniyle ağızdan salya akması hastalığın ilk başlarında görülmese de, ileri dönemlerde (özellikle gece uykuda iken) sıklıkla gözlenir.

 

Gövde hareketlerinin yavaşlaması, sandalyeden yavaş ya da zorlanarak kalkmaya, yataktayken dönmede, yürümede zorlanmaya neden olur. Yürüme etkilendiğinde ise, hastalar küçük adımlarla yürürler ve ayaklarını sanki yere yapışmış, donmuş gibi zor hareket ettirirler. Bu “donma’’durumları hastalığın ileri dönemlerinde sıklıkla görülür.

 

Rijidite(sertlik):

Bazı hastalar kol ve bacaklarında sertlik tarif ederler. Nadiren de kol veya bacaklarınıoynatırken çarkın hareketine benzer takılma tanımlarlar ki bu muayenede “dişliçark’’ belirtisi olarak tespit edilebilir.

 

Distoni (Kas tonus bozukluğu)

Distoni genç yaşta (40 yaşından önce) ortaya çıkan Parkinson hastalığının sık görülen bulgularındandır. Sıklıkla ayakta istemsiz olarak içeri veya açağı doğru kıvrılma, bükülme şeklinde olup çoğu zaman bacakta kramp veya ağrı ilebirliktedir. Ayak başparmağının yukarı doğru kasılması da gözlenebilir.

 

Parkinson hastalığında gözlenebilecek diğer klinik bulgular

Ses kısıklığı

Uyku bozuklukları

Koku duyusunda azalma

Otonomik bozukluğa bağlıkabızlık, anormal terleme, cinsel işlev bozukluğu ve seboreik dermatit gibibulgular

Genel güçsüzlük hissi, keyifsizlik veya bitkinlik

Depresyon veya hayattan zevkalamama

Düşünmede yavaşlama

 

 

Tanı

Parkinson hastalığının tanısı klinik olarak konulur. Tanı için özel bir laboratuvar testiya da biyolojik belirteç yoktur. Beynin manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya tomografi ile görüntülenmesi tanı koydurucu değildir. Koku testi Parkinson hastalığının tanısını doğrulamada kullanılabilse de bu tür açlışmalara tanı için genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır.

 

Eğer bir kişide şunlar varsa Parkinson hastalığı olasıdır:

 

* Titreme, hareketlerde yavaşlama ve kassertliği şikayetlerinden en az ikisi varsa.

 

* Şikayetler vücudun sadece bir yarısında başlamışsa.

 

* Özellikle istirahatte ortaya çıkantitreme. (Örneğin eller dizin üzerinde istirahat halinde iken)

 

* Bir Parkinson ilacı olan levodopa ile şikayetlerde belirgin düzelme söz konusu ise.

 

Tedavi

Parkinson hastalığının tedavisinde hedef, hastalığın belirti ve bulgularını mümkün olduğunca kontrol altına almak ve bunu yan etkileri mümkün olduğunca en azaindirgeyerek uzun süre devam ettirebilmektir.

 

İlaçlar sayesinde yürüme, hareket ve titreme şikayetleri, beyindeki dopamin miktarını artmasına bağlı olarak düzelecektir.

 

Egzersiz genel sağlık için önemlidir ancak Parkinson hastalarında bu daha da önem kazanmaktadır. Hareketliliği, hareket alanının genişlemesini ve kas dokusunun düzenlenmesini sağlamada fizik tedavi önemli yere sahiptir. Fizik tedavi ayrıca, yürüyüş dengesinin sağlanmasına da yardımcı olur.

 

Derin beyin uyarımı, Parkinson hastalığının tedavisinde uygulanan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemle, beynin hareketlerimizi kontrol eden derin bölgeleri uzun elektrotlarmonte edilerek elektriksel olarak uyarılır.

 

 

Korunma

Parkinson hastalığının sebebi bilinmediğinden dolayı, hastalıktan tam korunabilme hala gizemini korumaktadır. Bununla birlikte, bazı araştırmaların sonuçları, kafeinin (bazıyiyeceklerdeki, kahvedeki ve koladaki) Parkinson hastalığının gelişmesini önleyebileceğini söylemektedir.

 

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin İlker İPEKDAL

 

Nöroloji Anabilim Dalı

 

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi

 


Referanslar:

 

1-http://www.mayoclinic.com/health/parkinsons-disease/DS00295

 

2-http://emedicine.medscape.com/article/1831191-overview