Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Nevzat Özkunt, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) yeni parti binasının temellerinin atılacağı haberleri üzerine değerlendirmelerde bulunarak, “geminin battığını” ancak algının bu yönde olmaması için bu tür girişimler yapıldığını vurguladı
Mayıs TV’de yayınlanan Mayıs Manşet programında Meltem Sakin’in sorularını yanıtlayan Özkunt, enflasyon oranı açıklanıp asgari ücret açıklandıktan sonra, “alım gücünün korunması için etkin denetim yapılması” ve “asgari ücretin, komisyon toplantılarına gerek kalmadan, enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellenmesi” konusunda önerilerde bulundukları bir açıklama yaptıklarını hatırlattı.
Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun, “24 kişilik kadroyla etkin denetim yapamam” dediğini de hatırlatan Özkunt, pahalılığın denetlenmeyeceği ve bu konuda bir adım atılmayacağı konusunda neredeyse emin olduklarını kaydetti.
Özkunt, “Halk-Market’ler kurulmasını da önerdik. Direkt üreticiden alım yapılarak ürünlerin satışa sunulmasının mümkün olduğunu söyledik. Yani ‘muhalefetiz ve sadece eleştiririz’ demiyoruz, öneri ve fikir üretip sunuyoruz” dedi.
“GÜNEYDEKİ ASGARİ ÜCRETLİ 111 KG ET ALIRKEN, KUZEYDEKİ ANCAK 34 KG ET ALABİLİYOR”
Canlı hayvanın üreticiden kilo alım fiyatının 200 TL olduğunu, bu rakamın üzerine 3 katı kâr marjı ekleyip satışa sunulmasının vicdan sınırlarını aştığını kaydeden Özkunt, “Bir müddet et almayın” çağrısını yineledi.
Özkunt, “Asgari ücret bugünkü kurdan 720 euro ediyor, bununla da ancak 34 kilo et alınabiliyor. Güneyde asgari ücret ortalama bin euro ve etin kilosu da 9 euro. Yani güneydeki asgari ücretli 111 kilo et alıyor. Bizim asgari ücretlimiz bile güneyden et alırsa 84 kilo alabiliyor. Yani oradaki para birimi euro olmasına rağmen, kuzeyden daha ucuza et alabiliyor. Çok ciddi bir eşitsizlik ve alım gücü farkı var kuzey ve güney arasında” dedi.
“HÜKÜMET BİR ‘MENFAAT ÇETESİ’ GÖRÜNTÜSÜNDEN İLERİ GİTMİYOR”
Piyasanın rehabilite edilmesinin ve denetlenmesinin şart olduğunu ancak bu denetleme mekanizmasının hükümet tarafından devreye sokulacağını beklemediklerini belirten Özkunt, fiyat karşılaştırmaları yaparak durumu ifşa etmeye ve çözüm önerileri sunmaya da devam edeceklerini kaydetti.
Özkunt, “Bütün muhalefet partileri ve sendikalar da bu durumu eleştiriyor ancak hükümet bu konuda bir ‘menfaat çetesi’ görüntüsünden ileri gitmiyor” ifadelerini kullandı.
“50-60 BİN TL’LİK MAAŞLARA KADAR VERGİ MUAFİYETİ OLMALI”
Atama Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın maaşının 150 bin TL, milletvekilleri maaşlarının ise 130 bin TL olduğunun hatırlatılması üzerine de; bu uçurumun kabul edilemez boyuta geldiğini, çalışan kesimin 24 bin TL ile geçinmeye mahkum edildiğini belirtti.
Vergi dilimlerinde sendikaların mücadelesi sonrası bir değişiklik yapıldığını ancak bunun ne kadar etkili olacağının tartışmalı olduğunu söyleyen Özkunt, güneyde bin 500 euroya kadar olan maaşların vergiden muaf olduğunu hatırlattı.
Özkunt, “Kuzeyde ise sadece asgari ücrete kadar olan maaşların vergiden muaf olması yeterli değildir. En azından 50-60 bin TL’lik maaşlara kadar vergi muafiyeti olmalı. O zaman üst kademe maaşlarındaki artış oranıyla, emekçi kesimin arasındaki maaş uçurumu bir nebze kapatılabilir” dedi.
“TOPLUMA BU KADAR İHANET EDEN BİR HÜKÜMETE ARTIK KİMSENİN OY VERMEMESİ GEREKİR”
Özkunt, UBP’nin yeni parti binasının temellerinin atılacağı haberleri üzerine de değerlendirmelerde bulunarak, geminin battığını ancak algının bu yönde olmaması için bu tür girişimler yapıldığını, UBP’nin de bununla övündüğünü dile getirdi.
“Külliye de dahil toplumun gözünün içine baka baka yapılan tüm gereksiz yatırımlar, topluma yapılan en büyük ihanettir” diyen Özkunt, oy veren kişilerin de artık yurttaşlık bilinciyle oy vermeleri gerektiğini belirtti.
Özkunt, “Lağım suları denize akarken, dağlarımız taş ocakları tarafından oyulurken, rüşvet ortada kol gezinirken, toplum bireylerinin de ahbap-çavuş ilişkileri içinde oy vermeleri, bu düzenin daha da yerleşmesine sebep oluyor. Topluma bu kadar ihanet eden bir hükümete artık kimsenin oy vermemesi gerekir” dedi.