Diva Uluçay

Biz Londra’da kala
balığız, aceleciyiz. İş çıkışında bir metrekarelik bir alanı 5 kişi paylaşırken gerginiz, nefessiziz. Yerin altında havasız bir ortamda, yorgun yüzlerin arasında evimize doğru ilerlerken ciğerlerimizle birlikte ruhumuz da nefessiz kalır bazen. Arada bir bu şehrin dışına çıkıp yeşili görmek, sarıyı görmek insana huzur verir. Akciğerlerimiz içlerine alınan tertemiz havayı memnuniyetle karşılar.

İngiltere’de ‘Olağan üstü doğal güzellik alanı’ (Area of outstanding natural beauty) ilan edilmiş bir sürü yer vardır. ‘Surrey Hills’ de bu yerlerden biridir. Surrey bölgesinin dörtte birini kapsayan bu doğa harikası yerin içinden geçen üç tane uzun mesafe yürüyüş parkuru vardır. Bu parkurlardan birini tuttuğunuzda kendinizi 2-3 saatliğine de olsa medeniyetin bize sunduğu ve artık bizim için vazgeçilmez olan imkanların ağırlığından uzaklaşmış, doğayla iç içe geçmiş halde bulacaksınız.

Bu doğal parkın etrafında birçok küçük yerleşim birimleri de vardır. Yürüyüşünüz bittiğinde bu küçük İngiliz kasabalarından birini keşfe çıkabilirsiniz. Toprakla temas halinde geçen bir günün ardından rehavet çöker, gezinizi bir İngiliz pubında Sunday roast’unuzu yiyerek, biranızı içerek noktalarsınız.

Siz gezinizi elbette Surrey Hills’in etrafındaki herhangi bir kasabadan başlatıp bitirebilirsiniz. Buradan bir öneri: Londra Waterloo istasyonundan Dorking trenini alıp Dorking’den bir önceki durak olan Leatherhead’de inip yürüyüşünüze oradan başlayabilirsiniz. Vadiye bakan büyük vilların olduğu yoldan geçtikten sonra parka varacaksınız. Sonra kendinizi yeşile bırakın ve içinizden hangi yola sapmak gelirse oraya sapın. Tabi ki aklınızda belli bir destinasyon varsa harita kullanmak da mantıklı olabilir. Dorking tarafına doğru yürüyüp parktan çıktıktan sonra bağlar boyunca ilerleyen yolu takip edip Dorking kasabasında gezinizi noktalayabilirsiniz.

Parkurunuz hangisi olursa olsun, bu geziden büyük keyif almaya ve birkaç saatliğine bile olsa size bahşedilen bu doğal harikanın tadını çıkarmaya bakın.