İşte Dr. Ahmet Kaşif’in çeşitli konulardaki sorulara yanıtları...

 

Soru; Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu size aday olmanız yönünde herhangi bir  baskıda bulundu mu?

Ahmet Kaşif ;Sayın Eroğlu bizim partimizin doğal lideridir. Senelerce partimizi büyüttü ve senelerce de Başbakanlık dahil birçok üst düzey görevde bulundu. UBP olarak onu Cumhurbaşkanlığına aday gösterdik ve bu büyük yarışı çok önde tamamlayarak Cumhurbaşkanımız oldu. Sayın Eroğlu şu anda KKTC’nin Cumhurbaşkanıdır ve bu görevi de layıkı ile yerine getirmektedir. Samimi olarak gözlemim kendisinin partiler üstü kalmaya büyük özen gösterdiğidir. Sayın Eroğlu’nun parti başkanlığı için, benim adaylığım konusunda herhangi bir baskısı asla söz konusu olmamıştır.

Soru; Sizi Derviş Eroğlu’nun adayı olarak göstermek isteyenlere ne diyeceksiniz?

Ahmet Kaşif: Sayın Eroğlu gerek benim gerekse UBP’liler  için önemli bir liderdir. Senelerce partimizi yönetmiş ve liderlik yapmıştır. Uzun yıllar boyunca edindiği engin tecrübeleri ile onun yol göstericiliğine ihtiyacımız olduğu kanısındayım. Fakat Sayın Eroğlu şu anda Cumhurbaşkanımızdır ve partimizin içişlerine de mümkün olduğu kadarı ile karışmamaya özen göstermektedir. Ancak elbette ki Sayın Eroğlu da ülkemizin içinde bulunduğu durumu ve sorunları görmektedir. Gerek katıldığı bakanlar kurullarında, gerekse özel sohbetlerinde gördüğü bu sorunları defalarca dile getirmiştir.  Ben Sayın Eroğlu ile olduğu gibi birçok partili arkadaşımız ile de partimizin ve halkımızın yaşadığı sıkıntıları konuşup paylaşıyorum ve biliyorum ki birçok partili de benim ve Sayın Eroğlu’nun gördüğü bu sıkıntıları görüyor ve üzülüyor. Sonuç olarak benim herhangi bir kişinin adayı olmam söz konusu değildir. Dolayısı ile benim adaylığımı Sayın Eroğlu ile ilişkilendirmek doğru değildir. Ben partinin ve halkımızın geleceği ile ilgili birtakım sıkıntıları gördüğüm ve  bu sıkıntıların iyi organize olmuş bir hükümetle aşılabileceğine yürekten inandığım için  tabandan gelen baskıyla aday oldum. Benim de uzun siyasi hayatım boyunca yaşadıklarımdan edindiğim deneyimlerim var.  Bu tecrübe ve deneyimlerimin bizleri ulaşmak istediğimiz noktaya götürüp, sonrasında da bizlere ışık tutacağına inanıyorum. Çünkü  iyi niyetle ve hizmet edebilmek için bu yola çıkmış bulunmaktayım. 

Soru; Siz İrsen Küçük kabinesinde görev yapan bir bakansınız. Hükümetin kararlarında sizin de imzanız var. O halde neden aday oldunuz? Bunu öne sürenlere ne diyeceksiniz?

Ahmet Kaşif; Ben de bu hükümetin bir parçasıyım ve bu hükümetin aldığı kararlarda benim de imzam bulunmaktadır. Zaten bu yola girmemin en büyük sebebi de bu, attığım imzaların sorumluluğunu alabilmek ve bunu alnımın akıyla açıklayabilmektir.

Son dönemde bazı konularda başarılı olmamıza rağmen  en önemli konularda başarısız olduk. Bu başarısızlıklar ve tabanın baskısı  da beni aday olmaya teşvik etmiştir. Bu başarısızlıklardan kısaca bahsedecek olursak;

 

·   Parti ve hükümet içinde otorite boşluğu doğdu ve Sayın Başbakan bu otorite boşluğu ile mücadele edemedi. Basına da birçok kez yansıması ile gündeme gelen parti içerisindeki, hem partiye hem de topluma zarar veren gelişmeler karşısında Sayın Başbakan kararlılıkla duramadı ve partimizin, halkımızın yararları ile ters düştü.

 

·      Başbakanlıktaki uzman kadroların eksikliği  ve dar bir ekip  ile profesyonellikten uzak bir anlayışla devleti ve partiyi idare etme yöntemi de kanaatimce hiçbir şekilde uygun değildir.

 

·      Sağlıklı, yararlı, çağdaş vizyon eksikliği büyük bir sorun olmuştur. Şu anda Sayın Başkanınımızın hükümetin başı olarak ülkenin gerektirdiği atılımları yapacak, yaptıracak, sağlam, tartışılarak, görüşülerek saptanmış bir vizyonu olduğuna inanmıyorum,

 

·      Kararlılık olmadığından gerek kamuoyunda gerekse parti içerisinde güven bunalımı yaratılmış, ve partimizin birlik ve bütünlüğü zedelenmiştir. Parti içerisinde gruplaşmalar oluşmuştur. Partimiz güç kaybederken halk, hükümetin ne yapmak istediğini anlamakta zorluk çekmektedir.

 

·      Parti ciddi kan kaybetmektedir.  Yeni bir vizyon, yeni bir plan-program yaratılarak halkın özü olan UBP iktidarını sürdürmelidir. Ben, UBP’nin gerekli öz eleştirileri yaparak partinin toparlanmasına yeni bir ruh ve vizyonla yeninden birinci parti ve hatta tek başına iktidar partisi olabilmesine katkı sağlamak üzere arkadaşlarımla, partililerimle çok çalışmak üzere genel başkanlık görevine talibim.

 

·      Ekonomik Program ve kaynakların yanlış kullanımı konusunda da ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Biz hükümet olarak ekonomik programa sahip çıkamıyoruz, kendi tezlerimizi Anavatan Türkiye yetkililerine karşı da halkımıza karşı da savunamıyoruz. Gerçek ihtiyaçlarımız, kalkınmamız ve istikrarlı büyüme için asıl yapılması gerekenler ekonomik programa doğru şekilde yansıtılılmalıdır.

 

Soru: Farkınız ne olacak? Kurultay neden sizi Genel Başkan seçsin?

Ahmet Kaşif; Öncelikle şunu söyleyim kimse ile şahsi bir kavgam olmadı, olamaz da.Uyumlu, sakin, önyargısız çalışan, bölmeyi değil birleştirmeyi tercih eden, dinleyen, sabırlı davranan bir kişiyim.
Ben ve ekibim daha iyisini yapabileceğimize, sorunların çözümüne katkıda bulunabileceğimize inandığımız için bu yola baş koyduk. Bir yenilenme  ihtiyacı içerisinde olduğumuz için böyle bir yola çıktık. Hükümete gelirken birçok sözler verdik ve o dönemde halk bize inandı, güvendi oy verdi tek başına iktidara getirdi. Ancak ne yazık ki, o günle bugünü karşılaştırdığımızda durumun hiç iyi olmadığı ortadadır. Kendi kendimize aynada bakmak zorundayız, UBP için bir özeleştiri yapma zamanıdır. Bazı şeyler iyi gitmiyor. Bunların nedenlerini?,nasıllarını? anlamak ve halk için yeniden yapılanmak zorundayız. Halkın bize güvenini suistimal edemeyiz.  Bu yeniden yapılanma ise ancak yeni bir EKİP ve yeni bir VİZYONLA olur.

Benim farkım bu olacak. Ben gelecek nesiller için, torunlarımız ve çocuklarımız için UBP’nin yeniden yapılanması, halka sosyal ve ekonomik alanlarda acilen sahip çıkılması gerektiğine inanıyorum.

Soru; Ülkenin sıkıntıları arttı deniliyor ? Sizce nedir bunlar ?

Ahmet Kaşif; Bu sorunların hemen hemen hepsi uzun yıllardır boğuştuğumuz sorunlardır. Biz de çözmeye çalışıyoruz, fakat bu sorunların  çözülmesi büyük bir kararlılık, düzgün bir duruş, teknik yeterlilik, en yüksek derecede koordinasyon, siyasi özveri gibi konularda başarılı olmakla mümkündür. Ben ve ekibim bu konularda detaylı bir şekilde çalıştık.

Peki nedir bu sorunlar : Öncelikle ekonomik sorunlar ve tabi ki işsizlik, ekonomik daralma, üretim azlığı, bu sorunlar için yasal düzenlemeler yaparak çözüm önerileri geliştirmek gerekli. Siyasi sistemin tıkanıklığı söz konusu bu konuda da öncülük etmek gerekli. Alt yapı sorunları özellikle elektrik, konut sorunu gibi bunlar çözüm bekliyor. Bunların dışında siyasi sorunlar var. Kıbrıs meselesi, Türkiye KKTC ilişkileri gibi konularda da yeniden yapılanmalar yeni bakış açıları gerekli.

Soru :UBP’deki temel sorunlar nelerdir?

Ahmet Kaşif;  Daha önce yanıtlamıştım ama yineleyeyim; Parti disiplinin yok oluşa doğru gitmesi, uzman ekiple değil,  bilgi ve donanımı tam olmayan ekiple  başbakanlık işlerinin yürütülmesi, yeterince kararlı davranılamaması, Bakanlıklar arasındaki koordinasyonun sağlanamaması, bakanlıklar arasında yardımlaşma ve proje üretme eksikliği, parti içerisinde gruplaşmalara yol açan bir parti idaresi olarak kısaca özetlenebilir.

Soru ;Anavatan Türkiye ile imzalanan ekonomik programlarla ilgili görüşleriniz nedir ?

Ahmet Kaşif; Bildiğiniz gibi ülkemiz Kuzey Kıbrıs küçük bir ada ülkesidir ve kaynakları da  oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle büyümekte zorlanan ekonomimizi hizmet sektörlerini destekleyerek ayakta tutmaya çalışıyoruz. Biz de her devlet gibi borçlanmak ve kendi kendimize yetebilmek için zor  bir süreçten geçmek zorundayız. Bunları dünyadaki bütün ülkeler yapmıştır.  Üstelik bizimle Tükiye arasında asırlara dayanan kader birliği bulunmaktadır.  Bu da tüm dünya devletleri ekonomik krizle boğuşurken bize bir dosttan yardım alabilme şansı vermektedir. Türkiye ile yaptığımız ekonomik işbirliği anlaşması bizim için bu bağlamda oldukça önemlidir ve gereklidir. Şunu kabul etmemiz gerekir ki birtakım sıkıntıları aşmak için, ileriki nesillere daha iyi bir Kuzey Kıbrıs vermek için bir müddet ekonomik olarak fedakarlık yapmalıyız. Hatırlayacaksınız ki geçtiğimiz yıllarda bunu Türkiye de yaptı, o da İMF’den yardım aldı. Burda önemli olan kendi çözümlerimizi üretip ekonomik programa dahil edebilme ve bizim için önemli manevi değerlerimizle, stratejik sektörlerimize sahip çıkmaktır.
Anavatan Türkiye ile doğru etkin ekonomik işbirliği protokollerinin imzalanarak uygulanması, yazılanların lafta kalmaması bizim için hayati bir ihtiyaçtır.
Bu protokolden korkmadan ona sahip çıkmalıyız. Bunun yanında gerekli hazırlıkları yapıp kendi projelerimizi ve çözüm yollarını hazırlayıp gelişim, değişim ve dönüşüm yolunda kararlı adımlarla geriye bakarak değil hep daha ileriye bakarak yürümeliyiz. Tüm bunları yaparken de şeffaf olmalıyız. Neyi hedeflediğimizi, neyi ne için yaptığımızı halka iyice anlatmalıyız.

Soru ; Size Türkiye yetkilileri tarafından aday olmamanız yönünde her hangi bir konuşma yapıldı mı ?

Ahmet Kaşif: Soruyu şöyle yanıtlarsam sanırım en doğru cevabı vermiş olurum. Bazı şeyler  vardır  ki; ülkeniz  için, halkınız için ,partiniz için, kendiniz için yanıtının verilmemesi, yanıtının verilmesinden daha yararlı olur.
Türkiye Devleti ile bizler ayni ulusun parçaları olduğumuzdan dolayı ne bizim onlar için ne de onların bizler için şu parti olsun öteki parti olsun gibi bir yaklaşımı olamayacağı yönündedir. Bizler KKTC Devletinin ve Türkiye Devletinin uzun vadeli çıkarlarını korumakla yükümlüyüz ve böyle bir misyonda görevli herkesle çalışmak zorundayız. Bizler devlet adamları olarak bu sorumlululuğun farkındayız. Maalesef partimizin en tepesinde yer alan Sayın Başkan bazı konularda olduğu gibi bu konuda da  yanlış yapmıştır.