Hasan KARLITAŞ

 

Salamis’in yıkıntıları arasında,

artık bir ıssızlığı yaşayan şu kırık yollu yontu,

Zamanların aşındırdığı mermer yüz,

bakılmak için değil, okunmak içindir

Zamanı okumak !      

Fikret Demirağ

Salamis  Antik şehri, Kıbrıs şehir krallıkları arasında apayrı  bir yere sahip. Tarih sürecinde,  M.Ö 11.yy  ve M.S 9. yy. arasında tam 21 yüzyıl iskan gören  Salamis, uzun yıllar boyunca Kıbrıs’ın başkentliğini de yaptı. Kıbrıs tarihi içerisinde, Salamis Antik Kentinin yeri ayrıdır.  Asırlar boyunca Adamıza başkentlik yapan Salamis, hiç tartışmasız, Kıbrıs’ın en zengin, şehridir. Güçlü kralların ihtişamlı şehri Salamis’in görkemli geçmişinin, sessiz tanığı olan taşlarının bir dili olsa da konuşsa. Neler anlatırdı kimbilir ? Çok büyük bir bölümü halen toprak altında olan Salamis’in arkeolojik kazıları da apayrı bir öneme sahiptir.

Özellikle, 1952 senesinin Eylül ayında 23 yaşında genç bir  arkeolog olan Vassos Karageorghis’in  8000 pound’luk bir bütçe ile yürüttüğü kazılar, şehrin geçmişinin aydınlanmasında çok önemli bir yere sahip. Şehrin kazıları, yaklaşık 22 yıl sürer. 1974’te yarım kalır.  Kazı çalışmalarda, özellikle köylü kadın işçiler büyük başarıya imza atar. Kadın işçilerin çok oluşu, erkeklere göre daha az bir ücret karşılığında çalışmalarından dolayı idi. Bu zor ve yorucu çalışmalar neticesinde önemli arkeolojik keşifler yapılır. Kıbrıs’ın yakıcı yaz sıcağı ve ağır iş koşulları, Kıbrıs’ın cefakar insanının çabası ile başarı hikayelerine dönüşür.   

Arkeolojik Kazılar neticesinde,  gymnasium,  hamamlar, tiyatro ve kutsal nekropolis alanları gün yüzüne çıkarılır.  

Salamis, çağlar boyunca yaşamış olduğu gel gitlerde,  büyük hikayeleler biriktirir.  

‘’ Salamis’te tarihin sessiz tanığı olarak duran taşların arasında dolaşırken, geçmişin ayak seslerini hissedebilirsiniz. ‘’

Salamis şehrinin ziyaret açık bölümleri, ziyaretçilerine ışıltılı geçmişin yansımasını hüzünle anlatıyor.  Salamis, en parlak dönemini Roma Döneminde yaşar. Salamis’in görülebilecek yerleri şunlardır ; şehir  merkezini çevreleyen sur yapıları, spor alanı olarak kullanılan Gymnasium, alttan ısıtma sistemine sahip, mimari bir harika olan hamamlar, Agustus döneminde inşa edilen 15 bin kişilik oturma kapasitesine sahip tiyatro, tiyatronun güneyinde yer alan Roma Villası, Bizans su sarnıcı, eşsiz güzellikteki mozaik motiflerine sahip MS 4. Yy’da inşa edilen Kampanapetra Bazilikası, Kıbrıs’ın bilinen en büyük bazilikası, psikopos Epiphanius’a adanmış Aziz Epiphanius Bazilikası, Şehrin su ihtiyacını karşılayan Su deposu-vouta, çepeçevre dükkanlardan oluşan Pazar yeri-Agora ve Agoranın güney ucunda yer alan Salamis’in ana tapınağı Zeus Tapınağı. Aziz Barnabas Manastırı ve Enkomi yerleşim yerine kadar uzanan bölge ise büyük ölçüde,  Nekropol (mezarlık alanı)  alanı olarak kullanılmaktaydı.

Antik Salamis kentinde, 1800’lü yılların sonundan, günümüze çeşitli kazı ve araştırma çalışmaları yürütülmüştür. Yürütülen kazı çalışmaları neticesinde sadece şehrin % 10’luk bir bölümü açığa çıkarılmıştır. Bir başka deyişle, Salamis’in % 90’ı halen toprak altında, günyüzü özlemi çekiyor.  Salamis, Akdenizin en büyük liman ve ticaret kentidir.  Türkiye’deki Efes şehrinden daha büyüktür. Salamis’in tamamı ile günyüzüne çıkarılmasının, yaklaşık 100 yıl alacağı düşünülüyor. Şehir yaklaşık olarak, 8 kilometrelik bir alana yayılıyor ve şehrin tamamı ancak 3-4 kuşak sonra  görülebilecek... Ne büyük bir gizem. SALAMİS şehrinin sadece %10’u bile böylesine büyük bir zenginlik sunuyorsa, varın siz geriye kalan % 90’lık kısmını hayal ediniz ! Geçmiş zaman olur ki, hayalî, cihana değer !

 

Yararlanılan Kaynak ve Fotoğraflar:  Vassos Karageorghis – 1952 – 1974 dönemi Salamis Kazıları.