CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Lider Nikos Anastasiadis arasındaki lâf dalaşının, demeç kavgasının, atışmalarının, olgun bir siyaset değil, çocukça bir davranış olduğunu belirtti. İncirli, “Gerginlik tırmanırsa toplum zarar görür” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Cenevre görüşmelerinden önce siyasi partilere bilgi vermediğinden ve meclise gelip konuşmadığından yakınan İncirli, Cenevre’de bile oradaki siyasilerle görüşlerin paylaşılmadığını ve bunun doğru olmadığını kaydetti.

 Sıla Usar İncirli, Haber Kıbrıs Web TV’de yayınlanan “Markaj” programına katılarak, Ali Baturay’ın sorularını yanıtladı.

İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nin çalışmalarını sürdürmesi hakkındaki soru üzerine İncirli, “Komitenin çalışmaları hayatidir ve çok önemlidir. Siyasilerin pozisyonu ne ise komitelere de etki eder. Sağlıkçılar sorumluluk sahibidir, bu nedenle umarım çalışmaları kesintiye uğramaz. Tatar ve Anastasiadis sürekli birbirine laf söylüyor kavga ediyor. Memleket için çalışsınlar görevlerini yapsınlar” dedi.

Cenevre’deki gayrı resmi 5+BM görüşmelerindeki Türk tarafının önerisi hakkında konuşan İncirli, “Anastasiadis’in ekmeğine bal sürüldü. Anastasiadis, federasyonu istemediği ve halkına anlatamayacağı için Crans Montana’yı dağıttı ancak iki devlet önerisi sonrasında sütten çıkmış ak kaşık oldu. Siyasi eşitlik konusundaki tavrını biliyoruz. Türk tarafının pozisyonunu gerçek dışı ve tehlikeli buluyorum” diye konuştu.

Koronavirüs tedbirleri ve kısıtlamalarından bahseden İncirli, “Güzelliklere ulaşmak sabır ister. Anneler günü ve bayram kutlamalarında vatandaş dikkat etmeli. Aile ziyaretleri güzel bir gelenek ancak bu sene yapılmamalı. 10 kişi evde toplanabilir fakat bu sayıyı aşmamak lazım. Ülke kapanacak diye marketlerde yoğunluk yaşanması temas riskini artırır. Aşılama dünyada devam ediyor. Sabırlı olunsun…” ifadelerini kullandı.

 Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Türk tarafının pozisyonunun çözmek için değil çözmemek için olduğunu iddia eden İncirli, “Çözümsüzlük çözümdür diye hareket ettiler ve mevcut statükodan memnun olduklarını söylediler. Statükodan memnun olmayan halk mücadeleye devam edecek. Söyledikleri çözüm modelinin gerçekleşmeyeceğini kendileri de biliyorlar. Bugünü ve geleceği karartıyorlar” dedi.

Annan Planı ve referandumdan sonra ortaya konulan çözüm iradesinden dolayı kazanımlar olduğuna işaret eden İncirli, şöyle konuştu:

“Kıbrıs sorununun çözümü için istediklerimizi elde edemedik ancak elimizdekileri de kaybedebiliriz. Kıbrıs Cumhuriyetinden kazanımların kaybedileceği söyleniyor, katılmıyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki halklar bireyseldir. Bakidir ancak yeterli değildir. Toplumsal haklarımız federasyondadır. Uluslararası tanınmışlık için tanınan bir devlete ihtiyacımız var. Bu ancak federasyonla mümkündür. Bunu herkes biliyor ancak statükoyu kaybetmemek için mücadele veriyorlar. İnsanları ikna etmeye çalışıyorlar, kabul etmesinler…”

 İki liderin demeç kavgasının, atışmalarının, yaptıklarının olgun bir siyaset olmadığını ve çocukça bir davranış olduğunu anlatan İncirli, “Gerginlik tırmanırsa toplum zarar görür” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Cenevre görüşmelerinden önce siyasi partilere bilgi vermediğinden ve meclise gelip konuşmadığından yakınan İncirli, “Cenevre’de bile oradaki siyasilerle görüşler paylaşılmadı. Rumlara sunulacak öneriler basında çıktı ancak Tatar inkâr etti. Tutumunu doğru bulmuyorum, ayıp buluyorum. Sunulacak önerilerden haberi olmadığı ve eline vermiş olabilirler diye düşünüyorum” dedi.

CTP olarak seçim kaybettikleri şeklindeki görüşlere katılmadığına vurgu yapan İncirli, “Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmek, 4’lü hükümetin bozulması, 2’li hükümetin kurulması, UBP müdahaleleri azınlık hükümetinin kurulması, topluma yapılan darbelerdir. CTP olarak seçim kaybetmiyoruz. Halk kaybediyor. Ülkeyi karanlığa ve belirsizliğe götürecek olan zihniyetler toplumun başına geliyor” ifadelerini kullandı.

Erken genel seçimle ilgili görüşlerini de anlatan İncirli, “UBP Milletvekili Yasemin Öztürk’ün komitede UBP’nin 4 üyesinin olması gerektiğini savunmasını anlamıyorum. Adı üstünde azınlık hükümeti, çoğunluk değildirler. Orantılılık ilkesine göre karşılığı odur. Orantılıkta sıkıntı yok. AD-HOC kurulmasına gerek yok. Hukuk komitesinde seçim tarihi görüşülecek. Hükümettir diye ‘benim istediğim olacak’ anlayışı doğru değil. Erken seçim tarihini ilk kendileri söyledi ve programa yazdılar. Kendi kendilerini inkar ediyorlar. Demokraside ‘biz ne dersek o olur’ demek yanlıştır” şeklinde konuştu.

Erken genel seçim 2022 yılının nisan ayında olursa ülkenin 6 ay kilitleneceğinden bahseden İncirli, “Komitede istediğiniz tarihi geçirin ancak genel kurulda sayımız yeter tarihi değişeceğiz diyorlar. Bu etik bir davranış değildir. Anayasa gereği seçim tarihi belirlenmelidir. Meclis başkanı da tarafsızlığını kaybetti. Doktorlara, YSK’ya ve muhalefete sitem ediyorlar. Yetki kendilerindedir ancak sorumluluğu başkalarına atıyorlar” dedi.

(Haber Kıbrıs)