Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda ilk sözü alan CTP Milletvekili Devrim Barçın, “Halka Değil Yandaşlara Harcanan Bütçe Kalemleri” başlıklı bir konuşma yaptı.

Ülkenin kaynaklarının “çarçur edildiğini” söyleyen Barçın, Spor Dairesinin yaptığı harcamalara işaret etti.

Spor Dairesi büfesine tek seferde 84 bin TL ödeme yapıldığını, Atatürk Stadyumunda 52 bin TL’lik akaryakıt alındığını söyleyen Barçın, Sayıştay’ın Spor Dairesi bütçesinin usulüne uygun kullanılıp kullanılmadığını incelemesi gerektiğini belirtti.

Milli sporculara poligonda kullanmak için verilen ateşli silah izinlerine işaret eden Barçın, lisansı olmayan kişilere de bu iznin verildiğini ifade etti.

Dairenin verdiği ödüllere de işaret eden Barçın, bu ödülleri hak ederek alan kişiler de olduğunu ancak sporla hiç ilgisi olmayan bazı kişilere de ödül verildiğini, hatta cezaevinde olanlara dahi ödeme yapıldığını söyledi.

Bu kişilere hangi başarısına göre bu ödüllerin verildiğinin araştırılması gerektiğini belirten Barçın, Sayıştay’ın bir an önce Spor Dairesine el atması gerektiğini tekrarladı.

Konuşmasının devamında "Vakıflar Bankasına hiç ihtiyaç olmadığı halde 3 tane sıfır lüks Audi marka araç alındığını" belirten Barçın, bu ve bunun gibi nedenle toplumun yapılan kesintilere de güvenmediğini ifade etti.

Barçın, depreme yönelik hazırlık için kaynağa ihtiyaç duyulduğunu, bu yüzden örneğin izaz ikram kalemi, ödül ve ikramiye kalemi gibi kalemlerdeki harcamalara bakılması gerektiğini anlattı.

-“Maaş kesintisi gönüllülük esasına göre olmalı”

Maaş kesintisinin gönüllülük esasına göre olması gerektiğini kaydeden Barçın önceki örneklere işaret etti.

Yapılan düzenlemede, 15 bin TL maaş alan özel sektör çalışanlarına da kesinti öngörüldüğünü ifade eden Barçın, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten 15 gün içinde itiraz hakkı olduğu için, yeni artıştan sonra maaşı 15 bin TL’yi geçecek olan asgari ücretlilere itiraz hakkı da verilmediğini belirtti.

Karpaz’da, İskele’deki işverenlerin, işçi kesinti reddi dilekçesini Lefkoşa’ya gelip bunu beyan etmemesi nedeniyle işçiyi borçlu hale getireceğini söyleyen Barçın, özel sektörden maaş kesintisinin ödeme araçları bakımından zorunlu kılınamayacağını kaydetti.

Daha önce bazı kalemlerin depremle mücadeleye kullanılabileceğini söylediklerini ancak bunun dinlenmediğini ifade eden Barçın, depremle mücadele için kaynak sağlamak için devletin de izaz ikram, temsil, yurt dışı geçici görev yolluğu, Merkez Bankası kâr payı gibi kalemlerden buraya para aktarması gerektiğini ifade etti.

-Öztürkler: “İlgili emareler sunulmalı”

İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler eleştirilere yanıt vermek üzere kürsüye çıktı. Olimpik ateşli tabanca konusundaki soru üzerine, konuyla ilgili emarelerin sunulmasını istedi.

Ateşli silahların satışı ve stopajı konusundaki düzenlemeyi, Bakanlar Kurulu’ndan Meclise gönderirken KKTC vatandaşlarını ayırdıklarını söyleyen Öztürkler, bu konuda düzenleme yapılacağını söyledi.

-Taçoy: “Sayıştay incelemesinden kaçan kimse olamaz”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy da “Sayıştay incelemesinden kaçan kimse olamaz” diyerek, tüm sporculara özellikle ferdi spor yapanlara Spor Dairesinin Başbakanlık kanalıyla yardım yapıp maaş bağladığını ifade etti. Ancak belirli bir yaşın atlında olanlara bu işlemin ebeveynleri üstünden yapıldığını kaydeden Taçoy , mahkûma hiçbir şekilde maaş ödenmediğini ancak eğer bir boksörden bahsediliyorsa yapılan ödemenin eski bir müsabakanın ödemesi olduğunu kaydetti.

Atatürk Spor Salonundaki yakıt ödemesinin, plakalar bazında dökümlerinin kayıtlarda olduğunu ifade eden Taçoy, Atatürk Stadyumuna yapılan yatırımın da Planlama ve İnşaat Dairesinin belirlediği şekilde yapıldığını dile getirdi.

Sosyal Sigortaların tahsilatı nasıl yapacağının şu anda toplantıda olan yetkililere sorulabileceğini kaydeden Taçoy, burada toplanan rakamın gitmesi gereken noktalara nasıl gideceğinin de bu toplantıda belirleneceğini kaydetti.

Kesintiye herkesin itiraz hakkı olduğunu ifade eden Taçoy, ilk alınan kararın hemen ardından Sosyal Sigortalar Dairesinin itiraz formunu da hazırladığını belirtti.

Maaşlardan toplam kesilecek rakamın 15 bin TL için 150 TL aylık olduğunu kaydeden Taçoy, rakamın çok daha fazlaymış gibi lanse edildiğini anlattı.

-Barçın

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Devrim Barçın, kesintiyle oluşacak kaynak hakkında hükümet tarafından yapılan öngörüye işaret etti. Kesintinin 13’üncü maaş da dahil tüm gelirleri kapsadığını dile getiren Barçın bunun böyle olmaması için tasarının nasıl düzenlenmesi gerektiğini de komite toplantısında söylediklerini anlattı.

-Solyalı: “Kamu kaynaklarını rant olarak gören; rüşvet geleneğinin olduğu bir sistem”

Daha sonra CTP Milletvekili Ürün Solyalı, “Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2022” başlıklı konuşma yaptı. Geçen sene de yolsuzluk algısı raporunu kürsüden paylaştığını dile getiren Solyalı, bu sene durumun daha da ileri bir noktada olduğunu anlatmak için bu yılki raporun kapağına bir bomba resmi konduğunu kaydetti.

Bu yapılan çalışmaların uluslararası örgütler gözetiminde yürütüldüğünü ifade eden Solyalı, raporda kamu kaynaklarını rant olarak gören; rüşvet geleneğinin olduğu bir sisteme işaret edildiğini belirtti.

Sağlık, eğitim, enerji alanlarınki yolsuzlukların halkın günlük hayatını etkiler halde olduğunu söyleyen Solyalı, yatırım eksikliği ve ihalesiz yakıt alımlarının yarattığı elektriksizlik gibi sonuçlara işaret etti.

Atamaların liyakatsiz olduğunu tartışmaya bile gerek olmadığını söyleyen Solyalı, Başbakan Ünal Üstel hakkında hala açıklanmayan bir “jet raporu” bulunduğunu söyledi.

“Emirnamelerin bir günde kaldırılması yolsuzluk değil mi?” diyen Solyalı, ihale kapsamını daraltacak uygulamalar, haksız ödüllendirmeler olduğunu kaydetti.  

Solyalı, gerekli denetlemeler yapılsa bugün kaynak yaratmak için “devletin elini halkın cebine sokmasının” gerekmeyeceğini söyledi.

KKTC’nin ülke puan ortalamasının 2017’de 40 iken 2021’de 28’e, bu sene de 27’ye düştüğünü ifade eden Solyalı, Gambiya’nın ülke puanının 34 olduğunu ifade etti, “anlıyorum neden sürekli oralara kutlamalar yolladığımızı” dedi.

Rapordaki 180 ülkenin ortalamasının 43 olduğunu, KKTC’nin 140’ncı sırada bulunduğunu kaydeden Solyalı, bunun utanılacak bir şey olduğunu ifade etti.

“Siz ya da bir tanıdığınız işinin olması için devlet kademesindeki yöneticilere rüşvet verdiniz mi?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 40’ının evet yanıtını verdiğini kaydeden Solyalı, yüzde 63’ün teşviklerin yolsuz şekilde dağıtıldığını düşündüğünü belirtti.

Yolsuzlukla mücadele edilmemesinin sosyal dengenin ciddi şekilde bozulmasına neden olduğunu ifade eden Solyalı, katılımcıların yüzde 84’ünün hükümetin yolsuzluğa katılımı olduğunu düşündüğünü belirtti, “Size güvenmiyorlar” dedi.

-Taçoy: “Bu düzeltilmek isteniyorsa protesto ederek değil hep birlikte hareket ederek olur”

Cevap vermek için kürsüye çıkan Bakan Taçoy, Solyalı’nın anlattıklarının tüm siyaset kurumunun eksiği olduğunu ifade etti. “Bu düzeltilmek isteniyorsa protesto ederek değil hep birlikte hareket ederek olur” dedi.

Yolsuzluklar incelenecekse yola 42-2006’yı düzelterek çıkılması gerektiğini ifade eden Taçoy, bugünkü muhalefet tarafından hazırlanan bu yasaya UBP’nin ret oyu verdiğini kaydetti.

Eğer UBP bahsedilen meselelerin soruşturmasını yapmamış olsa mahkemelerde görüşülen dava sayısının da 21’e çıkmış olmayacağını kaydeden Taçoy, Kamu İhale Yasası üzerinde 39 gün aralıksız çalıştığını belirtti. Taçoy, eldeki olanaksızlıklar ve denetim mekanizmaları eksikliği nedeniyle Rekabet Kuruluna görev verildiğini söyledi.

Taçoy siyasete güven sağlamak için Meclise büyük görevler düştüğünü belirtti, bu konuda birlikte hareket etmek gerektiğini anlattı.

-Şahali: “Okullar hakkında hazırlanan rapor ve yapılacak çalışmalar şeffaf olmalı”

Daha sonra CTP Milletvekili Erkut Şahali “Deprem korkusu ve Laguna Marina ihalesi” başlıklı konuşma yaptı.

Yoğun bir deprem korkusu yaşandığını belirten Şahali, 6 Şubat’ta acı şekilde yaşanan depremlerin KKTC’de de endişeye neden olduğunu dile getirdi.

Yapı güvenliğinden endişe duyulduğunu ifade eden Şahali, depreme dayanıklılık koşulları zaman içinde değişiklik gösterdiği için farklı zamanlarda yapılan binaların depreme dayanıklılığı konusunda endişeler olduğunu anlatı.

KTMMOB’un okullar hakkında hazırladığı raporun ve yapılacak çalışmaların şeffaf olması gerektiğini ifade eden Şahali, başta Gazimağusa olmak üzere ülkenin tamamında özellikle okullarla ilgili bir endişe olduğunu, bunun biraz da hükümetin konu hakkında doğru bilgi paylaşımı yapmamasından kaynaklandığını anlattı.

Gazimağusa’daki okulları ziyaret ettiklerini ve bazı okullarda tek bir öğrenci bulamadıklarını anlatan Şahali, hangi okulların risk içerdiği hangi okulların güvenli olduğunun ve atılacak adımların bir an önce kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini kaydetti.

Gazimağusa Laguna Deniz Yıldızı apartmanlarının durumuna işaret eden Şahali, binanın güçlendirilmesi gerektiğine dair rapor bulunduğunu anımsattı.

Binanın güçlendirme maliyetinin yapı maliyetinin yüzde 46’sı olduğunu, bu nedenle alışılmış prosedür gereği yıkım gerektiğini ifade eden Şahali, bu raporlara rağmen kira mukavelelerinin yenilendiğini kaydetti.

Kira mukaveleleri uzatıldığı halde Vakıflar İdaresinin kiracılara binayı boşaltın ihbarı gönderdiğini ifade eden Şahali, 14 Mart 2022’de bölge için bir marina kararı çıkarıldığını belirtti.

Bu tarihten itibaren Vakıflar İdaresinin kiracıların çıkarılması için baskı yaptığını söyleyen Şahali, bu marina projesinin Laguna Apartmanları bölgesini de içerip içermediğini sordu.

Aynı bölgede bulunan belediyeye ait, tam teşekküllü Atatürk Kreş ve Gündüz Bakımevi binasının da 2019’da ani bir kararla boşaltıldığını söyleyen Şahali, Vakıflar İdaresinin 6 şubattan sonra deprem korkusunun artmasıyla aradığı şartları bulduğunu kaydetti, bu tarihten sonra apartmandaki kiracılarını “taciz” etmeye başladığını öne sürdü.

"Vakıflar İdaresince apartmanın rutin bakımlarının engellendiğini" söyleyen Şahali, asansör kontrollerinin engellendiğini, çöp istasyonlarındaki konteynerlerin kilitlendiğini, binanın cephesine “Bu bina tehlike arz etmektedir, her an yıkılabilir derhal boşaltılmalıdır” ilanı asıldığını belirtti.

Bina her an yıkılabilir haldeyse yapılması gerekenin belediyeye gitmek olduğunu anlatan Şahali, yasal olarak mal sahibi olan devletin bu konudaki duruşunu açıklamasını istedi.

Marina yapımının art niyetli bir durumun varlığını düşündürdüğünü, söyleyen Şahali, bir can güvenliği tehdidi varsa devletin konuya direkt muhatap olması gerektiğini belirtti.

Şahali, bina güçlendirilecekse bunun kim tarafından ve nasıl yapılacağı, yıkılacaksa yerine ne yapılacağı ve ikamet edenlerin mağduriyetlerinin nasıl giderileceğinin açıklanmasını istedi.