Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde Adıyaman’da 30’u rehber, 35’i KKTC’li öğrenci, öğretmen ve veli toplam 65 kişi, İsias Otel’de yaşamını yitirdi. Başlatılan soruşturma kapsamında otelin sahipleri ve yöneticileri Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih ile Efe Bozkurt, mahkemece tutuklandı. 

Zanlılar, Siverek Cezaevi’ne nakledildi. Yıkılan otelde yaşamını yitiren voleybol takımındaki öğrencilerden 14 yaşındaki Selin Karakaya’nın ailesi de yaşamını yitiren diğer isimlerin aileleri gibi büyük bir acı yaşıyor. Baba Enver Karakaya ile yaşadıklarını ve sürece ilişkin bundan sonra ne yapacaklarını konuştuk.  

Baba Enver Karakaya yaşananlar sonrası Cumhuriyet’ten Can Uğur’un sorularını yanıtladı.

- Soruşturma kapsamında şimdilik üç tutuklama kararı verildi. Sizce bu adaletin sağlanması için yeterli mi?

Hayır kesinlikle değil, bu binayı inşa eden, kolonları kesen, en kalitesiz malzemeyi kullanan müteahhit, bu planları onaylayan mühendis, bu izinleri verilen tüm yetkili merciler suçludur. Başta otel sahipleri ve yöneticileri olmak üzere tümü cinayet suçundan yargılanmalıdır.

- Otelin sahibinin TÜGVA ve AKP ile ilişkileri biliniyor bu konuya dair yorumunuz nedir?

Türkiye medyasından takip ettiğimiz ve anladığımız kadarı ile siyasetin yargıyı etkilemeye çalıştığı söyleniyor. Umarız bu şekilde ilerlemez davamız. Çünkü karşımızda kim olursa olsun, sonuna kadar gitmeye kararlıyız. Sadece aileler değil, tüm Kuzey Kıbrıs halkı da bizim yanımızda ve herkes bu acıyı paylaşıyor.

- Yaşamını yitirenlerden birisi de sizin çocuğunuz Selin... Selin’in hayali neydi, sizinle paylaşır mıydı?

Selin 14 yaşına hayatını kaybetmeden tam bir hafta önce girmişti. Hatta doğum gününü 29 Ocak’ta Antalya’da bir hafta süren Türkiye satranç şampiyonasına katılıp döndüğü gün kutlamıştık. Altı yaşından beri kendi yaş kategorisinde defalarca satranç şampiyonu oldu ve milli takım kariyeri vardı. Gazimağusa Türk Maarif Koleji’ne yüzlerce öğrenci arasından yapılan sınavda birinci olarak kazanarak girdi. Dersleri her zaman çok iyiydi. Hayvanları çok sever evimizin önündeki altı kediyi sahiplenmişti. Her
gün okuldan veya antrenmandan geldiğinde ne kadar yorgun olursa olsun onları beslemeden ve oynamadan içeriye girmezdi. Sosyal yönü çok kuvvetli, arkadaşları tarafından çok sevilen biriydi ve bildiğiniz üzere sporda da başarılıydı. Çok hayalleri vardı, bazen doktor olup hayat kurtarmak, bazen de Zehra Güneş gibi bir voleybolcu olup sporcu olmayı düşlerdi. İstediği takdirde hepsini de olurdu ama izin vermediler.

- Acınız çok taze ama bu geçen süre zarfında hayatınızda neler değişti?

Hayatımız artık yok. Tek kızımızı katillerin otel diye pazarladıkları cinayet binasında kaybettik. Eşimle ben tüm hayatımızı onun üzerine kurmuştuk. Şu an bomboş kalmış durumdayız. Ne için çalışacağız, ne için uğraşacağız hiçbir fikrimiz yok. Evde gelip giden eş dost akrabaya rağmen derin bir sessizlik var. Tek amacımız çocuklarımızın katillerinden hesap sormak ve dediğim gibi karşımızda kimin olduğunun hiçbir önemi yok. Biz, tüm aileler sadece çocukları için yaşayan, onlar için her şeyden vazgeçebilecek insanlarız. Koyacakları yasaklar, kısıtlamalar bizi asla durduramayacak. Ömrümüzün yettiği kadar bu davanın peşinde olacağız!