Küresel salgın sürecinde yeniden normalleşme için Avrupa Birliği'nin "Dijital Yeşil Geçiş Kartı" uygulamasına dikkat çeken CTP Milletvekili Fikri Toros, hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı acil göreve çağırdı.

Dijital Yeşil Geçiş Kartı almanın yalnızca aşıyla değil PCR testleri, Covid-19 geçirenlerin antikor düzeyleri dahil bazı kriterler içerdiğini anımsatan Toros, gerek havalimanımız, gerekse geçiş noktalarımızdan kuzey Kıbrıs destinasyonlu seyahatlerin normale dönmesi için çözüm üretilmesinin önemine değindi.

Toros'un dikkat çeken paylaşımı şöyle:

Avrupa Birliği’nde Covid-19 aşı programı hızlandırılırken üye ülkeler arasında seyahatleri güvenli olarak yeniden normalleştirebilmek için, Avrupa Komisyonu aşı pasaportu olarak da bilinen "Dijital Yeşil Geçiş Kartı" önerisinde bulundu.

Dijital Yeşil Geçiş Kartı’na ilişkin yasa tasarısı temel olarak kişilerin aşı olmuşlarsa nerede olduklarını, hangi aşıyı ne zaman olduklarını, olmamışlarsa PCR testi tarihlerini ve sonuçlarını, Covid-19 geçirmişlerse antikor oluşturup oluşturmadıkları gibi tıbbi bilgilere ait dijital verileri içerecektir.

Dijital Yeşil Geçiş Kartını almak, sadece aşı yaptırmaya bağlı bir şey değildir.

PCR testlerini yaptıranlar da bu sertifikayı alabilirler.

Bunun yanında koronavirüse yakalanıp iyileşenlerin durumu da Yeşil Kartta belirtilecektir. Seyahat edebilmek için bu 3 veriden birinin olması yeterli olacaktır.

Gerek havalimanımız, gerekse geçiş noktalarımızdan Kuzey Kıbrıs destinasyonlu seyahatlerin de normale dönmesi turizm sektörümüz açısından ivediliğini korumaktadır.

Cumhurbaşkanlığı makamı, bir taraftan geçiş noktalarının yeniden açılması için Kıbrıslı Rum liderliği ile, diğer taraftan da Dijital Yeşil Geçiş Kartı uygulamasına Kuzey Kıbrıs’ın da dahil edilmesi için Avrupa Birliği yetkilileriyle derhal sonuç odaklı girişimler yapmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı ayrıca Kuzey Kıbrıs’ın epidemiyolojik verilerini, istenen kriterlere uygun ve düzenli olarak Dünya Sağlık Örgütüne iletmelidir. Bunun yapılmamış olması, ilgili haritalarda Kuzey Kıbrıs’ın “bilinmez gri bölge” olarak belirtilmesine yol açacak ve turizmi engelleyici bir unsur olacaktır.

Tipik bir ada ekonomisine sahip olan ülkemizde turizm sektörünü yeniden canlandırmak için, yukarıda belirtiğim konularla ilgili hükümeti ve Cumhurbaşkanlığını acilen göreve çağırıyorum!