Eski Ekonomi Bakanları’ndan Derviş Kemal Deniz, hükümetin önce üçlü kararnameyle yürürlüğe soktuğu, bir süre sonra da iptal ettiği “Nakdi Varlıklara İlişkin Mali Düzenleme” ilgili yasa gücünde kararname ile devletin büyük vergi kaybına neden olduğunu açıkladı.

880 Milyon TL kazancın zamanında devlete beyan edilmiş olması halinde ve bütün gelirin kurumlar vergisine tabi olduğunun düşünülmesi halinde devletin düzgün beyandan 206 Milyon Sekiz Yüz Bin TL kurumlar vergisi tahsil etmiş olacağını aktaran Deniz, “Eğer bu beyan edilmeyip sonradan Gelir ve Vergi Dairesi tarafından tespit edilip ikmalen vergi uygulansaydı 200 Kırk Bir Bin Altı Yüz Seksen TL tahsil edecekti. Bu durumda devlet ortalama 190 Milyon TL bir kayba uğramıştır” dedi.

“Kaynak bulunsun ama kayıt dışılığa teşvik edinilmesin”

İşte eski Ekonomi Bakanı’nın açıklamasının tam metni:

“Maliye Bakanlığının gelir gider dengesinde gider leyhine bir fazla olduğunu Maliye Bakanı açıklamaktadır.

Bu durumda devlet hazinesinin acil gelire ihtiyacı vardır.

Pandemi koşulları dolayısı ile küçük büyük tüm işletmelerin ticari faaliyetlerinde azalma olmuştur.

İşletme sahipleri bir yandan faaliyetlerini sürdürmeye çalışırlarken diğer yandan da personellerinin maaşlarını da ödemeye çalışmaktadırlar.

Netice olarak devlete giren parada azalma olmaktadır.

Devlet bu durumda kaynak arayışına girmiş ve ortaya “Nakdi Varlıklara İlişkin Mali Düzenleme” ile ilgili uygulanmaya konup birkaç hafta sonra iptal edilen bir Bakanlar Kurulu kararnamesi çıkarılmıştır.

Hedef Maliyeye kaynak bulmak.

Tamam kaynak bulunsun. Ancak kayıt dışı ekonomi de teşvik edilmesin.

Nitekim kayıt dışında kalmış mali bir varlığın beyanı halinde yüzde iki buçuk oranında vergi ödeyerek kayıt dışı gelir resmileşmiş oluyor ve devlet de vergi alıyor.

Burada yapılmak isteneni eleştirmiyorum.

Etik olmasa da devlet hiç beyan edilmeyecek bir gelirin beyan edilerek kayda girmesini sağladı.

“Doğru hesaplama yapılmadı”

Ancak ben bu konuda doğru bir hesaplama yapılmadığı ve vergi adaletinin zarar gördüğü inancımı ortaya koymak istiyorum.

Kamuoyu ile paylaşılmamış ve birileri tarafından devlete empoze edilmiş görünen bir uygulama ile karşı karşıya kalmış olduk.

Neden vergi adaletini erozyona uğrattık ona bakalım.

Maliye Bakanı 880 Milyon Türk Lirası bir miktarın kayıt dışında kaldığını bunun beyan edilip % 2.5 (yüzde iki buçuk) oranında bir vergi ödenerek bu miktarın yasallaştığını açıklamıştır.

Maliye Bakanına göre devlet bu işten 22 Milyon Türk Lirası vergi toplamıştır.

Eğer 880 Milyon Türk Lirası kazanç zamanında devlete beyan edilmiş olsa idi ve bütün gelirin kurumlar vergisine tabi olduğu düşünülürse devlet düzgün beyandan 206,800,000.- Türk Lirası ( İki Yüz Altı Milyon Seki Yüz Bin Türk Lirası) kurumlar vergisi tahsil edecekti.

Eğer bu beyan edilmeyip sonradan Gelir ve Vergi Dairesi tarafından tesbit edilip ikmalen vergi uygulansaydı 241,680,000.- Türk Lirası (İki Yüz Kırk Bir Bin Altı Yüz Seksen Türk Lirası) tahsil edecekti.

Bu durumda devlet ortalama 190 Milyon Türk Lirası bir kayba uğramıştır.

Türkiyedeki Mahkemelerde görürsünüz. “ Adalet Mülkün Temelidir” diye bir söz var.

Bu söz adalet devletin temelidir demektedir.

Hükümet bu adalet duygusunun çok büyük zarara uğramasına müsade etmemek adına kayıt dışı varıkların beyanı karşılığı vergiyi % 10 olarak belirleyebilirdi.

En azından ülkedeki mevcut Kurumlar Vergisi oranını alırdı.

Adaletin sarsılmasına esas neden olan, kurumların %23.50 oranında gelir vergisi ile birlikte kurumlar vergisi ve başta devlette ve özelde çalışan üst düzey yöneticilerin %37 oranına dayanan gelir vergisi ödedikleri ve bunu da öderken bazı kişilerin sırf devlete borçlu olmamak için bankadan kredi kullandıkları ve yüzde yirmilere varan faiz ödedikleri bir durumda birilerinin mükafatlandırılmasıdır.

Bu eylem ile kaybeden çok olmuştur.

Sadece vergisini zamanında ödeyip kazık yediği hissine kapılan vergi mükellefi vatandaşlarımız değil.

Adalet duygusu zedelenmiştir.

Vergi verme kültürü zayıflamıştır.

Devlet büyük vergi kaybına uğramıştır.”