BRTK Müdürü Sn. Meryem Özkurt’un, dün hüküm giydiği davada toplam 2 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından bu ülkeyi yönettiğini iddia eden kişilerin çeşitli demeçler ve telkinlerde bulunmak suretiyle yargı bağımsızlığına müdahale etmeye çalıştıklarını gözlemlemekteyiz. Mahkemelerce verilen kararların kamuoyunda değerlendirilmesi hatta eleştirilmesi elbette mümkündür. Bugüne kadar kamuoyunu ilgilendiren pek çok konuda farklı görüşler de nitekim ortaya konmuştur. Unutulmamalıdır ki; demokrasinin gereği olan ve Anayasamız tarafından da güvence altına alınan mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi gereği, hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremez veya tavsiye ve telkinde bulunamaz.

2020 yılında, kamuoyunun gözü önünde çeşitli müdahalelerle  gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Seçim ve Halk Oylaması Yasası’ndaki seçim yasakları kurallarına aykırı olarak Kapalı Maraş’ta ve Geçitköy Barajı’nda düzenlenen törenlerle alakalı yayın yapma ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilen karar ve tedbirlere uymama sebebiyle ve suçunu kabul etmesi üzerine  Sn. Özkurt, mahkeme tarafından mahkum edilmiştir.

Kararın açıklanmasının ardından, başta Tatar ve Üstel olmak üzere, gayri meşru hükümetin bakanları ve iktidara mensup bazı milletvekilleri bu kararı onaylamadıklarını ifade ederek  ilgili kararın değiştirilmesi için gereğinin yapılması gerektiği yönünde beyan ve tekinlerde bulunmuşlardır. Ülkenin en üst makamlarını işgal edenlerin kamuoyu baskısı oluşturmak suretiyle yargı bağımsızlığına müdahale etmesine ve  meselenin çarpıtılarak yargımıza saldırı malzemesi haline getirilmesine Cumhuriyetçi Türk Partisi asla müsaade etmeyecek ve yargı bağımsızlığına sahip çıkmaya devam edecektir! Bu karar bir kez daha göstermiştir ki, yasalara uygun hareket etmek herkesin sorumluluğudur ve ne ülkeyi yönetenler ne de kamu görevinde sorumluluk sahibi olanlar hukukun üstünde değildir. 

Cumhuriyetçi Türk Partisi