Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü, Kıbrıs’ta kapsamlı çözümün, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi parametreleri çerçevesinde iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitlik temeline dayanan federasyon ile mümkün olduğunu ve Güven Yaratıcı Önlemler’in (GYÖ) kapsamının genişletilmesinin bunun ilk adımı olacağını kaydetti.

21 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan CTP Kadın Örgütü, “Çatışma, pandemi, iklim krizinin var olan yoksulluk ve eşitsizliği giderek derinleştirdiği, yaratılan güvensizlik ortamının insanları giderek birbirinden uzaklaştırdığı bu dönemde, dayanışma, işbirliği ve barışa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” ifadelerine yer verdi.

Mesajda, uzun yıllardır çözümsüzlük koşullarında yaşamak zorunda bırakılan Kıbrıs halklarının barış için kaybedecek onlarca yılı daha olmadığına dikkat çekildi.

Toplumsal barış için işbirliği ortamını güçlendirecek Güven Yaratıcı Önlemler’in kapsamının genişletilmesinin, Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm için önemine değinilen mesajda, GYÖ kapsamında, BMGK 550 ve 789 kararları ile uyumlu Maraş’ın yasal sakinlerinin yerleşimine açılması ve karşılığında BM ve AB kontrolünde Mağusa Limanın uluslararası seyahat ve ticaret kapasitesine kavuşturulması taraflara ekonomik fayda sağlayacağı savunuldu. 

Türk lirasının değer kaybı yanında, ihracat kapasitesi oldukça kısıtlı Kıbrıs Türk ekonomisinin, bu önlemlerin uygulanması durumunda özellikle turizm sektöründe uluslararası alanda rekabet eder konuma geleceğine işaret edilen mesajda, ancak bu önerilerin yeterli olmadığı, barışın ve güven ortamının bütünsel bir yaklaşım ile mümkün olduğu kaydedildi.

- “Avrupa Komisyonu’nun, Kıbrıslı Türklerin güneyde çalışma hayatına dahil edilmeleri talebini iki tarafın birbirine yakınlaşması ve işbirliğinin geliştirilmesi açısından oldukça önemli buluyoruz”

Mesajda, “Çocukları ve gençleri ataerkil çatışma kültürüyle yetiştiren, milli hafızayı diğer toplumun saldırganlıkları üzerinden kurgulayan eğitim sisteminin değiştirilerek; ortak yaşama vurgu yapan, güvenliği karşılıklı güven ve işbirliği ile sınırlayan bir eğitim sistemine geçilmesi, kadınların barışı kurma gücünü tanıyan BMGK 1325 sayılı kararın hedeflerini yerine getirmek için, tarafların en kısa sürede toplumsal eylem planlarını hazırlaması mutlaka GYÖ kapsamına alınmalıdır” ifadelerine yer verildi.

Avrupa Komisyonu’nun, Kıbrıslı Türklerin güneyde çalışma hayatına dahil edilmeleri talebini iki tarafın birbirine yakınlaşması ve işbirliğinin geliştirilmesi açısından önemli bulduklarını ancak günlük geçişlerde yaşanan mevcut sıkıntıların bunu çok mümkün kılmadığını gözlemledikleri kaydedilen mesajda, günlük geçişleri kolaylaştıran öneriler geliştirecek ortak inisiyatif eksikliğine vurgu yapıldı.

Mesajda, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ‘iki egemen eşit devlet’ modeli ve GYÖ’lerin uygulanmaması konusunda ortaya koyduğu 'ayrılıkçı tavır' ile Nikos Anastasiadis’in, federasyonun temelini oluşturan ‘siyasi eşitlik’ konusunda yarattığı gerginlik ve ayrıştırıcı üslubun, Tatar-Anastasiadis çözümsüzlük ittifakının kötü bir sonucu olduğu” savunularak,  Kıbrıs sorununun, Doğu Akdeniz’in ve Avrupa’nın geleceğini tehdit eden bölgesel ve küresel bir sorun haline geldiği savunuldu.

-“Savaşın dilini sıradanlaştıranlara karşı mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz”

“Kıbrıs’ta yaşayan halklara daha iyi yaşam koşulları sağlamak için, adadaki çözümsüzlüğü destekleyenler ve savaşın dilini sıradanlaştıranlara karşı mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” denilen mesajda, dünyada olduğu gibi Kıbrıs’ta da barış ve dayanışmanın, yaşamın en onurlu hali olduğu kaydedildi.

Mesaja şöyle devam edildi:

“Barış içinde yaşama hakkı temel bir insan hakkıdır ve barışın sağlanmadığı bir ülkede, hiçbir insan hakkı ve hukuk güvence altında değildir. Cinsiyeti, milliyeti, yaşı, dini, siyasi görüşü fark etmeksizin hepimizin görevi barış mücadelesini ortaklaştırmak ve büyütmek olmalıdır. Bu vesile ile 21 Eylül BM Barış Günü’nü selamlar, tüm dünyaya barış ve özgürlük gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiriz.”