Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın 15 Kasım’da yaptığı konuşması, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri Erkut Şahali tarafından “bir toplum sözleşmesi” olarak nitelendirildi. Şahali, konuşmayı hem dinlerken hem de Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan tam metni satır satır okurken aynı kanaatin güçlendiğini belirtti.

Özersay’dan Avrupa Birliği’ne tepki: “Tek yanlı temas kabul edilemez”
Özersay’dan Avrupa Birliği’ne tepki: “Tek yanlı temas kabul edilemez”
İçeriği Görüntüle

Şahali, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın özellikle eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış vurgusunu hatırlatarak, bu kavramların Kıbrıs Türk halkının temel hakları olduğuna dikkat çektiğini aktardı. Erhürman’ın reform kararlılığı, halkı dünyayla ve uluslararası hukukla buluşturma hedefi ve Kıbrıs Sorunu’nda çözüm iradesini sürdürme mesajı için “Bu sözlere itiraz etmek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı’nın, “Kıbrıs Türk halkı bu adanın eşit kurucu ortağıdır. Çözümden kaçmadık ama hakkımızdan azına da razı olmayacağız.” sözlerinin altını çizen Şahali, bu vurgu ile hem siyasi eşitliğin hem de halkın haklarının güçlü biçimde dile getirildiğini belirtti. Erhürman’ın, “Varlığımızı, kimliğimizi ve çocuklarımızın geleceğini kimsenin insafına bırakmayacağız.” ifadesiyle de bir toplum liderine yakışır netlikte bir duruş sergilediğini söyledi.

Erhürman’ın seçim sürecinden bu yana söylemlerinde hiçbir tutarsızlık olmadığını vurgulayan Şahali, konuşmanın bir diğer bölümünde yer alan şu ifadeye dikkat çekti:
Kıbrıs Türk halkı, siyasi eşitliğinin pazarlık konusu yapılacağı; yakınlaşmaların yok sayılacağı; sonunda Rum tarafının retçi tutumuyla statükoya dönülecek bir müzakere sürecini kabul etmemektedir.

Şahali, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın, Rum liderliğinden gelen açıklamalara yanıt verirken dile getirdiği, “Bunlar ön şart değil, yılların deneyimiyle oluşmuş çözüm metodolojisinin unsurlarıdır.” sözlerinin de çözümde samimiyet testinin başladığına işaret ettiğini ifade etti.

Erkut Şahali, tüm bu değerlendirmeler ışığında, Erhürman’ın konuşmasının yalnızca iç kamuoyuna değil, Kıbrıs’a ilgi duyan herkesin “posta kutusuna bırakılmış bir mektup” niteliği taşıdığını söyledi.