Hasan KARLITAŞ

Geçtiğimiz hafta içerisinde, Lefke Turizm Derneğinde birlikte çalıştığımız, derneğimizin genel sekreteri Nermin Şanlıdağ ile Gemikonağı’ndaki evlerinde buluştuk. Yeşillikler içerisindeki bahçelerinde, ev yapımı limonata içerek gerçekleştirdiğimiz sohbette ‘ Gazete kağıdından yaratılan sanatı’ konuştuk…

Gazetelerden yaratılan sanat konusuna geçmeden önce, çok trajik bir hayat hikayesi olan Nermin Şanlıdağ’ı, sizlere biraz tanıtmak istiyorum.  Nermin hanım, yaşadıklarını şu şekilde özetliyor :  Annem ve babam, 1966 senesinin haziran ayında evlendiler. Ancak, ne yazık ki bu evlilik fazla uzun sürmedi. Kıbrıs’ta o yıllarda yaşanan iç karışıklıklardan dolayı, babam evlendikten üç ay sonra, yani eylül ayında şehit edilir. Annem, sadece üç ay süren bir evlilik yaşar. Annem, o dönemde bana hamiledir ve babam bunu ölmeden yaklaşık  bir ay önce öğrenmiştir. Annemin anlattığına göre, babam ‘bir kızım olmasını isterim’ demiş. Sonuçta ben dünyaya geldim ancak ne babam beni , ne de ben babamı göremedim.  Çocukluğumun 8 senesi Bağlıköy’de geçti. 1974’te 2-3 ay Lefke’de esirlik dönemi yaşadık.  Ardından Gemikonağına geldik. Cengiz Topel Endüstri meslek lisesi ‘Elektrik Bölümü’ mezunuyum.  1987 senesinde evlendim. Erdal ve Ersal isminde iki oğlum var.  El sanatlarına çocukluğumdan beri meraklıydım.  Küçük yaşlarda, dantel, tığ işi, kanaviçe, etamin ve hesap işi gibi işleri öğrendim. 1996 senesinden  sonra,  Gemikonağı ve Lefke de açılan Kadın el sanatları kurslarına katılarak kendimi geliştirdim. 22 senedir bir hobi olarak, el beceresi ve düşünce ile sürekli olarak bir şeyler üretmeye çalışıyorum.  Avrupa Birliği destekli olarak açılan,  Sele sepet kursuna katılarak onu da öğrendim. Yine aynı kapsamda açılan ve Lefke bölgesine özgü, hurma dalından yelpaze ve sepet yapımı kurslarına katıldım.

 

Gazetelerin dili

Nermin Şanlıdağ’a gazete kağıtlarından bir şeyler üretmek nereden aklınıza geldi diye sorduğumda  şu cevabı alıyorum : Gördüğüm kadarı ile gazete kağıtlarının geri dönüşümü yapılmıyor tümü de çöpe gidiyor. Onları değerlendirmek ve geri dönüşüm sağlamak için gazete kağıtlardan bir şeyler üretmek istedim. Bir gün televizyonda kanal değiştirirken, yabancı bir kanaldaki bir program dikkatimi çekti.  Programda, gazete kağıtlarını katlayarak, çeşitli şekiller ve farklı eserler yapan kişinin tekniğini ben de denemek istedim. Ve denedim. Yapmaya başladıktan sonra, aklıma yeni fikirler geldi.  Zaman içerisinde, sepetler, çerezlik, peçetelik, vazo, yemişlik, meyvelik, ekmeklik derken en son bir de bebek yuvası yaptım.  Yuvaya da bir bebek koydum. Bu bebeğin de bir hikayesi var. 1974 senesinde, yani 40 sene önce Lefke’deki esirlik döneminde, kaldığımız mahalledeki bir kum yığınının üzerinde oyun oynuyordum. O zamanlar herkesin dilinde ganimet kelimesi vardı. Çocuk halimle ‘ Ben de ganimet isterim ‘’ diyordum. Yanımda bir askeri araç durdu. Araçtan inen, komutan, bana büyük ihtimalle başka bir evden ganimet olan bu bebeği verdi. Çok sevindim. Hala daha saklarım… Gazete kağıdından bebek yuvası yapınca, bu bebeği de yuvaya koydum…

Yaptığım eserlerin gazete kağıdı olduğunu görenler buna inanamıyor. Herkes hasır olduğunu düşünüyor. Ancak gazete olduğunu görenler hayret ediyor…

Bu işi yapmak için gerekli malzemeler,  gazete kağıdı, tutkal ve gazeteleri sarmak için çöp şiş. Eşim Özdemir Şanlıdağ, bana her konuda yardımcı oluyor. Özellikle gazetelerin, çubuk şeklinde sarılması bu işin en zahmetli bölümü. Gazetelere şekil vermek bana çok ilginç geliyor.  İleride çok daha büyük parçalar çalışmak istiyorum.  Sandık, masa ve sandalye gibi…

Kıbrıs’ta bunun bir ilk olduğunu düşünüyorum. İleride,  elimden geldiğince, ‘Gazetelerden Sanat’  yaratmaya devam edeceğim.