Yunanistan ile Türkiye’nin uzun zamandır devam eden zor problemleri gelecekte çözmek amacıyla, ticari ilişkileri güçlendirme ve ekonomik iş birliği yoluna girerek “Kömür ve Çelik Avrupası” örneğini takip ettikleri belirtildi.

Politis gazetesinin “Kıbrıs Sorununda Yeni Bir Çıkmaz Durumunda Her Şey Havada” başlığıyla bugün manşetten yer verdiği haberde iki komşu ülkenin bakış açısını değiştirmeye çalıştığı kaydedildi.  Yunanistan ile Türkiye’nin şimdilik kıta sahanlığı ile münhasır ekonomik bölgenin belirlenmesi gibi çıkmaza yol açan, ciddi gerginliğe sebep olan büyük ve zor konuları tartışmaktan kaçındığı da haberde yer aldı.

Gazete dolayısıyla ülkelerin dikkatinin, iki ülke halkının ilk önce iş birliğinin sonuçlarının tadına vararak karşılıklı şüphe ile düşmanlık engelini aşması amacıyla güven ve normallik ortamı yaratılması olduğunu belirtti. Haberde bu doğrultuda karşılıklı yarar sağlayan ekonomi anlaşmalarıyla olumlu bir gündem yaratılmasına odaklanıldığı da yer aldı.

İki ülke liderliklerinin ancak o zaman ulusal konular üzerinde tartışmaya başlayabileceğini savunan gazete, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetridis’in tarihsel olarak gerginlik içeren meselelere atıfta bulunmasının arkasındaki anlamın bu olduğuna işaret etti.

Gazete Orta Doğu meselesinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in kısa süre önce Ankara’da yaptığı görüşmede Türk ve Yunan tarafları arasındaki temel anlaşmazlık meselesi olarak ortaya çıkmasının tesadüf olmadığı yorumunda da bulundu. Haberde Gazze’deki savaşın Yunanlılar için hiçbir zaman Yunan-Türk diyaloğunun ana konularına ilişkin tartışmaların yarattığı olumsuz duyguları yaratacak kadar hassas bir konu olmadığına işaret edildi.

Kıbrıs sorununun bile iki taraf arasında gerginliklere ve kamuoyu önünde tartışmalara yol açmasının mümkün olmadığını kaydeden gazete, aksine iki taraf arasında farklı yaklaşımların samimi bir şekilde ele alındığı karşılıklı bir anlayış ortamının hâkim olduğunu ve iki tarafın medeni bir şekilde aynı fikirde olmayabilecekleri mesajı gönderdiğini ekledi.

“Kıbrıs Sorununda Yeni Bir Çıkmaz Durumunda Her Şey Havada”

Gazete, “Kıbrıs Sorununda Yeni Bir Çıkmaz Durumunda Her Şey Havada” başlığıyla yer verdiği bir haberinde ise, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için iki taraf arasında ortak zemin bulunmasına dair çabasının “artık kırılma noktasına ulaştığını” yazdı.

Bugüne kadarki olguların Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devlette ısrar etmesi ve Holguin’in edindiği izlenimden ötürü cesaret verici olmadığını kaydeden gazete, Holguin’in Rum kesiminin müzakerelerin yeniden başlamasına yol açacak olan süreci neyin çıkmazdan kurtarabileceğini bildiğini, ancak bunu yapmadığını düşündüğünü belirtti.

Zamanın çaba aleyhinde işlediğini, çünkü Holguin’in misyonunun sona erdiğini, dolayısıyla topun artık bizzat BM Genel Sekreterinin sahasında olduğunu yazan gazete, müzakerelerin yeniden başlaması çabasının yeniden başarısız olması ve Kıbrıs sorunundaki çıkmazın devam etmesi durumunda gelişmelerin alacağı şeklin “acı bir soru” teşkil ettiğine işaret etti.

Gazete yeni bir çıkmaz durumunda bir sonraki günle ilgili senaryoların Kıbrıs Türk toplumu, Rum toplumu ve Kıbrıs Cumhuriyeti açısından “kâbus gibi” olacağını öne sürerek, çıkmaz masasında federasyonun ötesinde iki devlet çözümü, KKTC ile uluslararası toplum arasındaki doğrudan ticaretin onaylanması ihtimali ve bir noktada KKTC’nin Türkiye’ye tek taraflı bağlanması tehlikesinin bulunacağını öne sürdü.

Çelepis

Konu hakkında gazeteye yaptığı açıklamada en azından öngörülebilir gelecekte iki devlet çözümü ihtimalinin çerçeve dışında olduğunu kaydeden AKEL’in Kıbrıs masası şefi Tumazos Çelepis, uluslararası toplumun ve özellikle AB’nin böyle bir çözümü kabul etmemek için her türlü sebebe sahip olduğunu öne sürdü.

Çelepis böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda neredeyse dünyadaki bütün ülkeleri etkileyen bir emsal yaratılacağını, başka ayrılıkçı faaliyetler için de yolun açılacağını öne sürdü.

Çelepis bugünkü koşullarla bir konferansa gidilecekse, büyük ihtimalle bunun başarısızlıkla sonuçlanacağını da söyledi. Çelepis, yeni bir konferansa giderken, problemlerinin konferansın şekli değil özü olduğunu akıllarda  tutmalarının önemine de işaret etti.

Kasulidis

Rum eski Dışişleri Bakanlarından Yoannis Kasulidis ise gazeteye açıklamasında ayrı uluslararası egemenliğe sahip iki devlet çözümünün ne bir topluma ne de diğerine uygun olmadığını söyledi.

Kasulidis, bunun Kıbrıslı Rumlar açısından Türkiye’yle adada uluslararası sınırlara sahip olmak; Kıbrıslı Türkler açısından ise “sözde” devletlerinin sürdürülebilir olmayacağı anlamına geleceğini ileri sürdü.