İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgül, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) seyrinin ağır olmasında yaş kadar vücuda giren virüs sayısının da etkisi bulunduğunu belirterek, "Solunum yollarına giren virüs sayısı arttıkça virüslerin daha alt solunum yollarına (bronşlara ve akciğerlere) ulaşma, bronşit ve zatürre gibi ağır infeksiyonlara yol açma olasılığı artmaktadır. Bu noktada ancak sekresyonu bol bulaş kaynaklarından uzak durma ve genel bulaşıcı hastalık tedbirleri işlevseldir." dedi.

Akgül, yaptığı yazılı açıklamada, Çin'de ortaya çıktığı günden beri tüm dünyada korku ve paniğe neden olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) riskinin ilerleyen yaşla birlikte arttığını belirterek, kronik rahatsızlığı olan bireylerde hastalığın daha ağır seyredebildiğini anlattı.

Prof. Dr. Akgül, Kovid-19 salgınının, 2003'teki SARS salgınına göre daha az ölüm oranına neden olsa da daha hızlı yayıldığını ve kısa sürede çok sayıda insanın enfekte olmasına neden olduğunu vurguladı.

Çin Halk Cumhuriyeti Hastalık Kontrol Merkezi verilerine göre, henüz bir aşısı ya da antiviral ilaç tedavisi bulunmayan bu enfeksiyonun neden olduğu ölümlerin yüzde 3,6'sının 60-69 yaş aralığında, yüzde 8'inin 70-79 yaş aralığında, yüzde 14,8'inin de 80 yaş ve üzerindekilerde gerçekleştiğini kaydeden Akgül, 10-40 yaș arasında ölüm oranının yüzde 0,2 olarak tespit edildiğini, 10 yașın altındaki çocuk hastalarda ise hiç ölüm kaydedilmediğini aktardı.

Hastalık seyrinin ağır olmasının yaştan bağımsız faktörleri olduğu gibi doğrudan yaşla ilintili nedenlerinin de olduğunu anlatan Akgül, "Bağımsız faktörlerden biri virüs yükü yani vücuda giren virüs sayısıdır. Solunum yollarına giren virüs sayısı arttıkça virüslerin daha alt solunum yollarına (bronşlara ve akciğerlere) ulaşma, bronşit ve zatürre gibi ağır infeksiyonlara yol açma olasılığı artmaktadır. Bu noktada ancak sekresyonu bol bulaş kaynaklarından uzak durma ve genel bulaşıcı hastalık tedbirleri işlevseldir." değerlendirmesini yaptı. 

Akgül, "Hastalığın yaşa bağlı etkenlerine ilişkin ise "Yaşa bağlı etkenlerden sayabileceğimiz bir etken, virüsle karşılaşan kişinin bağışıklık sisteminin gücüdür. Bağışıklık sistemi yaşlılarda, altta yatan kronik hastalığı olanlarda (astım, diyabet, kalp hastalığı gibi), iyi beslenmeyenlerde, bedensel ya da ruhsal olarak aşırı yorgun olan bireylerde daha zayıftır ve bu kişilerde virüs infeksiyonlarının daha ağır seyretmesi kaçınılmazdır. Yaşlılarda bu enfeksiyona bağlı mortalite nedenleri ise daha çok solunum ve böbrek yetmezlikleridir." bilgilerini verdi. 

İLERLEYEN YAŞLA BİRLİKTE VÜCUTTA MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER

İlerleyen yaşla birlikte karaciğer hacminin yüzde 20-30, karaciğer kan akımının ise yüzde 20-50 oranında azaldığına işaret eden Akgül, şunları kaydetti:

"Yine böbrek kan akımı ve glomerüler filtrasyonda azalmaya bağlı olarak suda çözünen ilaçların böbrekten atılımında azalma görülür. Tüm bunlara ek olarak ilaç yan etkilerine karşı daha duyarlı olan yaşlı bireyde kullanılan ilaçların sağlık ekibinin hasta ve hastalık özelinde alacağı karara göre değişmekle birlikte, başlangıç ve sürdürüm dozlarının düşük tutulması bir klinik gerekliliktir. İnfluenza virüsü dışındaki solunum virüslerine etkili herhangi bir ilacın bulunmaması, yalnızca yakınmalarını hafifletmeye yönelik ağrı kesici, ateş düşürücü gibi ilaçların kullanılabiliyor olması zaten her yaş grubundaki bireyler için geçerli olan tedavi kısıtlılıkları iken yaşa bağlı azalan fizyolojik rezerv (azalmış akciğer, karaciğer ve böbrek kapasiteleri), düşük iyileşme hızı, gençlere göre artmış ek hastalık görülme oranıyla yaşlı bireylerin sosyal izolasyonu ve sağlık hizmetlerine hızlı ulaşımda yaşayabileceği sorunlar yaşlılarda koronavirüse bağlı yüksek mortalite oranlarının nedenleri olarak sayılabilir."

Genel hijyen kurallarına ek olarak yaşlıları, bir salgın durumunda gerekmedikçe sokağa çıkmamaları konusunda uyaran Akgül, gençlerin 48 saat içinde düşme eğilimi göstermeyen ateş ya da solunum sıkıntısı olması halinde, kronik hastalığı olanlar ile 60 yașın üzerindeki bireylerin ise hastalık belirtileri başladığında sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerektiğini bildirdi.