Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı Adayı  Ersin Tatar, Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Kathimerini gazetesinin sorularını yanıtladı.

“SAĞ GÖRÜŞTE OYLARIN BİZİM ÜZERİMİZDE TOPLANACACAĞINI GÖRÜYORUZ”
Çok sayıdaki aday sağ oyların dağılması tehlikesini gündeme getirir mi?” sorusuna Tatar, “Ulusal Birlik Partisi 11 Ekim 1975’te kuruldu. Güzel bir tesadüf; 45’nci kuruluş yıldönümümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimin gidiyoruz. UBP, bir misyon partisidir. UBP, mazisi çok eskilere giden Kıbrıs Türk Halkı’nın özgürlük, egemenlik, çağdaşlık, refah ve huzur içinde yaşama mücadelesinin partisidir. Diğer sağ dediğiniz partiler bizden çok sonraları ortaya çıktılar” yanıtı verdi.

Diğer sağ görüşlü partilere, adaylarına ve sevenlerine saygılarına olduğunu belirten Tatar, “Ama bu yarışta biz öndeyiz ve bu seçim başka bir seçim. Bu seçim bizim, yani Kıbrıs konusunda alternatif çözümlerin masaya gelmesini isteyen, bunu yapabilecek olan, Maraş’ın kapalı bölümünü KKTC yönetiminde 1974 öncesi sakinlerine açarak dünyaya kazandırmaya karar veren, Cumhurbaşkanlığı’nı halka açacak olan UBP adayının, yani benim kazanmam gereken bir seçimdir. Tüm veriler de bunun  olabileceğini gösteriyor. Dolayısı ile ben sizin sağ dediğiniz, bizim KKTC’nin yaşamasını ve yücelmesini samimiyetle isteyen, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinden yana olan kesimin oylarının bende toplanacağını düşünüyoruz. Dolayısı ile herhangi bir sıkıntı verici oy dağılımı olmasını beklemiyoruz” dedi.

“SEÇİM SONRASI HÜKÜMETTE ORTAYA ÇIKACAK TABLOYA BAKACAĞIZ”
“İktidar ortağınız ile beraber bu seçimlere katılıyor olmanız hükümetin geleceği açısından sorun teşkil etmiyor mu?” sorusu karşısında Tatar “Bekleyip göreceğiz. Siyasette olasılıklar var ama bunlardan hangisinin yaşam bulacağı yaşanan veya yaşanacak süreç ile ortaya çıkacak tabloya, bu tabloya bağlı olarak yapılacak değerlendirmelere bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu.  

“KIBRIS'TA ÇÖZÜM ARTIK UZAMAMALI. FEDERASYON OLMUYOR, ALTERNATİF MODELLER MASAYA GELMELİ”
“Ben görüşmelere açık bir Cumhurbaşkanı olacağım; ancak bu asla Crans Montana’da kalınan yerden devam edeceğim anlamına gelmez” diyen Tatar, “Sayın Anastasiadis 2013’te Rum Yönetimi Başkanı seçildiğinde Sayın Hristofyas’ın bıraktığı yerden devam etmemişti” hatırlatmasında bulundu. Tatar, “Kimse benim Sayın Akıncı’nın bıraktığı yerden devam edeceğimi düşünmesin. Nasıl ki Sayın Anastasiadis 2013’te görüşmelere başlamak için bir dizi ön temas yapılmasını istemişti, bizim de bazı taleplerimiz olacak” şeklinde konuştu.

Başbakan Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geniş, deneyimli, dünyayı ve Kıbrıs konusunu çok iyi bilen bir ekiple çalışacağım. Ekibim şu anda dahi günü günü gelişmeleri izliyor. Bizim en önemli hedefimiz öncelikli olarak hidrokarbon meselesini halletmek olacaktır. Bu meseleyi bile çözemezsek diğer konuları nasıl çözeceğiz? Bize göre bu konuyu gerçekler temelinde, hakkaniyet esasına dayalı olarak, karşılıklı anlayışla halledebilirsek diğer meselelerin çözümünde daha rahat olacağız. Kıbrıs konusunun çözümü ise artık uzamamalıdır. Federasyon madem ki olmuyor, diğer alternatif çözüm modelleri masaya gelmelidir. Bu düşüncelerimizi seçilir seçilmez bütün ilgili uluslararası örgütler ve ülkelere anlatacağız”.

“MÜZAKEREYE ANCAK, SONUÇ ODAKLI BİR SÜREÇ OLACAKSA BAŞLARIZ”
Masaya oturmaları halinde neyi görüşeceklerini, temel noktalarda uzlaşıp uzlaşmadıklarını, uzlaşı yoksa, ne olacağını önceden belirlemelek gerektiğini kaydeden Tatar, “Bu süreç de öyle uzayıp gitmemelidir. Halkımızın bir beş yıl daha kaybetmesine biz artık izin vermeyiz. Bir süreç başlayacaksa sonuç odaklı olmalıdır , belirli bir takvime dayalı ilerlemelidir ve ucu kapalı olmalıdır” dedi.
“Ben dünya insanıyım. Yıllarca Londra’da, İstanbul’da yaşadım. Kıbrıs’ı da çok seviyorum. Pratik bir kişiyim” diyen Tatar, “Yaşananlar ve gerçekler göz ardı edilmezse inanırım ki Kıbrıs konusunda Kıbrıs’taki iki halk olarak, Türkiye-Yunanistan ve bölgenin yararına olacak yeni bir başlangıç , yeni bir ortaklık yapabiliriz. Türkiye bizim için, biz de Türkiye için çok önemliyiz. Türkiye bizim garantörümüz ve Anavatanımızdır” ifadesini kullandı.

Ersin Tatar, “Tarihi, kültürel, sosyo-ekonomik çok güçlü bağlarımız vardır. Biz UBP olarak Türkiye ile iki devlet esasına dayalı olarak, karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde ilişkilerimizi en iyi, en ileri noktaya taşıma kararlılığında bir partiyiz. Bu anlayışımız Cumhurbaşkanlığı’na da yansıyacak, Sayın Akıncı döneminde Sayın Akıncı’nın Türkiye’ye yönelik yanlış sözleri ve eleştirileri nedeniyle  ortaya çıkan sıkıntılar ortadan kalkacaktır” dedi.

MARAŞ'IN AÇILMASI FAZLA ZAMAN ALMAYACAKTIR
Kapalı Maraş'la ilgili soruları da yanıtlayan Tatar, “ Maraş’ın kapalı bölümünün de açılması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bu bir süreç meselesidir. Elimizde bir yol haritası vardır. Karar verilmiştir; Maraş açılacaktır. Geriye kalan hazırlıkların tamamlanması ve zamanın belirlenmesidir. Bu da çok zaman alacak değildir” değerlendirmesinde bulundu.

DOĞU AKDENİZ'DE GERİNGİNLİĞİN NEDENİ TÜRK TARAFI DEĞİLDİR
Doğu Akdeniz'de gerginliğin nedeninin, bu bölgede hiç olmaması gereken Yunanistan, Fransa ve onları bu bölgeye sokmaya çalışan Anastasiadis yönetimi olduğuna değinen Tatar, “ Bu gerginlik tabii ki Kıbrıs konusunu da olumsuz yönde etkilemektedir. KKTC’de yapılan tüm kamuoyu yoklamaları, halkımızın bu gerginlikten  Rum kesimini sorumlu tuttuğunu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramaları yapmasını, etkin ve fiili garantörlüğünün devamını desteklediğini ve federal çözüm olacağına inanmadığını ortaya koyuyor”