Genç Akademisyenler Seminer Serisi bu hafta mimarlık, teknoloji ve duyular alanında araştırmalar yürüten, İngiltere Bartlett Mimarlık Okulu (UCL) doktora öğrencisi Büşra Berber’i ağırladı.

Berber, duyusal deneyimin mimari üzerindeki etkilerini ele aldığı konuşmasında, yapılar tasarlanırken görünüşle birlikte koku, ses, tat ve dokunma duyularını da dikkate almanın önemini vurguladı.

Bu bağlamda, müzelerin ve galerilerin sosyal aktivite veya öğretim alanlarından daha fazlası olarak algılanması gerektiğini ifade etti. Duyusal, duygusal, bilişsel, estetik ve sosyal deneyimler gibi birçok deneyim katmanını birleştiren müze gezileri, iyileştirici etkiler sağlayabilmekte ve tefekküre teşvik edebilecek farklı ortamları ve tecrübe alanlarını içermektedir.

Müze ve galeri ortamlarının zengin etkilerine odaklanan Berber, mimariye dair de yeni bir yaklaşım sundu. Kişisel deneyiminden ve akademik araştırmalarından örnekler sunan konuşmacı, İngiltere Tate Modern’de 2019’da yer alan “Olafur Eliasson: In real life” sanat sergisine dikkat çekti. Bu sergiden verdiği örneklerle farklı duyuların etkilenmesinin mevcut ortamı nasıl değiştirebileceğini gösterdi. Kullanılan sis ve ışık etkisiyle serginin bir odasında ziyaretçiler kendilerini sınırsız ve yönsüz bir mekânın içindeymiş gibi hissettirirken, bir diğer odada su ve ışık efektleri ziyaretçilerin kendilerini tamamen farklı bir sınırsız alanda hissetmelerini sağlamıştı.

Son zamanlarda dijital teknolojilerin müze ve sanat galerileri gibi ortamlarda ziyaretçi etkileşimini artırmak için giderek daha fazla kullanıldığı görülmektedir. Berber, konuşmasında sürükleyici ve duyusal deneyimler yaratan bu yeni dijital teknolojileri incelemek amacıyla yürüttüğü mimarlık, bilgisayar bilimi, müzecilik ve medya çalışmalarını birleştiren araştırmasından bahsetti. Konuşmacı, ziyaretçilerin farklı duyusal ortamları nasıl algıladığını ve bu ortamlarla nasıl etkileşime girdiğini anlamayı amaçlayan araştırmasında işiyle ilgili duyusal deneyimlerin neler olduğunu, bunların nasıl haritalandırılabileceğini ve mimaride nasıl kullanılabileceğini konu edinmektedir.

Bu konuşma, 2017 yılında kurulan, uluslararası ve disiplinler arası bir bilgi alışverişi platformu olan Genç Akademisyenler Seminer Serisi'nin bir parçası olarak düzenlenmiştir. Önümüzdeki haftalarda farklı konularla yeni konuklarını ağırlayacak olan seminer serisinin gelecek söyleşileri için Londra Yunus Emre Enstitüsü internet sitesini (https://yeelondon.org.uk) ya da sosyal medya hesaplarını (@yeelondra) takip edebilirsiniz.

Ayrıca seminer kayıtları Yunus Emre Enstitüsü’nün YouTube kanalı Yeelondra’dan izlenebilmektedir.