Bağımsız Milletvekili Mesut Genç BRT’de 14. Saat programına katılarak bundan sonra siyasi yaşamında hangi parti ile yola devam edeceğini, Meclis’te yaşanan komitelerdeki üye sayısı ile ilgili sıkıntılara yönelik açıklamalarda bulundu.

“SİYASİ YOLUMA HANGİ PARTİ İLE DEVAM EDECEĞİME BİR-İKİ HAFTA İÇİNDE KARAR VERECEĞİM”

Mesut Genç, mevcut siyasi arenada bağımsızların yeri olmadığını ve önümüzdeki bir-iki hafta içinde hangi parti ile siyasi yoluna devam edeceğini kararlaştıracağını söyledi.

Genç, kararını vermesi ile birlikte seçime yönelik de tabana kendini tanıtma, anlatma yönünde de çalışmalarına başlayacağını dile getirdi.

İşte Bağımsız Milletvekili Mesut Genç’in söylediklerinden öne çıkan başlıklar:

“SİYASETE MEVCUT PARTİLERDEN BİRİ İLE DEVAM ETMEK ZORUNDAYIM”

“ Siyasi yaşamımla ilgili bir adım atacağım. Bugüne kadar bir açıklama yapmadım ama ilk defa sizin programda yapayım. Siyasete, politikaya devam edeceksem şuanki mevcut sistemde bağımsızın yeri yoktur. Bağımsızın kazanma durumu da yoktur. Hatta yaptıkları o Seçim ve Halkoylaması Yasasında da şuan İç Tüzükte de bağımsız kelimesi yoktur. Biz Meclis’e gidiyoruz ama sadece oy veriyoruz. Onun dışında hiçbir yere bağımsızları koymamışlar.O nedenle hem bağımsızın gerekli düzenlemede yeri yok, hem Meclis’te bir temsiliyeti yok hem de diğer taraftan mevcut seçim yasasına göre kazanması imkansız. Son olarak da bağımsız seçilseniz bile o imkansızın içinde Meclis’te herhangi bir yaptırım gücünüz yok.O nedenle siyasete devam edecek olan kişiler bir kere siyasi bir parti ile devam etmek zorundadır. Bu noktada da ya mevcut siyasal partilerden birine gidecektik ki Hasan abiler de o şekilde düşünüyor. Yada yeni bir oluşumdu”….

“YENİ BİR OLUŞUMA SICAK BAKMIYORUM”

“Bize yeni bir oluşumu da çok sordular. Bertan bey ile olan birşey değildi. Çok önceden bize sürekli sorulan, Meclis içinde de bazı vekiller arkadaşlar sordu. Ben yeni bir oluşuma kesinlikle sıcak bakmıyorum”….

“HERHANGİ BİR SİYASİ PARTİYE GİTMEK ZORUNDAYIZ”

“Bir şekilde herhangi bir siyasi partiye gitmek zorundayız. İdeolojim gereği bugüne kadarki hayat felsefem gereği zaten o şekilde baktığınızda bazı partileri otomatikman eliyorsunuz. Bir baktığımızda bazı partiler elenmiş oluyor. Şuan kafamda bir iki parti noktasında düşünüyorum. Henüz daha kararımı vermedim”…

“Üzerimde tabi baskı var.Şimdi şöyle bir durum. Ada küçük Lefke’den tutun Karpaz’a kadar sizin de tanıdıklarınız var bizim de. Bu noktada da elbette farklı farklı siyasi partilerde bulunma noktasında telkinde, önerilerde bulunan birçok arkadaş var.Bu son derece doğal”…

“KOŞULLARIMDAN DAHA ÇOK KIRMIZI ÇİZGİLERİMİN OLMASI”

“Benim koşullarım elbette var. Ama benim koşullarımdan daha çok mesela benim kırmızı çizgilerim var. O kırmızı çizgilerde bazılarını eleyecem. Ama akabinmde ortadaki seçenekleri ben nihayi kararı verecek olduğum noktada başta ailem diğer taraftan yakın çalışma arkadaşlarım olsun ve Ada genelindeki siyaseten yürüdüğüm, değer verdiğim gerek I,ş insanlarından olsun gerekse diğer arkadaşlara kadar hepsi ile bir istişare yapacam. Yaptım da. Halen daha da yapıyorum.Minumum abartısız belki de 300-400 kişi ile birebir görüştüm”..

“YÜRÜYECEĞİMİZ YOL AYNI OLABİLİR”

“Diğer bağımsız vekillerle aynı yolda yürüyüp, yürüyemeyeceğimizi bilemem. Muhtemelen aynı da olabilir. Bugüne kadar partilerinden istifa edip de kimlerin neler aldığını daha öncelerde gördük. Hükümet düşürmeler oldu. Yeni hükümet kurmalar oldu. Bakanlık pazarlıkları yapıldı. Biz Hasan abilerle böyle bir pazarlık yaptık mı?”…

“DOLAYLI OLARAK GEREK DP GEREKSE UBP KONUSUNDA BAŞKALARI DA GELDİ”

“Yeniden Doğuş Partisi Milletvekili Bertan Zaroğlu bana geldi. Görüşmek istedi. Ben kimseyi ayırt etmem herkesle de görüşürüm. Ama o kişinin gelmiş olduğu noktada hareket eder miyim? O ayrı bir konu. Ama görüşürüm. Görüştüm de. Dolaylı olarak başkaları da geldi bize. Gerek YDP, gerek DP, gerekse UBP konusunda. HP’de iken de sürekli gelenler oldu. Bırak bu partiyi bize gel diye. Sürekli oldu ama ben bunları hiç dile getirmedim. Ama ben orada açık açık dile getirdim. Bertan beye de bunu söyledim. HP kurulurken o zaman toplum içerisinde siyasi yeni bir siyasi oluşumun ihtiyacı olduğunu bize halk söyledi. Biz kendimiz oturup da karar vermedik. Halk bize ne dediyse biz onu yaptık. Iki dudak arasında maalesef biliyorsunuz ülkemiz siyasetinde seçime son iki gün kala başka şeyler oluyor. Akşamları, geceleri, sabahlara kadar farklı farklı şeyler oluyor. Biraz da o seçimin yolunu değiştiriyorlar. Ama biz öyle birşey yapmadık. Yeltenmedik. Sadece iki dudak arasında köy köy, kahve kahve gezdiydik o dönem kendimizi anlattık, sıkıntıları söyledik. Sağolsun bu halk bizi de takdir etti. Yüzde 17’lik oranla 9 vekili Meclis’e gönderdi.Ama o zaman halktan bir talep vardı. Şuan gelmiş olduğumuz noktada halktan yeni bir oluşuma bir talep yoktur. Sıcak bakmıyorlar. Çünkü son 5 aydır gezdik ve nabzı yokladık. Muazzam bir tepki var mevcut partilere, bizlere de yani. O noktada yeni bir oluşumu kursanız ne olacak?Halk yeni bir oluşumdan umutlu değil”….

“SÖZ KONUSU PARTİ İLE GÖRÜŞMELERİM OLABİLİR”

“Yeni bir oluşum tamamen risktir. Çok büyük de maliyet ister. Özveri ister. Bu yakın zamanda siyasi yoluma hangi parti ile devam edeceğime ilişkin kararımı vereceğim. Bir iki haftalık zaman zarfında…. Söz konusu parti ile bu iki haftalık sürede görüşmelerim olabilir”…

“X PARTİNİN İSKELE VEKİLLERİ SICAK BAKAR MI?”

“Söz konusu parti içindeki vekiller, partililer sizce bana sıcak bakar mı? Bakmaz. Siyasetin doğasında var. X partinin İskele vekilleri çünkü ben İskele milletvekiliyim sizce sıcak bakar mı buna? Bakmazlar. Çünkü rakibim.Bakmazlar sıcak.

“KIRMIZI ÇİZGİMDE KONTENJAN OLAYI YOK”

Kırmızı çizginizde kontenjan olayı var mı? Yok öyle değil. KKTC üzerindeki görüşleri, bayrağa olan bakış açıları, Kıbrıs görüşmelerindeki ideolojileri, Türkiye ile olan ilişkilere bakış açıları bunlar benim kırmızı çizgilerim.

“Özellikle ben istifa etmeden önce de son iki yıldır. Siyasete girdim gireli zaten başka partilerden de sürekli söyleniyordu bırakın da gelin diye. O dönemde şuan gitmeyi düşündüğüm partiden teklif gelmemişti.O dönem bir iki parti var idi ciddi anlamda. Ama ondan sonra siyasetin seyri değişti”…

“BENİ SİYASET YAPAMAYACAK KONUMA GETİRDİLER”

“Ben Zaroğlu’na yeni bir oluşuma sıcak bakmadığımı söyledim. Halkın Partisine ben çok büyük emek verdim. Öyle böyle değil.Gece gündüz 5 senemizi harcadım. Üzülme noktası şu; Çok büyük emek verildi. Ben siyasete girmiş olduğum ailemden kaçtım. Ailenizden kaçtığınız için evet bir burukluk, üzüntü olur. Ama diğer taraftan şöyle değerlendiriyorum. Maalesef ki kurucusu da olduğum bir fiil gece gündüz 5 sene çalıştığım partim beni siyaset yapamayacak konuma getirdiler. Bu noktada da ben de yolumu çizmem gerekiyordu. O nedenle bu yönden de baktığım zaman vicdanımla hareket ettiğim için çok da üzülmüyorum”…

“ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAYANLARA DEĞER VERİLİYOR”

“YÜZDE 80 ŞOV AMAÇLI…TAMAMEN EKRANA OYNAMAK”

“Elini taşın altına koyanlara değer verilmiyor, koymayanlara maalesef değer veriliyor…..Bir yorum yapacam ama yanlış algılanmasın. Maalesef Meclis kürsüsü yüzde 80 şov amaçlı kullanılıyor. Bazı arkadaşlar sürekli o kürsüyü tamamen ekrana oynamak maksadıyla kullanıyor. Hemen hemen her hafta hem Pazartesi hem de Perşembe söz alan arkadaşlar var. Ki alabilirler haklarıdır. Ama bir baktığınızda bu işin boyutu başka noktalara geliyor. Ama dönüp de sorduğumuzda o kişiler mesela ben 3 senedir Meclis’teyim. Ama söz alan arkadaşlar içerisinde 10, 15 sene orada olan var. Dönüp onlara sorduğumuzda bugüne kadar bu toplum lehine reform niteliğinde ne gibi yasa önerileri verildi. Nelerin arkasında durdular da bu topluma, ülkeye bir yararları olduğunu sorduğumuzda oraya ben oraya koca bir soru işareti koyarım. Yoktur yani. O nedenle bu noktada beni de eleştiriyorlar kürsüye neden çıkmıyorum diye. Çok ender bir şekilde kürsüye çıkıyorum. Gerekli gördüğüm hallerde çıkıyorum. Sürekli kürsüye çıkıp da konuşan insanların bugüne kadar ne kadar yasa önerisini verdiğini bir sorgulasınlar. Bir de beni sorgulasınlar. Ben her zaman bunu söylerim. Bir kişinin karnesini çıkaracaksınız benim hayat felsefem böyledir. Konu şu kürsüye çıkıp ne kadar konuşma yapan en iyi vekil o ise ben ona kesinlikle katılmam. Doğru bir yaklaşım değil”….

“ANAYASAYA AYKIRI DİYORLAR DA ÖNCESİNE NİYE DEĞİNMİYORLAR”

“CTP’li Meclis Başkanı döneminde komiteler bugün bu noktaya gelindi. Siyaset sorun çözme sanatıdır. Şuan muhalefet atmış olduğu adımla hem komiteleri kilitlediler, hem de Meclis’i kilitlediler. Ortada bir İç Tüzük var. Herşey orada yazıyor. Orada ne yazıyorsa da bize emrediyor ne şekilde yapmamız gerektiğini. Zaten uygulasalardı bugün bu noktaya gelmeyecektik. Halen daha Meclis’te tartışılan konuda baktıkları konu şu.Hukuk Komitesinde seçim tarihini belirleyemiyorsunuz yandan dolaşıp özel komiteyi kuracaksınız orada da çoğunluğu elde edeceksiniz diyorlar. Ve Anayasaya da aykırı diyorlar. Tamam da bunun öncesine niye değinmiyorlar….”

“STATÜKOYU DELMEK, DÜZELTMEK İRADE İSTER”

“Siyasetteki 40 yıllık düzeni birden değiştirmek çok zordur. Bizler zamanında öyle yeltendik bu düzeni değiştireceğiz diye. Ama işin içine girdikten sonra hakikaten öyle şeye döndü. Örümcek ağı olur ya böyle iç içe girmiş. Bildiğiniz o vari statükoyu oluşturdular ve bunu delmek, bunları düzeltmek çok büyük uğraş, irade ister. Hele hele koalisyonlarla reform niteliğinde atılacak adımlar çok zor. Her zaman derim özellikle UBP-HP hükümeti döneminde çok ciddi yasalar geçti.Meclis İç Tüzüğünü değiştirme girişimimize ise HP dışında bütün partiler karşı çıktı. Hatta komitede o zaman bazı vekil arkadaşlar böyle bir yorum yaptı hayretler içinde kaldım. Şu dendi; Bizler milletvekili olarak seçilmiş insanlarız bedel ödemeyiz. Çünkü Meclis İç tüzük değişikliğii içinde Meclis’e mazaretsiz gelmeyenlere maaş kesintisi de var idi. Meclis İç Tüzük değişikliğini yapsaydık şuan Hüseyin Özgürgün maaş alamayacak olacaktı. Ama buna destek verilmedi o noktada. Muhalefette, hükümette destek vermemişti. Ama çıkıp da en büyük yaygarayı yine onlar yaptı. O nedenle destek vermedikleri bir tüzük maddesi üzerinden şimdi de çıkıp da siyaset yapmak şovdur, doğru değildir”….