"1 TEMMUZ'DAN BU YANA 15 BİN YOLCU GELDİ, VAKA SAYISI 30'UN ALTINDA"

 Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, saat 11.00’de başladığı bugünkü toplantısını 19.30’da tamamladı.  

Genel Kurul toplantısında Birleştirilmiş 2020 Mali Yılı Bütçe Yasası Hakkında Yasa Gücünde Kararname görüşüldü. Kararnamenin madde madde görüşülerek oylanması bir sonraki birleşimde yapılacak.

Cumhuriyet Meclisi bir sonraki toplantısını 4 Ağustos Salı günü saat 10.00’da yapacak.

ŞAHALİ: “SORUNLAR GİDERİLMEDİ”

CTP Milletvekili Erkut Şahali, hükümetin icraat yapmak yerine yapılacakları ve fikirleri dile getirdiğini savunarak, pandemi hastanesinin hâlâ netleşmediğini, sorunların giderilmediğini söyledi.

Mart ayından beri işbirliğine açık bir tutumla, ciddiyetle yapılması gerekenleri aktardıklarını kaydeden Şahali, ama yapılması gereken hazırlıkların yapılmadığını savundu.

Sağlık Bakanı’nın hastanenin güvenli ancak esas tehlikenin dışarıda olduğunu söylemesini eleştiren Şahali, güveni sarsacak bu tarz konuşmalardan kaçınılması ve hükümet üyelerinin aklına ilk geleni dillerine yansıtmaması gerektiğini söyledi.

Şahali, Lurucina ile ilgili eylemde Başbakan Ersin Tatar’ın açıklamalarını anımsatarak, kapının açılması konusunda ne yapıldığını hangi icraatların gerçekleştirildiğini, hangi adımların atıldığını sordu.

Şahali, bu konuda Cumhurbaşkanı ile iş birliği yapılması gerektiğini ancak buna yönelik bir adım atıldığına inanmadığını, verilen sözlerin sözde kaldığını savundu.

Ülkede eylemlerin her geçen gün arttığını söyleyen Şahali, bugün Müteahhitler Birliği’nin eylem yaptığını hatırlattı ve İskele, Gazimağusa, Yeniboğaziçi İmar Planı’nın yayımlanmasının neden ertelendiğini sorarak, ertelemenin yasaya aykırı olduğunu savundu.

Şahali, bu konuda hükümetin ciddiyetten uzak bir tavır içinde olduğunu iddia etti.

“KAPANAN İŞ YERLERİ ARTTI”

Ülkede kapanan iş yerlerinin sayısının arttığını, manzaranın “korkunç olduğunu” savunan Şahali, ekonominin çarklarının dönmesi için hükümet kararlılığına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Şahali, süt sektöründe uygulanan kayba değinerek, kamu sektöründe desteğe yönelik ayrılan kaynakların hızla tüketildiğini ifade etti.

TC’den borularla gelen suyun yılbaşından beri gelmediğini hatırlatan Şahali, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı’nın ağustos ayında bazı koşullara bağlı olarak suyun geleceğini belirttiğini kaydetti.

Şahali, barajdan temin edilen suyun steril bir su olduğunu, yerel kaynaklardan elde edilen suyun ise aynı güvenlikte olmadığını, belli bölgelerde cilt sorunu vakaları ve tifüs gibi hastalıklar görüldüğünü dolayısıyla yerel kaynaklardan gelen suda klorlama kullanılması gerektiğini belirtti.

Cypfruvex’te yaşanan sorunlara değinen Şahali, kamu kurumlarında işten çıkarmaların “kabul edilemez” olduğunu söyledi.

Ülkede ciddi bir fare istilası yaşandığını kaydeden Şahali, fare mücadelesi konusunda atak olunması gerektiğini belirtti.

Şahali, harnubun gelişmesi için çaba ortaya konması gerektiğini ve fare mücadelesi yürütülmesinin şart olduğunu söyledi.

Şahali, Orman Dairesi Müdürü’nün “1995 Yılında Meydana Gelen Beşparmak Dağları Yangınından İtibaren Ülkemizdeki Orman Yangınlarında Alınan Önlemlere İlişkin Yönetici ve Diğer İlgililerin İhmali Olup Olmadığına, Gereken Önlemlerin Alınıp Alınmadığına İlişkin Meclis Araştırma Komitesi” toplantısına katılmamasını eleştirdi.

Sütçülük sektöründe yaşanan sıkıntılara değinen da Şahali, devletin desteğine ihtiyaç duymaksızın faaliyet sürdüren işletmeler bulunduğunu, küçük ve orta ölçekli aile işletmelerinin desteklenmesi gerektiğini söyledi.

OĞUZ: "FARE İLACI DAĞITILDI"

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Tarım Dairelerine fare ilacı dağıtımı yapıldığını, fare sayısında artış yaşandığını, zehirlerin bölgelere gönderildiğini, belediyelerin de katkı koyması gerekebileceğini söyledi.

Su konusunda ağustos ayında akış başlamasının gündemde olduğunu dile getiren Oğuz, malzeme tedariki ile ilgili bir sorun olmadığını üç ay öncesinden yerel kaynakların kullanılmaya başlandığını, yerel kaynak suların kontrollerinin yapıldığını belirtti.

Oğuz, toplum sağlığını tehdit eden bir durum bulunmadığını vurguladı.

Ekonominin kötü olduğu bu ortamda hayvan üreticilerinin mağdur olmaması için gereken her şeyin yapıldığını söyleyen Oğuz, büyükbaş hayvancılıkla ilgili sektörlerde herhangi bir kapanma olmadığını, hayvancılık sektöründe sıkıntı yaşanmadığını belirtti.

Dursun Oğuz, süt parasının yüzde 100’ünün alınmadığı gerekçesiyle eylem yapılacağının açıklandığını söyleyerek, ekonomik paketler ve alınan önlemler kapsamında, hükümetin pandemi öncesi fiyatı verdiğini kaydetti.

Hayvancının parasını alacağını söyleyen Oğuz, amacın sorunu hep beraber sırtlayarak çözmek olduğunu, devletin yapabileceğini yaptığını belirtti.

Oğuz, “Kimse hükümet hayvancılığı öldürdü, geriye götürdü diyemez” dedi.

Ülkedeki süt ürünlerinin fiyatlarının aşağı veya yukarı gitmesinin hükümete bağlı olmadığını dile getiren Oğuz, hükümetin sadece çiğ süt fiyatlarını belirlediğini söyledi.

Oğuz, hayvancının karşısında olmadıklarını, haklarını savunduklarını, onları korumak adına her şeyi yaptıklarını belirtti.

SÜTEK’in ilk defa borçlandırılmadığını daha önce de bunun yapıldığını söyleyen Oğuz, kurumun zor zamanda hayvancının yanında olacağını kaydetti.

ANGOLEMLİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, bütün dünyanın korona ile birlikte tarım ve hayvancıyı daha da yukarıya götürmeye çalıştığını ancak hükümetin bunu yapmadığını savundu.

Angolemli, yarınki Hayvancılar Birliği eyleminin yapılmadan sorunun çözülmesi temennisine bulundu.

ÖZDENEFE: "HÜKÜMET CEVAP VERMİYOR"

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, muhalefetin en kritik sorularına hükümet tarafından cevap verilmediğini savundu.

Ülkede öngörülebilirlik konusunda sıkıntı yaşandığını, sağlıkla ilgili olarak toplumu rahatlatıcı sağlıklı cevaplar alınamadığını savunan Özdenefe, bir otelden pozitif vakanın kaçtığını, bu sıkıntının yeniden yaşanabileceğini söyledi.

Özdenefe, cezaların artırılabileceğini, ancak bunun yeterli olmayacağını cezaların artmasıyla kişilerin destek için başvuruda bulunmaya çekinebileceğini kaydetti.

1 Ağustos itibariyle ülkeye binlerce insan geleceğini, sefer sayılarının artırılacağını, halk sağlığının korunması için ne gibi önlemler alınacağını soran Özdenefe, alınan önlemlerin yeterli olmadığını savundu.

Özdenefe, ekonomi ile ilgili sıkıntılara da değinerek, İçişleri Bakanı ve Başbakanın imar planı konusunda ne yaptığını, neden izahat vermediğini sordu.

ÖZERSAY: "YASAMANIN ÖNÜNE GEÇİLİYOR"

Daha sonra söz alan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Meclis’in yaz döneminde çalışması ihtiyacının yasama faaliyetinin yapılması olarak ortaya konduğunu, gelinen noktada gündemin gereği olan konuların da görüşüldüğünü ve oturumların denetime de dönüştüğünü, buna itirazları olmayacağını ancak yapılan konuşmaların yasama faaliyetinin önüne geçecek şekle geldiğini söyledi.

Her partinin bir temsilcisinin hükümeti eleştirebileceğini, önerilerde bulunabileceğini buna karşı olmadıklarını belirten Özersay, ancak bunun yasama faaliyetinin işlevini yitirmesine yol açacak noktaya gelmemesi gerektiğini kaydetti.

“Yasama faaliyetini kırptık, başka bir şeye dönüştü” diyen Özersay, yasa ile ilgili konuşmaların derinliğine girmeden konuların başka konulara dönüştüğünü söyledi.

Özersay, kürsüden sorulan sorulara yanıt verildiğini, alınan cevaptan memnun olunmayabileceğini ancak cevabın verilmediğini söylemenin doğru olmadığını kaydetti.

Öngörülebilirlik ile ilgili eleştiriler yapıldığını dile getiren Özersay, dünyanın her yerinde pandemi nedeniyle öngörülebilir bir durum olmadığını, olabildiğince risklerin azaltılmaya çalışıldığını söyledi.

"ÖRNEĞİ OLMAYAN BİR ŞEYLE MÜCADELE EDİLİYOR"

Özersay, dünyada daha önce örneği olmayan bir şeyle mücadele edilmeye çalışıldığını, süreci pek çok sıkıntıya hataya ve eksikliğe rağmen makul düzeyde yürütüldüğünü ve yönetilebildiğini belirtti.

Ülkeye girişlerde, Rum tarafının aksine yolcu sayısının kısıtlandığını, KKTC’nin her durumda bir test yapılarak ülkeye girişi mümkün kılan bir yöntem izlendiğini söyleyen Özersay, yerel bulaşın olmadığını, olmayacağı anlamına gelmediğini ancak riski azaltmaya çalıştıklarını ifade etti.

Dünyada da sağlık otoritelerinin ve komitelerin siyasilere öneride bulunduğunu, siyasilerin ise bazı başka unsurları da dikkate alarak karar aldığını söyleyen Özersay, Bulaşıcı Hastalıklar Yasası uyarınca bir kurulun görevlendirildiğini ancak siyasi otoritelerin karar alırken başka hususları da dikkate alarak karar vermek zorunda kalabildiğini anlattı.

Özersay, Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nın geçen yıl yürürlüğe konulmasının çok isabetli olduğunu, yasada caydırıcılığı artırmak için cezai düzenlemeler yapılması gerekebileceğini, bu noktada Meclis’e yasama faaliyetine öncelik verip hızlandırmanın önem kazandığını ifade etti.

Eleştirilere açık olduklarını söyleyen Özersay, çift PCR kararının revize edildiği gibi duruma göre bazı kuralların değiştirildiğini, dünyada da alınan tedbirler sonucunda tümden öngörülebilir sistem kurulamayacağını belirtti.

Özersay, test kapasitesini artırarak insan hareketliliğini sağlayarak ekonomide tahribatın aşağı çekilebileceğini umut ettiklerini dile getirdi.

Özersay, İskele Gazimağusa Yeniboğaziçi İmar Planı konusunda, ara emri kararı çerçevesinde emirnamenin yürürlükte olduğunu belirtti.

Teknik kurulun onayladığı imar planının yürürlüğe girmediğini, hükümet içinde uzlaşıya varılması için Başbakan ile konuştuklarını, somut değişiklik için öneri geleceğini söyleyen Özersay, koalisyon hükümeti olduğu için partilerin birbirilerini ikna veya yönlendirmeye ihtiyaç duyulduğunu, konsensüse yaklaşmaya çalıştıklarını belirtti.

Teknik düzeyde iki buçuk yıllık çalışma sonunda bir imar planı hazırlandığını söyleyen Özersay, gelinen noktanın bölgenin talan olmasını önleyecek bir nokta olduğunu ancak durumu donduracak bir nokta olduğundan ideal olmadığını, imar planının elzem olduğunu kaydetti.

Özersay, emirnamenin yürürlükte olduğunu, belirsizlik olmadığını, somut değişiklik önerisi gelirse bunun konuşulacağını ideal olanın toplum yararına olan olduğunu söyledi.

TATAR: "15 BİN YOLCU GELDİ"

Başbakan Ersin Tatar da, pandeminin bütün dünyada devam ettiğini söyleyerek, “Biz kendimizi bundan izole edemeyiz.” dedi.

Turizm ve eğitimin devam etmesi için tedbirleri sıklaştırarak devam etmek gerektiğini dile getiren Tatar, ülkeye girişlerde taahhütnameye uymayanlara yönelik ceza uygulamak amacıyla yasada düzenleme yapılacağını belirtti.

Tatar, 1 Temmuz’dan bugüne ülkeye 15 bin yolcu geldiğini, vaka sayısının 30’un altında olduğunu, yarısının taburcu edildiğini söyleyerek, sağlık ekibine çabaları için teşekkür etti.

Türkiye’den gelenlere 7 gün karantina uygulanmasının mümkün olmadığını söyleyen Tatar, komitenin sadece sağlık yönünden düşünebildiğini ama hükümetin ekonomi boyutunu da düşünmek zorunda olduğunu ifade etti.

Tatar, pandemi hastanesinin uzun süreden beri tartışıldığını, şu anda Ayaktan Tedavi Merkezi’nin 45 yatak kapasitesi ve solunum cihazı ile pandemi kliniği olarak hazırlanmaya çalışıldığını söyledi.

Pandemi hastanesinde yatması gerekecek durumda tek bir hasta olmadığını söyleyen Tatar, pandemi hastanesi projesi için çalışmaların en erken zamanda tamamlanması talimatı olduğunu belirtti.

Duyarsız olmadıklarını ifade eden Başbakan Tatar, abartılarla siyaset yapıldığını ancak ortada bir başarı bulunduğunu söyledi.

“ŞU AN SALGIN YOK”

Tatar, KKTC’de RO değerinin (bulaştırma oranının) 0.65 civarında olduğunu söyleyerek, “Bana bilim insanları tarafından aktarılan bu rakamlara göre KKTC’de şu an salgın yoktur, inşallah böyle devam eder” dedi.

“7 GÜN KARANTİNAYA GEREK YOK GÖRÜŞÜNDEYİM”

Rum tarafının Ağustos ayında İngiltere’ye kapıları açacağını dile getiren Tatar, İngiltere’den gelenlere yönelik 7 gün karantinaya gerek olmadığı düşüncesini ifade etti ve Bakanlar Kurulu’nda da bu görüşünü aktardığını söyledi.

Başbakan Tatar, halka maske, sosyal mesafe ve çok kalabalıklardan uzak durma önlemlerini alması ve sürdürmesi çağrısında bulundu.

UBP İÇİŞLERİ BAKANI’NA İMAR PLANI KONUSUNDAKİ ÇALIŞMASINI SUNACAK

İmar planına yönelik koalisyon arasında görüş ayrılıkları olduğunu dile getiren Tatar, UBP’nin çalışmasını yaptığını ve İçişleri Bakanına sunacağını söyleyerek, herkesin daha fazla benimseyeceği bir planın ortaya çıkması temennisinde bulundu.

Tatar, TL’nin içinde bulunduğu durum nedeniyle kurlarda artış olduğunu, bu tarz durumların sıklıkla yaşandığını söyleyerek, döviz arttığında alım gücünün düştüğünü ancak en önemli şeyin sağlık olduğunu, işsizliğin artmaması için çalışmaları bulunduğunu belirtti.

“13 MİLYARIN YARISINDAN FAZLASI NAKİT OLARAK GELDİ”

Türkiye ile iktisadi ve mali işbirliği anlaşmaları yapıldığını anımsatan Tatar, nakit olarak 13 milyar TL’nin yarısından fazlasının ülkeye geldiğini kaydetti.

“Sektörleri korumak lazım. Onun için de 1 Temmuz kararının doğruluğu ortaya çıktı” diyen Tatar, sektörleri korumak için bu kararın alındığını, kararın doğru olduğunu söyledi.

“OKULLARIN 1 EYLÜL’DE AÇILMAMASI İÇİN SEBEP YOK”

Tatar, bir soru üzerine okulların 1 Eylül’de açılmaması için bir sebep bulunmadığını belirtti.

Maliye Bakanlığı’nın yükümlülüklerini yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Tatar, ödeme sıkıntısı olmayacağını, Maliye Bakanlığının gelirlerinde de artışlar olduğunu kaydetti.

Tatar, “Devlet ve Maliye Bakanlığı bütün yükümlülüklerini yerine getirebilecek noktadır” dedi.

CANDAN: "HÜKÜMET KRİZİ VAR"

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan, dörtlü hükümet döneminde partiler arasında yaşanan hiçbir tartışmanın bugün iki hükümet partisinin yaşadığı soruna yakın olmadığını söyledi.  

Emirname yüzünden karşılıklı restleşilen bir dönemden geçildiğini, hükümet krizi yaşandığını söyleyen Candan, dörtlü koalisyon döneminde böyle bir durum yaşanmadığını belirtti.

Candan, Doğu Akdeniz’de atmosferin ısındığını Türkiye ile Yunanistan’ın neredeyse savaşa girmek üzere olduğunu, Meis adası açıklarındaki Türkiye faaliyetlerine yönelik Türkiye ile Yunanistan’ın savaşın eşiğinden dönüldüğünü söyledi.

Doğu Akdeniz’de uzlaşının bulunmasın önemine işaret eden Candan, Almanya Başbakanı Merkel’in arabuluculuğuyla bir toplantı yapıldığını bunun önemli olduğunu belirtti.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı İbrahim Kalın’ın sözlerini aktaran Candan, verdiği mesajların ve Türkiye’nin AB ile sıkı iş birliğine gitmesinin önemli olduğunu kaydetti.

Candan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin iyileşmesinin Kıbrıs sorununu olumlu etkileyeceğini belirtti.

Candan’ın konuşmasının ardından oturum sona erdi.

Kararnamenin madde madde görüşülmesi ve oylanması gelecek hafta yapılacak oturumda gerçekleştirilecek.

Cumhuriyet Meclisi’nin bir sonraki toplantısı 4 Ağustos saat 10.00’da yapılacak.