Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay,  Kıbrıs’ta mevcut durumun yani statükonun KKTC'nin aleyhine olduğunu belirterek,  karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşmaya vararak çözüme ulaşmak için uğraşılması gerektiğini vurguladı. Kudret Özersay, çözümsüzlükten değil çözümden yana bir duruşun ortaya konması gerektiğini söyledi. Özersay, çözüm için yeni ve yaratıcı fikirlerin üretilmesi gerektiğine değindi.

Kudret Özersay, açıklamasının tamamında şu ifadeleri kullandı:

Kıbrıs Türk Halkı olarak biz her hal ve ştartta kendi kendimizi yönetmek istiyoruz, bizim dışımızdaki herhangi bir toplumun ya da devletin idaresi ya da tahakkümü altında olmak istemiyor, birilerinin sebebi ne olursa olsun bize “ayar vermesini” de hiç ama hiç doğru bulmuyoruz. Biz bu topraklarda laiklik, demokrasi gibi çağdaş değerler temelinde şekillenmiş olan kendi kimliğimiz ve onurumuzla yaşamak istiyoruz. Kıbrıs’ta mevcut durum yani statüko bizim aleyhimizedir, bu nedenle karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşmaya vararak çözüme ulaşmak için uğraşmalıyız. Çözümsüzlükten değil çözümden yana bir duruş ortaya koymamız gerekir. Öte yandan bir çözüm için bunu sadece bizim istememizin yeterli olmadığını, özellikle Kıbrıs Rum tarafı ve Kıbrıs dışındaki diğer ilgili aktörler de olumlu yaklaşmadıkça bunun mümkün olamayacağını bilmeli ve gerçekçi davranmalıyız. Örneğin Kıbrıs Türk Halkının en kritik eşikte 2004 yılında çözüm yönünde irade ortaya koyması Kıbrıs sorununun çözümü için maalesef yeterli olmamıştır, bunu da akılda tutmalıyız. Kıbrıs’taki çözüm için “tek yol şu” ya da “tek yol bu” demenin, bir uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan esnekliği yeterince barındırmayacağı ortadadır. Sabit fikirli olmadan içinde bulunduğumuz şartları da dikkate alarak yaratıcı davranabilmeliyiz. Çözüm şekli ne kadar önemliyse bir çözüme ulaşmanın yolları üzerinde düşünmek, bunu adım adım planlamak ve yeni fikir üretmek de o kadar önemlidir, gereklidir. Kıbrıs’ta bugün var olan iki devleti esas alan ve bir gecede bir referandumla değil zaman içerisinde bir federal ortaklığa ya da iki ayrı devlete de dönüşebilecek olan evrimsel işbirliği modeli bir çıkış yolu olabilir. Avrupa Birliği’ndeki kömür ve çelik birlikteliği ile başlayan ve bugün federatif unsurlar içeren süreç dikkate değerdir. Bir televizyon programında özetle iki devletin işbirliğine dayalı federasyon dışı bir ortaklık olarak başlayacak ve zamanla federal ortaklığa da kapısı kapalı olmayacak Üçüncü Yol önerimizi özetle anlatmaya çalıştım. Buradan paylaşıyorum. Yıllardır bu topraklarda var olma mücadelesi veren bir halk olarak bizi birbirimizden AYIRAN DEĞİL BİRLEŞTİRECEK OLAN hususların altını çizmemiz gereken zamanlardan geçiyoruz. Kıbrıs Türk Halkı olarak biz her hal ve şartta kendi kendimizi yönetmek istiyoruz, bizim dışımızdaki herhangi bir toplumun ya da devletin idaresi ya da tahakkümü altında olmak istemiyor, birilerinin sebebi ne olursa olsun bize “ayar vermesini” de hiç ama hiç doğru bulmuyoruz. Biz bu topraklarda laiklik, demokrasi gibi çağdaş değerler temelinde şekillenmiş olan kendi kimliğimiz ve onurumuzla yaşamak istiyoruz.

Kıbrıs’ta mevcut durum yani statüko bizim aleyhimizedir, bu nedenle karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşmaya vararak çözüme ulaşmak için uğraşmalıyız. Çözümsüzlükten değil çözümden yana bir duruş ortaya koymamız gerekir. Öte yandan bir çözüm için bunu sadece bizim istememizin yeterli olmadığını, özellikle Kıbrıs Rum tarafı ve Kıbrıs dışındaki diğer ilgili aktörler de olumlu yaklaşmadıkça bunun mümkün olamayacağını bilmeli ve gerçekçi davranmalıyız. Örneğin Kıbrıs Türk Halkının en kritik eşikte 2004 yılında çözüm yönünde irade ortaya koyması Kıbrıs sorununun çözümü için maalesef yeterli olmamıştır, bunu da akılda tutmalıyız.

Kıbrıs’taki çözüm için “tek yol şu” ya da “tek yol bu” demenin, bir uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan esnekliği yeterince barındırmayacağı ortadadır. Sabit fikirli olmadan içinde bulunduğumuz şartları da dikkate alarak yaratıcı davranabilmeliyiz. Çözüm şekli ne kadar önemliyse bir çözüme ulaşmanın yolları üzerinde düşünmek, bunu adım adım planlamak ve yeni fikir üretmek de o kadar önemlidir, gereklidir.

Kıbrıs’ta bugün var olan iki devleti esas alan ve bir gecede bir referandumla değil zaman içerisinde bir federal ortaklığa ya da iki ayrı devlete de dönüşebilecek olan evrimsel işbirliği modeli bir çıkış yolu olabilir. Avrupa Birliği’ndeki kömür ve çelik birlikteliği ile başlayan ve bugün federatif unsurlar içeren süreç dikkate değerdir. Bir televizyon programında özetle iki devletin işbirliğine dayalı federasyon dışı bir ortaklık olarak başlayacak ve zamanla federal ortaklığa da kapısı kapalı olmayacak Üçüncü Yol önerimizi özetle anlatmaya çalıştım. Buradan paylaşıyorum.

Yıllardır bu topraklarda var olma mücadelesi veren bir halk olarak bizi birbirimizden AYIRAN DEĞİL BİRLEŞTİRECEK OLAN hususların altını çizmemiz gereken zamanlardan geçiyoruz.