Yoğun iş ve okul temposuna kısa bir mola verildi. Anne ve babalar bu süreçte çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçiriyorlar. Londra’da yaşayan Cem Yılmaz da bu fırsatı, çocuklarıyla birlikte bahçe ve tarım işleriyle uğraşarak değerlendirenlerden.


Normal zamanda, okul ve yoğun iş yaşamında yalnızca hafta sonları çocuklarıyla bir araya gelme imkanı bulan aileler, zamanlarını daha çok alışveriş merkezlerinde ve fast food mekanlarında geçirmeyi tercih ediyordu. Paylaşımlar eksik kalırken, çocuklar doğadan ve aslında yaşamın nimetlerinden uzak kalıyordu. Sokağa çıkmaya korktuğumuz bu günler, aile bağlarımızın güçlenmesi, doğaya ve kendi içimize dönüşümüzü sağlarken özellikle bu kapanış, günümüz çocukları için bir avantaja döndü. Çocuklar aileleriyle birlikte mutfağa girip yemek pişiriyor, bahçede toprağa dokunup çiçek ve sebze ekiyor, üretmeyi öğreniyorlar. Londra’da yaşamını sürdüren, Cem Yılmaz da bu süreyi çocuklarıyla birlikte daha fazla zaman geçirerek ve onlara bahçe işleri öğreterek değerlendirenlerden. Cem Yılmaz’ın sosyal medyada paylaştığı bu anlar örnek alınacak nitelikte.

“Üretimin güçlüğünü ve sabır kelimesinin anlamını öğreniyorlar”

Cem Yılmaz, bu güzel anları paylaşırken duygu ve düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
“Dersimiz bahçecilik ve tarım. Modern hayatın tükendiği, doğaya dönüşün büyük bir özleme evrildiği şu günlerde, ufak ufak da olsa çocuklar toprak işlemeyi öğreniyor. Olur ya bir gün köy hayatına dönecek olurlarsa, olaya tamamen Fransız kalmasınlar bari. Ulaş toprak işlemenin de spor yapmak, vücut geliştirmek olduğunu farketti. Özgür toprağın nankör olmadığını, emek verirsen karşılığını mutlaka alacağını öğrendi. Emine ilk kez domates, biber, salatalık tohumu ekti. Fideler çıkmaya başladıkça o da çok mutlu oluyor. Bunun yanı sıra emeğin değerini, üretimin güçlüğünü ve sabır kelimesinin anlamını öğreniyorlar. Ayrıca insanlar eve kapandığı için Galler de şehre inen keçiler ve Londra'da sokaklarda gezen geyikler bize de bekleriz efendim. Corona defolsa da güneşin tadını çıkarsak artık. Gınaa geldi valla...”