CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman BRT’de 18. Saat’e konuk oldu.

İşte Erhürman’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

“AMA GÖZ VAR İZAN VAR”

“Gezici Araştırma Şirketinin siyasi araştırma raporunu çok ayrıntılı bakabildiğimi söyleyemem Meclis’te idim. Bu anketlerle ilgili her zaman aynı şeyi söyledim. Herkesin emeğine saygım var. Ama göz var izan var. Ben anketler üzerinden yorum yapmam. Bizi yönlendiren de anketler değil. Ama bizim sahada gördüğümüz ile hiçbir şekilde örtüşmüyor.
Bizim de parti olarak yaptığımız anketin bugün sahadaki son günü idi. Bir hafta içerisinde raporun bize sunulacağı söylendi”…..

“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ DÜŞÜNEREK STRATEJİ YAPAYIM DİYEBİLECEK OLAN TİPLERDEN HİÇ OLMADIM”

Erhürman “Eğer memleketin meselelerini konuşmayacaksanız niye milletvekilisiniz, niye siyasetin içindesiniz. Ben cumhurbaşkanı adayım da sadece cumhurbaşkanlığına yönelik konuşayım bu benin kabul edebileceğim birşey değil. Kimileri hala daha farkında değil, hala işin ciddiyetinde değil ama benim memleketim şuanda yangın yeri. Ben öyle cumhurbaşkanlığı seçimi varmış da onu düşünerek oradan strateji yapayım diyebilecek olan tiplerden hiç olmadım. Olabileceğimi de bu saatten sonra hiç zannetmem. Dolayısıyla gerçek meseleler ne ise bunlara konuşmak gerekir. Bunlar cumhurbaşkanlığı ile de evet ilgilidir. Çünkü buralarda liderlik yapmak gerekiyor. Buralarda şuan saldım çayıra mevlam kayıra bir durumla karşı karşıyayız” dedi.

“SAYIN CUMHURBAŞKANININ BANA DOĞRUDAN ELEŞTİRİ YAPTIĞINI HİÇ GÖRMEDİM”

“ONLAR İÇİN NE KADAR DOĞALSA BİZİM İÇİN DE O KADAR DOĞAL”

“Vallahi ben sayın Cumhurbaşkanının bana doğrudan eleştiri yaptığını hiç görmedim. Ama sayın cumhurbaşkanının çevresinden bana eleştiri yapan çok fazla insan var. Doğaldır bu. Sayın Başbakan da cumhurbaşkanlığı konusunda beni doğrudan eleştirmedi. Ama UBP içinde de beni eleştiren insanlar var. Dolayısıyla bu onlar için ne kadar doğalsa bizim için de o kadar doğal”…

İlerlerken arkanıza bakar mısınız? şeklindeki soruya ise Erhürman “BEN HEP ÖNÜME BAKARIM. ARKAMA BAKMAM” yanıtı verdi.

“SAĞLIK ALANINDAKİ GELİŞMELER ÜRKÜTEN ŞEKİLDE CEREYAN EDERSE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ TARTIŞILIR”

“Eğer sağlık alanındaki gelişmeler şimdi bizi ürküten şekilde cereyan ederse cumhurbaşkanlığı seçimi çok tartışılır bir şey haline gelir. Hatırlarsınız erkene çekelim Cumhurbaşkanlığı seçimi önerisi yapıldığında benim söylediğim bu idi. Çünkü korktuğum şey bu idi. İnşallah tam olarak başımıza gelmez ama yavaş yavaş görmeye başladığımız şey o. Bu şartlar altında bizim de daha tedbirli seçim propagandası yapmamız gerek. İnsanlarımızı da daha fazla korumamız gerekiyor. Ama 11 Ekim’e giderken ne ile karşılaşacağız bu yönetim zihniyeti ile onu kestirmem mümkün değil”…

“VETO ETTİ. AZ BUZ BİRŞEY DEĞİLDİR”

“Anayasanın 5. Maddesi ne diyor? Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılır deniliyor. Ben yetkim olmaksızın kurduğum diyalogla birşeyler yaptırmaya çalışıyorum. Yetki olduğu zaman elbette daha fazlasını yaptırmak gerekiyor. Bu ülkede cumhurbaşkanlığı neyi yaptı? Bir bakanının atanmasını veto etti. Bu az buz birşey değildir. Dolayısıyla kuracağınız diyalogla yürütme içerisinde çok daha aktif olabilmeniz mümkün. Dışarı ile kuracağınız diyalogla bu ülkenin ihtiyaçları konusunda daha fazla katkıda bulunmanız elbette mümkün”…

“SEÇİM YARIŞINDA RAKİPLERİM ÜZERİNDEN PRİM YAPMAK DERDİNDE OLMAM”

“SEÇİM YARIŞINDA OLAN HERKESTEN BEKLEDİĞİM KENDİ YAPTIKLARINI VE YAPACAKLARINI ANLATMASIDIR”

“Benim uslübümda sadece sayın Cumhurbaşkanına değil sayın Tatar’a yönelik cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bugüne kadar sayın Tatar cumhurbaşkanlığınsa şöyle şöyle demedim demem. Bir seçim yarışında ben rakiplerim üzerinden prim yapmak derdinde olmam. Çünkü seçim yarışında olan herkesten beklediğim kendi yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmasıdır. Ben de o yüzden cümleleri şöyle kuruyorum. Ben orada olsaydım bunu bunu yapardım. Sayın Cumhurbaşkanı yapıyor yapmıyor o kendisinin anlatacağı birşeydir. Ama ben orada olsaydım evet yürütmenin bir kanadı olmamdan hareketle yetkilerimi kullanır, diyalog yolunu hükümetle, Türkiye ile Güney Kıbrıs’la da Brüksel ile de sonuna kadar zorlardım”….

“GECE GÜNDÜZ ÇALIŞACAĞIMIN GARANTİSİNİ VEREBİLİRİM”

“Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili gece gündüz çalışacağımın garantisini verebilirim. Ama bu ülkede hiç kimse ben gelirsem çözümü kesin getiririm diyemez sebebi açık. Çünkü Kıbrıs sorununu birazcık bilen herkes bunun sadece Kıbrıslı Türklerin sorunu olmadığını da bilir”…..

“BEN TÜRKİYE İLE UYUMU PRATİKTE GÖRMEK İSTERİM”

“Hep diyorlar ya Türkiye’nin yolu yolumuzdur. Türkiye ile çok uyumluyuz derler.. Ben uyumu pratikte görmek isterim. Bu uyum laf üzerinden aynı şeyleri söylüyoruz yada Türkiye’ye güzellemeler yapıyoruz üzerinden sağlanmaz. Siz Türkiye Cumhuriyeti’nden ne zaman yardım isteyeceğinizi bile bilmiyorsunuz…Niye Türkiye Cumhuriyeti ile pandemi hastanesi meselesini halledemez miydiniz?”….

“DERDİMİZİ MECLİS KORİDORLARINDA SAATLERCE ANLATIYORUZ”

“Siz bizi Meclis’in kürsüsünde görüyorsunuz. Meclis’in koridorlarında ne kadar uğraştığımızı da görseniz derdimizi anlatabilmek için o zaman daha iyi anlayacaksınız. Hükümet yetkililerini içerden daha çok Meclis koridorlarında buluyoruz. Koridorda saatlerce anlatıyoruz içerde söylememiz gereken bazı şeyleri dışarda söylemeyi tercih ediyoruz”…..

“ARTIK KENDİLERİNE HATIRLATACAĞI”

“Yardımcı olma çabalarımızın yüzde 20’si gerçekleşti. Yüzde 20’sini de bu arada teslim etmiyorlar. Madem ki “biz yaptık biz ettik” üzerinden gidiyorlar ne yaptılarsa bunlardaki katkılarımızı da artık kendilerine hatırlatacağım. Size doğru olan şeyleri yaptırana kadar biz perişan olduk”…..

“TATLI SERT DİYALOGLA YAPMAZSANIZ BANGIR BANGIR BAĞIRACAĞIM DEDİM”

“Endişeden kaynaklı öfkeleyim. Derdim onları dövmek onların üstünden siyaset prim elde etmek değil. Öyle bir yöntem izlesek başka şeyler yaparız. Diyalogla götürebileceğiniz yere kadar götürülür. O yüzden diyalog kurulduğu zaman bazı şeylerin yapılmasını sağlayabilirsiniz. Evet sağladık da. Mesela 3. Ülke yurttaşları beni ilgilendirmez diyenlere Anamuhalefette olmanıza rağmen diyalogla 1500 TL’yi verdirmeyi başarırsınız. O diyalogu bazen tatlı sert yaparsınız bazen telefonda yaparsınız. Ben size şeyi söyleyim bu ülkede uçaklar durmuştu hiç kimse farkında değilken gemiler gelip gidiyordu. Biz o konuyu telefonda çözdük. Telefonla bildirdim ve bakın bunu yapın yapmazsanız bangır bangır bağıracağım dedim ve o oldu. Dolayısıyla bu diyalog dediğim şey budur.”.