Birbirlerini hiç tanımadan evlendileryarım asırdan fazla bir süre aynı yastığa başkoydular.İki çocuk dünyaya getidiler hastalıkta,sağlıkta,yoklukta,savaşta ve barışta hep birarada kalarak yaşam mücadelesi verdiler
Tam 59 yıl önce evlendiler ve o zamandan beridir Lefkoşa’da hayatlarını sürdürüyorlar, onlar Derviş ve Faize Özaktan çifti.Lefkoşanın en yaşlı çifti olarak hayatları ile ilgili hafızalarında yer eden anılarını anlattılar.
Burada kimsesiz kaldım
Faize hanım 13 Mart 1933 yılında Larnaka’da Hala Sultan’a yakın bir yerleşim yerinde dünyaya geldi.Beş kardeşi bulunan Faize hanımın kardeşlerinden biri Larnakada kasten arabayla çarpılarak hayatını kaybetmiş.Kendi ifadesine göre o dönemlerde kardeşi nişanlısından ayrılmış ve aile bunu affetmemiş, kızın ailesinden birilerinin o zaman arabayla Larnaka mahkemelerine yakın bir yerde kardeşini kasten bastığını anlatıyor dalgın bakışlarla.Faize teyze “ölümü ilk kez bu acıyla tanıdım ben.24 yaşında gencecik fidanımızı verdik toprağa” diyor.Kardeşlerinden üçünün ise Avıstralya’ya giderek oraya yerleştiklerini anlatan Faize Özaktan,1957 yılında kendisi evlendikten sonra önce kadeşleri ve sonra da annesi ile babasının Avustralya’ya gitmesiyle Kıbrısta tek başına kaldığını ve annesi ve babasının ölüm haberlerini dahi telefondan öğrendiğini söylüyor.Faize teyze “burada kimsesiz kaldım.Annem ve babamın mezarını hiç görmedim, onlar Avustralya’da gömüldü. İçimde hep acıdır.Ama benim aslan gibi iki oğlum var bana onlar yetti zamanla”dedi.
İlk görüşte aşık oldum
Faize teyzenin eşi Derviş Özaktan ise 1926 yılında Lefkoşada dünyaya geldigençlik yıllarında dülgerlik yaparak hayatını kazandı ve zaman zamanda inşaat işlerinde çalışarak geçimini sağladı.Şimdilerde yaşlılığa bağlı kan düşüklüğü olduğu için bakkala dahi gidemiyor,buna bağlı olarak kullakları da artık işitmiyor.İşitme cihazına ise uyum sağlayamadığı için çıkarıp atmış, duymadığı için de dışarı çıkmıyor, eşi Faize hanım ise sizi duymaz ben konuşurum diyerek sohbete dalıyor.
Faize ve Derviş Özaktan 1956 yılında Lefkoşa’da Budak Patanesinin olduğu yerde karşılaştılar ve Derviş bey burada söze giriyo “ilk görüşte aşık oldum, içim sızladı onu görünce”.Faize teyze ise “hiç farketmedim ben o gün,Yorgozlu bir müteahit vardı Cemal usta diye onu araya koydu, sordu soruşturdu öğrendi nerde kaldığımı ve haber yolladılar Cemal ustayla, geldiler görücüye.Babam o zaman Larnakada Orman dairesinde memurdu.Ben Dervişi yüzüğü taktığımızda tanıdım.İlk geldiler istemeye ben biraz nazlanınca Cemal abi o zaman dedi bana “ne oldu gız gönlün başkasındadır” deyince benim de fenama gitti.Dedim tamam yahu ne istersanız yapayım evlenelim hade “işte böyle evlendim”diye anlatıyor evlilik sürecini.
Fenama gitti evlendik
“1956 yılında nikahlandık.Bir yıl sonra 1957’de evlendik.Evliliğimizi şimdi oturduğumuz bu evde yaptık yani düğünü.O zaman bizim bu ev iki odalı bir yerdi.Giriş vardı bir yatak odası bir de tuvalet vardı başka da birşey yoktu,sonradan yaptık bunları.O zamanlar Lefkoşa’da şimdiki gibi düğün salonları yoktu yada ben bilmezdim.Dediler evde yapacayık düğünü geldik gelin olduk. Evlendik 1958 yılında ilk çocuğumu doğurdum,1963 yılında harbın içinde ikinci oğlumu doğurdum, ikisi de büyüdü şimdi biri diş doktorudur İzmir’de, diğeri de Mağusadadır.Gazimağusada oğlum polis müfettişi emekli oldu, o arada gelir bakar bize yardımcı olurlar bize geçimimiz için.Hayatım boyunca hep hastalıklarla uğraştım, bel fıtığından ameliyat oldum, 50 yaşındaydım o zaman, şimdi tekrarladı,bir buçuk sene önce düştüm kalçamı kırdım düzeldi ama yürüyemem şimdi öyle çok.Bu kadar uzun yaşamamızın sırrı mırrı yok beslenme falan değil kızım Allah istedi.Hep hasta yaşadık çünkü”.
Baba evi gibisi yok
“Baba,ana evi başkadır her zaman,evlendikten sonra hiç bayram görmedim ben, ailem Avustralya’ya gittikten sonra yapayalnız kaldım, ne bayram gördüm ne yılbaşı.Derviş amcanla beraber yaşarık bunun içinde.Evliliğimiz 59 yıldır sürer sevgi saygı önemli de o yıllar evlendin mi şimdiki gibi ayırlamazdın, zaten nereye gidecektim baba evi taşındı gitti Avustralya’ya kimsem yok elim kolum bağlı katlandım.Herşeye katlandım şimdikiler katlanmaz.Çocuklar vardı büyüttük, terzilik yaparak büyüttüm çocuklarımı, eşimde dülgerlik yapardı.1974’den sonra bir ara Derviş inşaatta çalıştı, Belediye evleri yapılırdı onlarda çok emeği geçti”.
İnsanlar değişti
“Şimdiki gençlere tavsiyem birbirlerini tanımadan evlenmesinler,sevgi,saygı ve güven önemlidir, bir de mala mülke hiç aldanmasınlar üç günlük dünyada bugün var yarın yoktur.Kimse kimseyi küçümesin, çiftler şimdi birbirini küçümser o zaman da saygı kalmaz. Geçmişten bugüne Kıbrıs Türkü çok değişti.Çünkü Türkiyeden çok insan geldi ne Arabahmet kaldı, ne Samambahça, ne da Yediler, eskiden buralar böyle değildi.Şimdi belediye bile girmez buralara, Kıbrıslılar burada kaçtı gitti.Biz kaldık galiba son.Bizimkilerin de huyu suyu değişti iç içe girince.Geçmişten bugüne değişen en önemli şey insanlarımız oldu, ben anlamam teknolojiden ben insana bakarım.”