Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay, önümüzdeki hafta Ankara’ya yapacağı ziyaret konusunda açıklamalarla bulunarak bakanlık ile ilgili pek çok konunun masaya yatırılacağını söyledi.

Dün yayınlanan bir radyo programına katılan Bakan Canaltay, bir çok proje ile ilgili görü alışverişinde bulunacağını, özellikle karayolu projeleri konusunda Ankara’dan ek kaynak arayışı içinde olacağını kaydetti.

"Bakanlığa geldikten sonra... her şeyi bir işletme olarak düşünmeniz lazım... ben olaya bu açıdan baktım ve ekip arkadaşlarımla birlikte, kimseyi yerini değiştirmeden, aynı vizyonda çalışmaya devam etmeleri halinde burada kalacaksınız.

TC ile imzalanan protokolde BUB’un büyük sorumlulukları var. Aslına bakarsanız  karayollarıyla başladık... kısacası olay şu: Bir işi başarmak isterseniz... ben özel sektörden geldim ve sonuç odaklı çalışmayı severim. Bana sorunla gelinmesini asla kabul edemem. Sorunlardan çok çözümleriyle ilgileniyorum. Halk ve çözüm odaklı gittiğimiz için pek çok sorunu çözdük veya çözüm yoluna koyduk.

Sorunları çözerken en büyük hendikapımız mali kaynak sıkıntısı. Bu mali sıkıntıları açabildiğimiz anda ışıklandırma projelerimiz hazır, kavşakların ışıklandırılması hazır. Yol temziliği hazır.

Eğer bütçe ile ilgili sorun yaşıyorsanız bazı şeyleri erteliyoruz bazen çözüyoruz bazen belediyelerle işbvirliği yaşıyoruz. Netice itibarıyla bütçe sorunlarını çözebildiğimiz anda bu ülke daha iyi hizmet alacak.

Eğer siz ne istediğinizi, ne olduğunuzu ve kendinizi anlatamazsanız o zaman ilişkilerde bir dengesizlik olur. Siz bir ülke, bir devletsiniz. Bir anavatanınız var TC. Çıkış kapımız TC, ekonomik olarak işbirliği yapacağımız yer TC. Ben orasıyla açık açık konuşamazsanm ve kendimi anlatamazsam bu çarpık bir ilişkiye dönüşür ve iki halkın arası açılır. Beni buraya halkım getirdi ve ben halkın temsilcisiyim. UBP’nin görüşleri doğrultusunda halkı temsil ediyorsam Anavatran Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak zorundayım. Şeffaf olarak bizim gerçeklerimizi anlatmak durumundayım, onlar da kendi gerçeklerini. İki devlet çerçevesi ilçierisinde şeffaf saygı ve sevgi içerisinde bu ilişkileri götürmemiz lazım. İletişim kopukluğu zaman zaman yaşanıyor ama bunların olmaması için...

Önümüzdeki haftalarda Ankara’ya gideceğiz. Tarih henüz belli değil. Eğer iki kjardeş devletsek ve anavatanımız TC ise kimse kimseden çekinmeyecek. Bugünkü şartlarda saklanacak bir şey yok. Açık konuşmazsak bu ülkeye ihanet etmiş oluruz. Halkın düşüncelerini ve hülümetin durumunu anlatmamız gerekiyor. Projelerimizi ortaya koymamız lazım. Yasalarımız ile ekonominbin yatırımcının önünü açmamız gerekiyor. Çok eskiden kalma yasalarla bir yere gidemezsiniz.

Bizim ihtiyacımız olan projeler. Proje oplmadığı için gelen paranın geri dönmesi bir hezimettir. Burada eleştirmemiz gereken “biz devlette kalifiye elemanlar emekliye çıktıktan sonra yerine kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz. Diğer bakanlıkta da emekliye çıkan çok sayıda üst kademe yöneticisi, devletin hafızasını bilen insanlar vardır. Biz bu yönde devletin kadrolarını dolduramıyozur. Bizim için çok büyük sorun. İki üç sene sonra müdür müsteşar yapacak adam bulmakta zorlanacağız. Bunu çözmek için uğraşıyoruz.

Bizim iş bitirici elemanlara ve o heyecana sahip çalışanlara ihtiyacımız vardır. Özel sektör zihniyetine ihtiyacımız vardır. Yapabileceğimiz çok şey var. Maddi jkısmı başka ama maddiyat gerekmeden bu ülkenin önünü açabilecek araçlarımız vardır.

Dijitalleşme ile ilgili atılım yapmamız lazım. Fiber altyapısı oluşturmak istiyoruz. Bunu en hızlı nasıl yapabiliriz konusunda arkadaşlarımız bir rapor hazırladı. Bu konuda TC’deki sorumlu kurum ile görüşüyoruz. E-devlete geçmemiz için çok hızlı çalışmamız lazım. Tüm kurulu tekrardan toplayıp yeniden bir koordinasyon ekibi kuruyoruz. Bunları peyderpey açığa çıkarmak istiyoruz.

Trafik konusunda Polsi Trafik Müdürülüğü ile toplantı yaptık ve yoların durumu ve en çok kaza olan noktalarla ilgili bir çalışma yaptık. Fuar kavşağı için çözüm trafik ışıkları. Oraya trafik ışığı konacak.

Temmuzda kuzey çevre yolu bitince Dr. Fazıl Küçük’ün trafiği ciddi şekilde rahatlayacak.

Ankara’ya yeni projeler ile gideceğiz. Projelerimize destek isteyeceğiz. Para olmasa bile dstek farklı yöntemlerle verilebilir. Bunu konuşacağız.

Pandemi ile birlikte herkes cep telefonlarına tabletlere mahkum oldu. Ancak internet atlyapımızın yeterli olmadığını öğrendik. Telekomünikasyon ve internet sağlayıcılarının yaptığı çalışmalarla bu aksilikleri fazla hissetmedik. Dijitalleşmeyi hızlandırırsak ülkeyi bilişim adası yaparız. 4.5-5 G gelmesi lazım. Her eve fiberoptik götürülürse dünyada ilk olacağız.

Her ne kadar korku salınsa da, ekonomik olarak bizi darboğaza sokulması için çaba harcanmış olsa da... biz kendimizi her yere kapatarak kendi içimizde bir dünya kurduk. Güney ile kapıular açılabilir. PCR’lı gelsin günübirlik dönsün, hafta sonu otelde kalsın dönsün. İngiltereden dünya kadar insan var, tatili 15 gün, 1 hafdtasını neden karantinada geöçirsin? Çift aşışı ve çift PCR testli gelebilir.

İnsanlarımız her yerde içiçe. Halk usandı. Evde oturmaktan ve deşarj dönemine girdi.

Sağlık Üst Kurulu’na pandemi yasasıyla birlikte tüm yetkileri verdik ancak bir hata yapıldı. Sağlık üst kuruluna ekonomist ve esnaftan insanlar koymadık. Sağlıkçılar olarak karar alındı. İlk başta çok büyük korku salındı halka. Klavyelerde insanlar bu korkuları yaydık sonra yaydı ve herkes bunun verdiği korkuyla hiç bir şeyi düşünemedi uzun süre. Maalesef sosyal medyanın ülkeye yaptığı en büyük kötülük.

Hayat pahalılığına çok fazla destek bulamadı hükümetimiz. Oysa bir çok kişi ya rotasyonla işledi... farklı gruplar olsa da bu kabul edilmedi. Muahelefet de sıcak baklmadığı için ortada kalmış bir karar. Meclisten geçer mi geçmez mi emin değilim.

Pandemi sonrasına ülke olarak çok iyi hazırlanmamız lazım. Pandemi sonrasında artık insanların bir dejşarj olma isteği ve güdüsüyle tatşlke gelecekler, insanlarımız ülke içerisinde tatile ve restorantlara gidecekler. Yapmamız gereken kendi standartlarımızı, gelenek ve göreneklerimizle ülke tanıtımını yapmak ve ülkenin kalkınmasını sağlamamız lazım. Pandemi sonrası herkes üzerine düşen görevi, yüö sektörler, çok çalışıp ülkeyi kalkındırmamız gerek. Ağlamaya değil işyapmaya konsantre olmamız lazım ve buna inanmamız lazım.

Bu ülkeyi kanımız ve terimizle yarattık, bundan sonra da kanla değil ama terimizle kalkındırmamız lazım. "