Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği Yardım Heyeti Başkanlığı tarafından hazırlanan "2012 KKTC Ekonomi Durum Raporu" yayımlandı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, raporun sunuş yazısında, tamamlanmış 2010-12 dönemi Ekonomik Programın uygulanmasında karşılaşılan en önemli sorunun "sahiplenme" olduğunu belirterek, "Programda, dünya konjonktürüne göre doğru zamanlama ve doğru hedefler seçilmiş olmakla beraber, önemli bir kesimin ekonomik dönüşümün olabileceğine yeterince inanmadığı görülmüştür" ifadelerini kullandı.

Akça, Program uygulanma sürecinde ekonomik dönüşüme karşı direnç gösteren bir ilişkiler ağının varlığını da ortaya çıkardığını ifade ederek, bu yapının, mevcudun değişmemesi konusunda organize olarak programı halka "Türkiye'nin daha az para göndermesi için dayatması" olarak takdim ettiğine işaret etti.

 

"DÖNÜŞÜMÜ ENGELLEMEK İÇİN SAPTIRMALAR YAPILDI"
Akça, bunu desteklemek amacıyla "KKTC'de fiyatlar Türkiye'dekinin 2-3 katıdır, Kuzey Kıbrıs'ta 1 milyona yakın nüfus vardır, Sorun, Mersin Gümrük Kapısı'nın KKTC'ye kapalı olmasıdır, Türkiye'nin yaptığı yardım ithalatla tekrar geri dönmektedir, Programın amacı Kıbrıs Türkü'nü kalkındırmak değil, Türkiye'den daha az para göndermektir, Türkiye'den gelen para zaten Türkiye'den gelenlere harcanmaktadır, Programın amacı Türkiye sermayesini Kuzey Kıbrıs'a getirmektir, Kıbrıs Türkü'nün öz varlıkları peşkeş çekilmektedir" gibi programın amacını ters yüz eden, statükoyu muhafaza etmek ve gerçek sorunları gözden kaçırarak dönüşümü engellemek için saptırmalar yapıldığına dikkati çekti.

 

Akça, şunları söyledi:

"Maalesef yapılan propaganda belli ölçüde etkili olmuş, halk tereddüde düşürülmüş ve ekonomik faaliyetler beklendiği kadar canlanamamıştır. Bunun sonucu kendini büyüme oranlarında göstermiştir. Üç yıllık büyüme toplamı beklenenden daha düşük kalarak yüzde 10,4 olarak gerçekleşmiştir. Bununla beraber, ekonomi doğru rotaya girerek kamu kesimi yerine KKTC reel sektörünü oluşturan Turizm, Yüksek Öğretim ve Tarım sektörleri üzerinden gelişmiş ve AB ortalamasının üzerinde ve dünya ortalamasına yakın yıllık yüzde 3,4'lük bir büyüme gerçekleşmiştir"

Büyükelçi Akça, 2010-2012 programının uygulamasının Kıbrıs Türkü'ne önemli tecrübeler de sağladığına işaret ederek, "En önemlisi, halk dönüşümün önündeki engelleri görmeye başlamış ve KKTC ekonomisinin daha iyiye doğru dönüştürebileceğine inancı artmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

 

"KKTC EKONOMİSİ GÜNEY KIBRIS EKONOMİSİNİ YAKALAYABİLECEK, HATTA GEÇEBİLECEKTİR"
Yeni programda temel dönüşüm alanlarının elektrik, telekom ve limanların işletme hakkı devriyle işletilmelerinin özel sektöre verilmesi, kamu bankalarının reforme edilmesi, kamu görevlilerinin verimli çalıştırılması ve mali denetimin güçlendirilmesi olarak belirlendiğini ifade eden Akça, "Yeni programda yer alan reformlar başarılır ise KKTC ekonomisi yeni bir seviyeye ulaşarak Güney Kıbrıs Rum kesimi ekonomisini yakalayabilecek hatta geçebilecektir" dedi.

"Ekonomik program başarılamaz ise mevcut korumacılık reflekslerinin de etkisiyle, bulunduğu yerden de geriye düşebilecektir" değerlendirmesinde bulunan Akça, "Ekonomik dönüşümle ilgili umut verici gelişme ise halkın Güney Kıbrıs'ta yaşananları da görerek duyarlılığını artırması, ekonomi yönetimi ile ilgili konuları önplana çıkarması, tartışması ve seçimlerde belirleyici bir unsur olarak görmesidir" tespitine yer verdi.

Yeni programda yer alan dönüşümlerin mevcut yapıyı muhafaza etmek isteyenlerin oldukça hassas olduğu ancak halkın geniş kesimlerine fayda sağlayacak ve büyümenin önündeki engelleri kaldıracak konular olduğunu belirten Akça, sürdürülebilir ekonomik yapıya geçilmesi için 2013-2015 programının uygulanmasının kritik öneme sahip olduğunu kaydetti.