UMUT VAR… Ülkemizin eşsiz doğasında yürüyüş yapmak büyük bir ayrıcalıktır. Mevsimsel olarak bilhassa, sonbaharın ve ilkbaharın özellikleri, yürüyüş parkurlarına ayrı bir mevsimsel tat, renk ve heyecan katar. Eko-agro turizmin en önemli hazinesi samimi olması… Geleneksel köylerimizin, kültürel ve doğal yönleri ile anılması, ülkemizin turizm geleceğine dair umut veriyor… Kırsal hayata yönelik olarak artan ilgi ve hassasiyet tarım ile turizm sektörleri arasındaki ilişkiyi geliştirerek agro-turizm ve Cittaslow kavramını ortaya çıkardı.

Hasan KARLITAŞ

 Mart 2020 itibarıyla tüm dünyada yaşanan pandemi süreci, hepimize ayna tutmalı. Yaşananlardan dersler çıkarmalıyız… Bunu, hem sağlık hem de turizm anlamında yapmalıyız. 

   Dünya Turizm Örgütü çalışmalarına göre, yaşanan süreçten sonra, kitle turizmi yerine yerel değerleri önemseyen, tarım-turizm ilişkisini destekleyen ve özel ilgi turizmi odaklı alternatif turizm hareketi daha bir önem kazandı.

   Sürdürülebilir bir turizm kalkınmasında, ülke kaynakları uzun vadede kullanılır, kitlesel aşırı tüketim azalır, kaliteli turizm hizmeti süreklilik kazanır. Ayrıca planlı bir gelişme takip edilerek, yerel halk karar ve uygulama aşamalarına bizzat dahil olur. Böylelikle bu turizm modeli, sorumlu turizm anlayışının gelişmesine katkıda bulunur.

   Sürdürülebilir olan bir turizm, gelecek nesillerin tüm ihtiyaçlarını en üst düzeyde memnuniyet ve kalite ile karşılar.  Sürdürülebilir Turizm Gelişimi, bir yandan ekonomik gelişmenin devamını, öte yandan ise ekolojik dengenin korunmasını amaçlar.

   Eko turizm kavramı ilk kez 1992 Rio Çevre Zirvesi'nde ele alındı ve sürdürülebilir bir dünya ile çevre için kriterler ortaya kondu. Bu kriterler, turizme de uyarlanarak, çevreye zarar vermeden, ondan yararlanma yöntemlerinin geliştirilmesi ve tüm yerli halkların kültürlerini yok etmeden, onların turizm faaliyetlerinden yararlanmalarının sağlanması şeklinde özetlendi. 2002 yılının Mayıs ayında, Kanada'nın Quebec kentinde, 133 ülkeden gelen 1100 delegenin katılımıyla yapılan "Dünya Ekoturizm Zirvesi"nde, tüm ülkelerin benimsediği ortak bir tanım saptandı. Buna göre, eko turizm "yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan, bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım ya da tavır" olarak benimsendi. 

   Alışıldık tatil deneyimini yaşamak istemeyen ziyaretçiler, artık doğa ile iç içe yerel halk ile de temas ederek, bozulmamış bir çevrede dinamik bir tatil yapıp samimi hizmetin sunulduğu iyi bir tesiste hizmet almayı tercih ediyor. Böylesi bir turizm hareketinde, arkeolojik, tarihi, mimari ve önemli doğal alanların korunması hayati önem taşır.

Özel ilgi turizminden bazı örnekler

   Özel ilgi turizmi, çevreye en az zarar veren, sosyal, kültürel değerlere sahip çıkan yerel istihdam yaratan, ekolojik sistemin sorumluluğunu üstlenen hem bugünün hem de geleceğin değerlerini koruyan bir modeldir. Mevcut kaynakları bir anda aşırı tüketimle eritmeden sürdürülebilir kılmak hedeflenmelidir. Aksi takdirde su-hava-gürültü-görüntü kirlilikleri en büyük çevresel sorunlar olarak karşımıza çıkar. Turizmin çevrenin doğal görünümüne uygun şekilde gelişimini sağlamak ülkemize yapacağımız en büyük iyiliktir.

    Genel anlamda şu örnekleri verebiliriz;

    Alanında branşlaşmış uzman turist rehberleri eşliğinde özel ilgi turizmi turları, kuş gözlem turları, kaplumbağa gözlem turları, flora & fauna kapsamındaki yürüyüş turları, festivaller, çiftlik turizmi, köy turizmi, macera turizmi, inanç turizmi, kültür turları, sağlık turizmi, ekolojik alanlar gözlem turu, su altı dalış ve milli park ziyaretleri gibi.

Kıbrıs’ta neler yapılıyor, neler olabilir?

  Ülkemizin eşsiz doğasında yürüyüş yapmak büyük bir ayrıcalıktır. Mevsimsel olarak bilhassa, sonbaharın ve ilkbaharın özellikleri, yürüyüş parkurlarına ayrı bir mevsimsel tat, renk ve heyecan katmaktadır.  Karpaz’dan Yeşilırmak köyüne kadar olan parkurlarda doğa yürüyüşü yapmak, mevsimine göre tarladan ürün toplamak, şarap, zivaniya, pekmez, hellim ve gullirikya yapımı, çalı süpürgesi bağlama, iskemle bağlama, sele, sepet sesta örücülüğü, taş fırında köy ekmeği ve çörek yapımı, macun yapımı, adım adım köy tanıtım turu, mandırada hayvancılık gözlemi, süt sağma, tavuk kümesinden yumurta toplamak, ormanda yürüyüş, at binme, zeytin toplama, yağ çıkarma ve çakistez kırma faaliyetleri… Tümü de, insana ne kadar tanıdık ve içten geliyor… İşte eko-agro turizmin de en önemli hazinesi bu. Samimi olması…

   Geleneksel köylerimizin, kültürel ve doğal yönleri ile anılması, ülkemizin turizm geleceğine dair umut veriyor… Kırsal hayata yönelik olarak artan ilgi ve hassasiyet tarım ile turizm sektörleri arasındaki ilişkiyi geliştirerek agro-turizm ve Cittaslow kavramını ortaya çıkardı.

  Turizm ürünü ve markalaşma, turizm planlaması için çok büyük öneme sahiptir. Ülkemizdeki, çok sayıda ve çok değişik özellikteki yürüyüş parkurları, meraklılarına zengin alternatifler sunmaktadır. Çok çeşitli dağılım gösteren flora ve fauna, yemyeşil ormanlık alanlar, makilik alanlar, çok enteresan sahiller, kayalıklar, köyler, kumsallar, değişik bitki örtüsü, eko-agro turizm alanları, ören yerleri, şehir yürüyüşleri vesaire gibi değişik özel ilgi turizmi alanları ile yerel halkın, yerel kültürün çok zengin yerel mutfağı gibi ögeler oldukça önemlidir.            

    Turizm artık klasik tanımının dışına çıkarak, ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel etkileşimlerle yeni akımlar yarattı. Turizm vasıtasıyla, doğaya ve yerel kültürlere karşı 'sorumlu' seyahat etmenin prensipleri çerçevesinde, dünyadaki doğal yaşamı ve habitatın dengelerini bozmadan, tam aksine koruyarak uzun vadede sürdürülmesine karşı hepimiz sorumluyuz.

   En büyük zenginliklerimizden birisi ise çok sevecen, açık gönüllü, bizi biz yapan kendi kültürümüzü yaşatmayı sürdüren, turistlere kucak açmasını bilen misafirperver halkımızdır. Bu husus özellikle, topluma dayalı özel ilgi turizmi alanlarında bize çok büyük avantaj sağlamaktadır.

   Kuzey Kıbrıs’ın geleceği, tarih, kültür ve doğa dostu turizmdedir... Keşfedin !