Serhat İNCİRLİ

Girne'de deniz kirliliğine, aşırı betonlaşmaya karşı çok dikkatli olmalıyız...

Bu yazıda, bu konuyu anlatmaya çalışacağım...

Girne, Kuzey Kıbrıs:'ın değil; tüm Akdeniz bölgesinin ve hatta Dünya'nın en önemli tarihi yerlerinden biridir. Paha biçilmezdir ve mutylaka göz kulak olunması gereken bir yerdir.

İngiliz The Guardian gazetesinde geçtiğimiz günlerde Peter Beaumont imzasıyla, dramatik bir haber - yorum yayınlandı...

Yazı diyelim... Bir yazı yer aldı gazetede...

Gazze ya da Gaza kenti ile ilgiliydi bu yazı...

Gazza şehrinin nefis bir plajı var... 25 kilometre uzunluğunda bir plaj bu...

Ve Filistinliler bu plajda serinliyor, kavurucu yaz sıcağında...

Yazıda anlatılanı özetlemeye çalışayım...

Efendim, Gazze yılın en sıcak dönemini yaşıyor... Biliyorsunuz bu kentte 2 milyona yakın Filistinli resmen esir gibi yaşıyor... Filistin ablukası 10 yıldır devam ediyor ve bu abluka öyle bildiğiniz gibi bir şey değil... (Gidip görmedim, yazılanları aktarıyorum)...

Normalde, okulların tatile girdiği yaz aylarında bu plajlar, yani Gazze sahili dolup dolup taşıyor.

Çocuklar, yetişkinler bu plajları dolduruyor.

Ancak, "elektrik kesintileri" bu yıl denize girenlerin sayısını neredeyse yarıdan fazla azaltmış...

Elektrik kesintisi ile denize girme arasında nasıl bir ilgi var ki?

Anlatalım...

Şehir iki milyonluk nüfusu barındırıyor...

Elektrik kesintileri nedeniyle Gazze'deki evler yaşanmaz sıcaklığa ulaşıyor haliyle halk serinlemek için denize inecek ama olmuyor!

Neden peki?

Birinci neden pis bir koku!

Resmen kanalizasyon kokusu!

Af edersiniz ama bildiğiniz "Bursa Osmaniye Kastamonu" yani...

Peter Beaumont öyle anlatıyor...

Efendim olay şu:

"... Elektrik günde sadece dört saat veriliyor kente... Haliyle, arıtma tesisleri çalışmıyor... Ve insan atıkları kanalizasyonla birlikte denize akıtılıyor..."

Gazze'de kanalizasyon çalıştığı zamanlarda da deniz kirliliği önemli bir sorundu... Ama Peter Beaumont'a göre, ya da O'nun yazdıklarına göre, şu anda bu kirlilik derecesi çok artmış...

Plajın yüzde 73'ünde denize girmek çok tehlikeli... Kirlilik boyutu çok yüksek. Bildiğiniz kanalizasyon denize akıtılıyor...

Bu arada belirtelim; bu kirlilik, yani elektrik kesintisinden kaynaklanan arıtma tesisi sorunu, İsrail'i de vurmak üzere... Çünkü, kodluyorum, "Bursa Osmaniye Kastamonu", sınır tanımıyor. Denizin akıntısıyla, İsrail'e de geçiyor...

Geçtiğimiz nisan ayında kanalizasyon krizi had safhaya ulaşmış. Denize girenlerin sayısı yarı yarıya azalmış... Peter Beaumont'a konuşan Filistinliler anlatıyor...

Kanalizasyon, Gazze'nin ortasındaki "Wadi Gaza" adlı bölgedeki nehirden ve İsrail'in diktiği duvarın dibindeki bölgeden doğrudan denize akıtılıyor.

Gazze'de kanalizasyon işiyle uğraşan otoritenin memurlarından biri, "Bugüne kadarki en kötü durumdayız. Günde 20 saat elektrik kesiliyor ve kanalizasyonu çalıştıramıyoruz, arıtma sistemini işleme koyamıyoruz"...

Gazze'de şu anda 15 bin ton insan atığı, doğrudan denize veriliyor... 110 bin ton ise sözde arıtılıp aynı denize bırakılıyor...

Güneş, deniz, kum ve tabii ki lağım pisliği...

İnşallah bu duruma gelmeyiz bir gün...

Sevgili Girneliler... Değerli deniz - plaj sever kardeşlerim...

Çünkü, Girne'nin kanalizasyonu, Girne'nin nüfusuna yetmiyor.

Alsancak, Karşıyaka, Lapta, Ozanköy, Çatalköy, Karaoğlanoğlu, Zeytinlik...

Apartman apartman üstüne!

Otel otel üstüne!

Deniz şimdilik mavi!

Durum Gazze'den vahim.

Bizde elektrikte şu anda sorun yok ama kanalizasyon da yok!

Üstelik, herkes biliyor ki mevcut yani olan kanalizasyon da bir kaç bin kişinin günlük dışkısına göre ayarlanmış, hesaplanmış.

Siz, plansız - hesapsız bir şekilde 100 binden fazla insanı Girne'ye toplarsanız, yarısı kabız olsa, yarısı da normal; günde birer kez girseler o mübarek tuvalet, büyük abdest maksadıyla; denizin içine etmiştirler demektir...