Serhat İncirli


Kuzey ve Güneyden bakıldığı zaman Beşparmak Dağları “öylesine dağlarmış” gibi görünür… Üzerine çıkmayan, yemyeşil çam ormanlarını dolaşmayan buraların güzelliğini bilmez…

St. Hilarion Kalesi’nden Kozanköy ve Karşıyaka’ya bağlanan asfalt yol olduğu gibi; Bellapais’ten daha yukarıya çıkabileceğiniz bir de toprak yol var… Her yerini, her noktasını gezebilirsiniz isterseniz kısacası…

Bu sayıda sizlere St. Hilarion Kalesi ile Kozan Piknik Alanı arasında kalan bölgeden bahsedeyim…

Girne – Lefkoşa yolu üzerinden, St. Hilarion’a doğru döndünüz… Kaleye giden yolu takip edin. Tam kale göründüğü noktada, yol çatallanıyor; siz “Lapta” yazan yolu takip edeceksiniz…

Bu bölge, 1964 – 1974 yılları arasında ama özellikle de 1974’ün kanlı günlerinde ciddi çarpışmaların yaşandığı bir bölge… Ve hala izleri görebilirsiniz…

Belli noktalardan Güney tarafını, Lefkoşa, Gönyeli, Ağırdağ, Boğaz, Şirinevler, Yılmazköy çok net görülüyor ve görüntülenebiliyor… İyi bir fotoğraf makinesi bulundurun…

Ama Güney taraftan çok Kuzey taraf muhteşem…

Hele bu mevsimde…

Sıcak, kavurmuyor… Hatta serin diyebiliriz… Keklikler, yeni yavrulamış; uçmuyorlar… İzleyin izleyebildiğiniz kadar… Çamlar, alabildiğince yeşil…

Görkemli uçurumların ardından her ne kadar Girne bölgesinin betonlaşan görüntüsü karşınıza çıksa da, ışıklar yandı mı manzara daha da muhteşem olabiliyor…

Aracınızı çok dikkatli ve çok yavaş kullanın… Koruma duvarları var ama yine de belli olmaz…

Kıyı boyunca oteller; dalgaların kıyıya vururkenki beyaz çizgisi ve bu mevsimde Toroslar…

Kıbrıs’ın Trodosları değil; onlar Güneyde… Türkiye’nin, Anadolu’nun Trodos’ları…

1974 Barış Harekatı sırasında vurulan Tank… Ardından Kozan Piknik alanında, Pazar günüyse, muhteşem bir fırın kebabı ile tamamlanan gün…

Tavsiye ettim bile… Şimdi… Hemen…

Kıbrıs’ın oksijenini içinize en sessiz ve en güzel çekeceğiniz yerdir buraları… Lütfen gidin…