CTP Milletvekili, milletvekili adayı Fazilet Özdenefe hükümetin krizleri yönetemediğini belirterek eleştiride bulundu.

Özdenefe açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Ülkedeki yönetsel zaafiyet her gün büyüyor…

“Sin da pandemi geçsin” anlayışı devletin her kademesinde karşımıza çıkıyor.

İkinci yılını doldurmak üzere olan pandemide dünya, her geçen gün krizi yönetme konusunda deneyim sahibi olurken, mevcut hükümet krizleri yönetme değil adeta yönetememe noktasındaki tecrübe biriktirmeye devam ediyor.

Pandeminin başından bugüne, doğru zamanda ve doğru şekilde üretmesi gereken kararları üretemeyen hükümet, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek yerine sorumluluğu sağa sola atmayı adeta bir alışkanlık haline getirmiş bulunuyor.

Son günlerde Eğitim konusunda yapılan ve devlet ciddiyetine yakışmayan açıklamalar bu alışkanlığın tipik örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.

Gerek Başbakanlık, gerek Sağlık Bakanlığı gerekse de Eğitim Bakanlığı arasında pandeminin başından itibaren sağlanamayan koordinasyon, pandeminin ilk döneminde dünyada okulları en uzun süre kapalı kalan ülkelerden biri olmamıza neden olmuştu.

Hala devem eden koordinasyon eksiklikleri ise dünya yıkılsa okullarda hiç bir tedbir alamayacağımızın sinyallerini veriyor.

Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin Eğitimle ilgili herhangi  bir tedbir kararı üretmemesini fırsat bilen Eğitim Bakanlığı topu Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesin’e atarak siyasal hiç bir risk almadan yoluna devam etmeye çalışıyor.

Eğitimdeki bu başı boşluk, “sin da pandemi geçsin” anlayışı ,  çocuklarımızın sağlığı konusunda ciddi riskler alınmasına, eğitimleri ve gelecekleri üzerinde de ciddi bir fırsat eşitsizliğine yol açıyor.

Özel okullar pandemi ile ilgili farklı kurallar uygularken, devlet okulları herhangi bir eşgüdüm sağlanamadığından farklı kurallarla eğitime devam ediyorlar.

Unutulmamalıdır ki, ister özel okulda, isterse kamu okullarında eğitim görsünler, bu çocuklar bizim çocuklarımızıdır ve devletten eşit muamele görmeyi hak etmektedirler.

Sürecin başından beridir defalarca söylüyoruz ama bir kez daha hatırlatmakta fayda olacak:

1- Ülkede krizi yönetebilmek adına en önemli dayanaklarımızdan biri olması gereken Bulaşıcı Hastalıklar Yasası hala daha doğru bir biçimde uygulanmamaktadır.  

2- Bulaşıcı Hastalıklar Yasası altında, bulaşıcı hastalıkların sürveyansı, önlenmesi ve kontrolü ile ilgili oluşturulması öngörülen 4 adet komitenin  eş güdüm içerisinde çalıştırılması şarttır.

3-  Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, başkanı Sağlık Bakanlığı müsteşarı olan, bünyesinde müdür ve uzman sağlık personeli bulunan teknik bir komitedir.  Ülkeyi yönetme sorumluluğu ve yetkisi olan seçilmişlerden değil, alanında uzman atanmışlardan oluşur. 

4- Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Sağlık Bakanlığı bünyesinde, bulaşıcı hastalıkların sürveyansı ve kontrolü çalışmalarının koordinasyonunu ve bu bilginin tek tip ve standart olmasını sağlar ve diğer komitelerin üst komitesi olarak onlardan gelen ve bilgileri göz önünde bulundurarak hareket eder. 

5- Hükümet edenler pandeminin ilk gününden beridir siyasi sorumluluktan kaçabilmek adına  mevzuatı eksik hatta zaman zaman da hatalı uygulamışlardır.

7- Üst Komitede görev alan uzmanlar bu ülkenin yetiştirdiği çok değerli kişilerdir ve görevlerini laikiyle yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Lakin süreç onların değil yürütmenin, özellikle de Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır. Gerek okullar gerekse de hayatın tüm etkilenen alanları ile ilgili olarak istişare etmesi ve doğru kararları üretmesi gerekenler ilgili bakanlıklar ve bakanlardır.

8- Eğitim Bakanı kamu ve özel okullardaki eğitimden ve buralarda okuyan tüm çocuklarımızdan aynı ölçüde sorumludur.  Eğitim bakanı sadece ‘güzide’ okulların değil tüm okulların bakanı olduğunu artık farketmelidir. Yapılması gerekenlerden kaçarak , özel ve devlet okullarına giden çocuklarımızın koşullarındaki farklılıkları görmezden gelerek ve sorumluluğu başka makamlara yükleyerek bakanlık yapılmaz. 

Siyaset kurumunu itibarsızlaştıranların bu saatten sonra siyasi sorumluluk ve bilinçle hareket etmelerini beklemek hayalcilik olur.  23 ocaktan sonra bu anlayış değişmelidir ve değişecektir.