CTP Milletvekili adayı Av. Aslı Murat Kıbrıs Arena’ya konuştu. Aslı Murat muhtemel seçmenlerine verdiği mesajında; “Kıbrıslı Türk toplumunu dünyadan koparıp yalnızlaştıran, daha da yoksullaştıran, siyasi iradesine – toplumsal değerlerine – hukuk sistemine yapılan saldırılara seyirci kalanlardan hesap sormak gereklidir. Somut çözüm önerileri ile bizi yeniden ayağa kaldıracak siyasi irade Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde vardır” dedi.
GELECEĞİ BİRLİKTE KURABİLMEK MÜMKÜN
Neden CTP’ den olduğunu açıklayan Aslı Murat, Ekonomik çöküntüyle paralel olarak toplumsal sorunlar, şiddet de iyice derinleşti. Düşünsenize, bu hükümet kara para aklanmasına yönelik kanun hükmünde kararname bile çıkardı. İnsanların alım gücünü yükselmesine yardımcı olacak hayat pahalılığını durdurmaya çalıştı ve CTP’nin mahkemeye yaptığı başvurular sayesinde engellendi. Şu anki tabloda, kendi toplumunu düşünmekten ziyade kendi çıkarı doğrultusunda hareket eden bir yapı var. 23 Ocak’ta bunun değiştirilmesi ve elini emekçinin cebine atan siyasi zihniyetten hesap sorulması gerekiyor.” dedi.
Aslı Murat muhtemel seçmenlerine verdiği mesajında; “Kıbrıslı Türk toplumunu dünyadan koparıp yalnızlaştıran, daha da yoksullaştıran, siyasi iradesine – toplumsal değerlerine – hukuk sistemine yapılan saldırılara seyirci kalanlardan hesap sormak gereklidir. Somut çözüm önerileri ile bizi yeniden ayağa kaldıracak siyasi irade Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde vardır” dedi.
“İnsan hakları ve barış mücadeleleri içerisinde faaliyet göstermekteyim”
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Aslı Murat: “1985 tarihinde Tekirdağ’da doğdum. İlk ve ortaöğrenimimi Kıbrıs’ta tamamladıktan sonra 2003-2007 yılları arasında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimi aldım. Yüksek öğrenim hayatım boyunca, Türkiye’de faaliyet gösteren Kıbrıslı Gençlik Platformu isimli öğrenci örgütünde yöneticilik ve aktivistlik yaptım. 2007 yılında adaya döndüm ve 1 yıllık zorunlu avukatlık stajımı tamamlayıp avukat oldum. 2009-2011 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü “İnsan Hakları Hukuku” bölümünde master (yüksek lisans) yaptım. 2011 yılında yeniden Kıbrıs’a dönüş yaparak Güzelyurt’taki ofisimde bağımsız avukatlık yapmaya başladım. Bu süre zarfında, Feminist Atölye ve pek çok kadın örgütünün bir araya geldiği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nda aktivist olarak görev aldım. İnsan hakları ve barış mücadeleleri içerisinde hâlâ faaliyet göstermekteyim. 2018 Şubat – Nisan ayları arasında, Girne Gençlik Gelişim Merkezi (GİGEM) tarafından, liseli gençlerin katılımı ile düzenlenen haftalık “İnsan Hakları Eğitimi” atölyelerinde eğitimci – kolaylaştırıcı olarak bulundum. Avrupa Birliği’nce desteklenip Kuir Kıbrıs Derneği tarafından yürütülen ve Aralık 2018’den itibaren 3 yıl sürdürülen “Renklerin Çeşitliliği” projesinde hukuki danışman ve avukat olarak görev ifa ettim. Çeşitli zamanlarda Gaile dergisinde ve haftalık olarak Yenidüzen gazetesinde köşe yazılarım yayınlanmaktadır. 2018 yılından beri Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konsey Üyeliğini ve konsey kararı sonucu oluşturulan İnsan Hakları Komitesi Başkanlığı’nı yürütmekteyim.”
“Sosyal haklar, demokrasi ve barış mücadeleleri yürüttüm”
Siyasetle uğraşmanıza neden olan etkenler nelerdir?
Aslı Murat: “Siyaset aslında insanların hayatlarının her alanında yer alan kuralları belirler. İçinde yaşadığımız düzen, şikâyet ettiğimiz sorunlar ve kurmayı arzuladığımız ideal hayat da siyasetten ibarettir. O yüzden insanlar siyasetten uzak duruyorum dese de aslında durum pek öyle değil. Hatta Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşıyorsanız, hem günlük sorunlar hem de bir türlü neticelenmeyen Kıbrıs sorunu ile uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Ben de gerek mesleğim gerekse bugüne kadar sivil toplum örgütlerinde – meslek örgütümde ve kolektif çatılar altında zaten sosyal haklar, demokrasi ve barış mücadeleleri yürüttüm. Avukatlığa paralel olarak, çocuklar – mülteciler – polis karakollarında veya cezaevindeki koşullar, şiddete maruz kalan kadınlara özellikle adli yardım (ücretsiz hukuki destek) sunma vb gibi alanlarda çalıştım, Meclisteki yasa çalışmalarına teknik destek sağladım. Tabi ki siyaset bunlarla sınırlı değil. Son zamanlarda yerel üretimin ve kooperatifleşmenin önemi, özel sektör çalışanlarının insani koşullarda çalıştırılmaları ve sendikalaşmaları, kamudaki istikrarın sağlanması (siyasi atama müdürlüklerin kaldırılması – uzmanlaşma), iş yaşamındaki ayrımcılığın önüne geçilmesi ve gittikçe derinleşen yoksulluğa dönük alternatif ekonomik çözüm önerileri üzerine de yasal önerilerin geliştirilmesi üzerine çalışıyorum. Tüm bunlar siyasetle uğraşmak için sayılabilecek kimi sebepler.”
Milletvekilliği adaylık süreciniz nasıl gelişti?
Aslı Murat: “Özellikle 3 yıldır ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve toplumsal yıkım beni daha da sorumluluk almaya itti. Toplumsal hareketler içinde ortaya koyduğum pratik ve çalışmalar, sorunların tespit edilip öneri geliştirmek ve onlar için girişimde bulunmak için alan yaratıyordu. Ama Meclis tüm bunları somut manada gerçekleştirmek, çözüm önerilerini birebir yasalaştırma imkânı elde etmenin önemi bu süreçte benim için itici güç oldu. Tabi ki sadece mevzuat anlamında değil, toplumsal – kültürel ve inanca dayalı değerlerimizin, yargı bağımsızlığımızın, hukuka dayalı yönetim şeklimizin ve en önemli siyasi irademizin geçmişten çok daha derin bir şekilde müdahaleye uğraması, Kıbrıslı Türk toplumunu iyice yokluğa sürükledi. Hepimizi adanın kuzey yarısının içine kapattı ve iyice yalnızlaştırıldık. Aktif siyasetin sesimizin daha gür çıkmasına zemin yaratacağını, karanlığı dağıtmada güçlendirici olacağını düşündüğüm için bu sürece adım atma kararı aldım.
“Kendimi feminist ve sol değerler üzerinden tanımlıyorum”
İdeallerinizden ve genel siyasi bakışınızdan bahseder misiniz? Bu ilkelerin genel siyasi yaşantınıza yansıması nasıl olmaktadır?
Aslı Murat: “Kıbrıs’ın geleceğini düşündüğümde, federasyona dayalı bir barış dışında bizi dünya ile buluşturacak bir yol olmadığını biliyorum. Barışa dair yaklaşımım yanında, insanların en temel haklarına sahip olarak yaşayabilecekleri bir siyasi yaklaşıma sahibim. Kendimi feminist ve sol değerler üzerinden tanımlıyorum. Bu anlamda eşitlik benim için en başat ilkelerden biri. Mesela anayasamızda belirtilen sosyal devlet anlayışı, bu manada dikkatle ele alınmalı. Yine anayasada belirtilen ve yasalarca da düzenlenen kamusal sağlık, kamusal eğitim ve sosyal hizmet alanında sunulması gereken hizmetler ekonomik ve siyasi bağımlılıktan dolayı bir türlü gerektiği gibi sağlanamadı. Pandemi süreci aslında bu hizmetin önemini ortaya çıkardı ve bizim o noktalarda ne denli zayıf olduğumuz anlaşıldı. Şu anda devlet ve özel okullara bakıldığında durum çok net anlaşılır. Kimi okullardaki çocuklar her gün eğitim alırken kimileri belli günler okula gidebiliyor. Geçtiğimiz sene gerçekleştirildiği söylenen online eğitim sürecinde özellikle yoksul çocukların yaşadığı imkansızlıklar en temel hak olan eğitime erişimi engelledi. Genç işsizlik % 30 civarına geldi, geçmişte olduğu gibi gençler yeniden göç yollarına düştü.
Evet dünyanın genelini pandemi sardı ama devletler özellikle özel sektörü destekledi ve ayakta kalınmasına yardımcı oldu. Bizde ise sadaka niyetine 1,500 TL verildi ve devamı da getirilmedi. Asgari ücrette yaşanan karmaşa ile insanların ekmekleri ile dalga geçildi. Bunların hepsi ekonomiyi planlayamamaktan, toplum içindeki farklı gruplar arasındaki eşitliği sağlamaya dönük irade ortaya koyamamaktan ve sanırım tek kelime ile teslimiyetten kaynaklanıyor. Bizim ihtiyacımız olan barış mücadelesini yeniden canlandırmak ve böylece dünyadan kopuşumuzu tersine çevirmek, yerelde üretimi teşvik edip bağımlılığı azaltmak ve liyakata – sürekliliğe dayalı bir kamu idaresi kurabilmektir. Bunu gerçekleştirmek de siyasi irade ile mümkündür. İşte Cumhuriyetçi Türk Partisi, programı ve kadrosu ile buna hazırdır.”
“İktidar partileri kendi iç hesaplaşmaları hepimizi oyaladı”
KKTC’nin şu anda içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“TOCED derhal teşkilatlandırılmalıdır”
Milletvekili seçildiğiniz takdirde ülke adına yapmayı planladığınız projeleriniz neler olacak?
