GÜNDEM

Özgür: “Kıbrıs’ta iki farklı reform hikâyesi var; KKTC’nin başarısı kurumsal çerçeve ve yeni siyasi iradeye bağlı”

Eski Maliye Bakanı ve iş insanı Birikim Özgür, Kıbrıs’ın kuzeyi ile güneyi arasındaki ekonomik farkların yanlış yorumlandığını belirterek, hem Güney Kıbrıs’ın hem de KKTC’nin ciddi reform tıkanıklıkları yaşadığını söyledi. Özgür’e göre KKTC’nin reform kapasitesinin güçlenmesi, Türkiye ile ilişkilerin “şeffaf, ilkeli ve kurumsal” bir zemine oturmasına ve yeni bir siyasi iradeye bağlı.

Eski Maliye Bakanı ve iş insanı Birikim Özgür, Kıbrıs’ın kuzeyi ile güneyi arasındaki ekonomik farkların çoğu zaman yanlış okunduğunu belirten kapsamlı bir değerlendirme yayımladı. Özgür, Güney Kıbrıs’ın kişi başı geliri yüksek olmasına rağmen enerji, yargı, kamu yönetimi ve atık yönetimi gibi alanlarda uzun süredir Avrupa Birliği tarafından sert şekilde eleştirildiğini hatırlattı.

Özgür, Güney Kıbrıs’ın AB fonları, Reform ve Dayanıklılık Mekanizması ve dış finansman kanalları sayesinde kurumsal bir çapa ile hareket ettiğini, ancak buna rağmen reformların önemli oranda aksadığını vurguladı. AB Komisyonu’nun “elektrik piyasasının açılmaması en kritik gecikmedir” değerlendirmesini hatırlatan Özgür, yargıdaki uzun dava süreleri ve kamu yönetiminde liyakat temelli yapıların hayata geçirilememesi gibi sorunların yıllardır çözümsüz kaldığına işaret etti.

“Kuzeyde reform isteği müphem, kurumsal çapa eksik”

KKTC’de reform sürecinin çok daha zor koşullarda yürüdüğünü belirten Özgür, Türkiye’den sağlanan ekonomik desteğin son yıllarda reform şartlarına değil siyasi uyuma bağlı hale geldiğini ifade etti. 2008-2018 döneminde reform koşullu destek modelinin denendiğini ancak yereldeki direnç nedeniyle uygulamanın sürdürülemediğini söyleyen Özgür, “Bu nedenle kuzeyde reformlar hep askıda kalıyor” dedi.

Özgür, 1974 sonrası oluşan siyasi kültürün “reformdan kaçınan” bir pratik ürettiğini ve bunun uzun yıllardır revize edilemediğini kaydetti.

“CTP’deki değişim reform beklentisini güçlendirdi”

CTP’de haftasonu gerçekleşen genel başkanlık seçiminin ardından Sıla Usar İncirli’nin liderliğinin toplumda yeni bir reform beklentisi yarattığını söyleyen Özgür, mevcut hükümetin yıpranmışlık ve güvensizlik yükü taşıdığını belirtti. Özgür, “Gidilecek köyün minareleri görünmüştür” diyerek hükümet değişikliği beklentisinin arttığını ifade etti.

Ancak güneydeki örneklerin önemli bir uyarı barındırdığını vurgulayan Özgür, “Çapa tek başına reform üretmez; reformu ancak kararlı, tutarlı ve kurumsal yönetim kültürü üretir” dedi.

“Türkiye ile ilişkiler şeffaf, ilkeli ve kurumsal bir çerçeveye oturmalı”

KKTC’nin reform sürecinin rayına oturabilmesi için Türkiye ile ilişkilerin “karşılıklı saygı, ortak fayda ve uzun vadeli planlama” temelinde yeniden tanımlanması gerektiğini vurgulayan Özgür, performans göstergeleri, denetim mekanizmaları ve veriye dayalı yönetim araçlarının zorunlu olduğuna dikkat çekti.

Özgür, olası bir hükümet değişiminde Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Türkiye ile çözüm odaklı ve ilkeli diplomasi yürütmesinin kritik önem taşıyacağını ifade etti. CTP’nin de daha muhalefetteyken Ankara ile şeffaf temaslar kurmasının toplumsal güveni artıracağını belirtti.

“Sendikalar reform sürecinin önemli ortağı”

KKTC’de sendikaların güçlü bir demokratik aktör olduğunu hatırlatan Özgür, reformların başarılı olabilmesi için sendikalarla karşılıklı güvene dayalı bir diyalog kurulması gerektiğini dile getirdi. “Pek çok reform toplumun uzun vadeli yararınadır” diyen Özgür, dengeli bir yönetişim anlayışının şart olduğunu vurguladı.

“Reform ertelendikçe gelecek erteleniyor”

Özgür’ün değerlendirmesi, reformların kişisel tercihlerle değil kurumsal kapasitenin sistematik olarak geliştirilmesiyle başarılı olabileceği yönünde. Sıla Usar İncirli liderliğindeki olası yeni döneme duyulan umudun da kapsayıcılık ve kurumsal yönetişim beklentisinden beslendiğini kaydeden Özgür, “Reform ertelendikçe gelecek de erteleniyor ve her kayıp yıl ortak geleceğimizden eksiliyor” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.