ÖZEL HABER

Küçük yaştan beridir yaptığı şamisi ve ballı börekleriyle ünlenen Özdemir Kencer, alanında idol olmuş bir isim…

“Şamişi ve ballı börek” diye etrafı çınlatan sesiyle mahalleye girdiğinde, tüm çocuklar ellerinde kuruşlarıyla kapı önüne dizilirdi, bir zamanlar…

Özdemir dayının, şamisi ve ballı böreklerini, ellerinden şerebetler aka aka yiyen çocukların keyfine diyecek yoktu… Hele şamişinin, pudura şerekeri…

Özdemir dayı, mahalleye girdiğinde, yarış başlardı çocuklar arasında…

Özdemir dayının, şamişisini ilk kim alacak diye…

 

Eskisi gibi değil!
Özdemir dayı, şamişi ve ballı böreklerini bisikletiyle her gün satmasa da, haftada bir aracıyla dolaşıp satıyor, ekmek parasını kazanmak için… Kısacası zamana inat direniyor… Satışlar, eskiye nazaran çok düşse de, birkaç kuruş kazanmak için çaba sarf ediyor, yine evinin bir oadasında…

Yaptığı şamişi, ballı börek, lokma, göbecik ve daha birçok tatlı çeşidini özenle tepsilere dizip satşa çıkıyor van tipi aracıyla…

Arabayla daha kolay olsa da satışı, bisikletini hiçbir şeye değişmiyor. Evinin bir köşesinde sakladığı bisikleti, şimdi tamirde… “Boyaması için tamirciye verdim, müzeye koyacağım, o benim ilk göz ağrım” diyor Özdemir Kencer…

“Geçmişte günde iki kez satışa çıkardım, şimdi haftada iki gün” diye konuşan Özdemir Kencer, zamanla yaşam şartlarının değiştiğine de dikkat çekiyor.

Geçmişte pastanelerin sayılı olduğuna vurgu yaparak, “Yıllar önce, kale içinde bir Tatlıcı İrfan vardı, bir de ben. Şimdi her köşede bir pastane. Marketlerde dahi tatlı satışı yapılıyor” diyor Özdemir Kencer.

 

59 yıldır satıyor
16 yaşında başlamış şamişi ve ballı börek satmaya Özdemir Kencer… Şimdi 75 yaşında…

7 çocuklu bir ailenin ortancası Özdemir Kencer… Babası rahmetli olunca, annesi de başka biriyle evlenmiş… Böylece sokakta kalmış küçük yaşta. 

Gazimağusa’nın bilinen esnaflarından Pikadilli sahip çıkmış ilk, arkasından Asil Nadir’in babası İrfan Nadir… O yıllarda kahvecilik yapan Pikadilli’ye, kahve satarak, İrfan Nadir’e de gazete satarak yardım ediyormuş… Haftada da 7 şilin kazanıyormuş…

 

  

“Şam tatlısını göz hırsızlığıyla alıştım diye, kovuldum
Özdemir Kencer, bizimle birlikte geçmişe doğru yolculuk yapıyor… Dalıp, dalıp gidiyor, çıktığı zaman yolculuğunda…

Bakın neler anlatıyor…

 “Babam, 1948’te rahmetli oldu. İlkokuldan ayrıldım. Annem parasızlıktan, başka biriyle evlendi. Biz de sokakta kaldık. Pikadilli beni evine aldı, bana iş ve ev verdi. O’nlar kahve öğüdüyordu, ben de esnafa kahve dağıtıyordum. Daha sonra İrfan Nadir’in yanına girdim, gazete sattım. Küçük bir marketi vardı, İrfan Nadir’in…1963’e kadar onunla çalıştım.

Daha sonra, kale içinde, “Tatlıcı Halil”in yanında işe başladım. Şamişi, baklava ve göbecik yapardı… Ben de el arabasıyla satardım. Bir tek şamişi yapmayı öğretti bana, o da kendisi için. Panayırlarda yardım edeyim diye. 1-2 yıl onunla çalıştım.

Kendisine rakip olmayım diye, mesleğin sırlarını öğretmezdi. Diğer esnaflar da böyleydi, o zamanlar…

Her çeşit tatlı yapardı. İnsanda merak oldu mu her şeyi alışır. Ben, hep kendi kendime öğrendim. Şam tatlı yapardı. Halil bey o zaman. Göz hırsızlığıyla alıştım diye, beni işten kovdu.

İyi de olmuştu… Evlilik yaşım gelmişti. Para kazanmam gerekiyordu. Bir ev kiraladım, evlendim. Evde, şamişi ve ballı börek yaptım. Gayretimle hepsini alıştım, şimdi gözüm kapalı yaparım. Kendim işler, kendim kazanırım. Annemin evlendiği adam, annemi halime bıratıktan sonra kaçmıştı. Kazancımla anneme de yardım ederdim.

Tepsiyi, vururdum omzuma, mahalle mahalle gezerdim. Bu yaşıma geldim, haala bir malım yok. Annem ve babamda yoktu. Çalıştım, yedik. Allah’a şükür olsun.

Bir müddet sonra bisiklet aldım. Senelerce, bisikletimle şamişi ve ballı börek sattım. Sokak, sokak gezdim. Daha sonra el arabası aldım. Camlı el arabasının köşesine islim oturtmuştum, isteyenlere şamişiyi orada kavururdum. Sıcak sıcak yenirdi. Hey gidi günler hey…

Şartlar iyileştikte ford bir araba aldım, şimdi de bir van aracım var. Yarı ömrüm, bu arabayla geçti.

Ben hayatımı, şamişi ve ballı böreğe verdim. Bir de çocuklarıma. Üç evladım var. Biri kız, ikisi oğlan. Oğlum, Kader’i bisiklete koyar, şamişi satardım. Benimle satışa çıksın diye, çok göz yaşı dökerdi. Mahalledeki çocukları görünce mutlu olurdu.”

  

“Benim gibi yapan yok”
“Benim gibi yapan yok” diye gururla övünüyor Özdemir Kencer ve ekliyor:

“İşler çok düştü. Allaha şükür emekli çıktım. Haftanın iki günü de şamişi ballı börek satarım. İdare ederim. 1974’ten sonra Geçitkale’ye yerleştim. Savaş sırasında, Gazimağusa’daki evim, yerle bir oldu. Oturduğum eve 6 tane havan düştü. Buğday Camii’nin yakınlarında kalırdım. Eşim ve çocuklar mazgaldaydı. Kızım Yıldız, o zaman süt içerdi. Savaşta süt bulamadığımız için, sütten de kesilmişti. Çok zor günler geçirdik. Çok şükür, eskiye nazaran daha iyiyiz.

Tüm malzemelerim evdeydi, havan düşünce hepsi gitti. Varil varil yağlar, unlar, şekerler… Yağların, Namık Kemal Maydanı’na kadar aktığını hala hatırlıyorum…

Mahalle çocukları, sesimi duyar duymaz, kapıya fırlardı. 10 tane şamişi bir şilindi… Parasına göre tatlı verirdim çocuklara… Benim, tatlılarımı beğenirlerdi. Kaleiçi, Sakarya, Karakol, Baykal  ve Yenişehir’i gezer, şamişi ballı börek satardım. Her gün dolaşırdım…”

 

Şamişiyi nasıl yapıyor?
1 kilo irmik, 1 ½ kilo şeker, 24 bardak su ve 2 mezedekiyi, orta sıcaklıktaki bir ateşte, muhallebi kıvamına gelecek şekilde pişiririm.

Daha sonra iki tepsiye, paylaştırılarak dökerim. Soğumaya bırakırım.  Soğuduktan sonra parça parça keserim. Bu harç, hem ballı böreğin hem de şamişinindir.

 

 

Şamişi hamuru
1 kilo un, ½ su bardağı sıvı yağ ve biraz tuz koyarak hamuru suyla, kulak memesi kıvamına gelene dek yoğururum. 1-2 saat dinlendiririm. Daha sonra yuvarlak yuvarlak yağlayarak, tepsiye dizerim. Tekrar 1-2 saat dinlendirdikten sonra, masa üzerinde yufka gibi elle açarım. 1 top hamuru, 4 parça ederim, içine irmik koyup, kenarlarından katlarım. Kızgın yağda kızartırım. Süzgece koyup, tepsiye sıralar, üzerini de pudra şekeriyle süslerim.

 

 

Ballı börek hamuru
1 kilo un, 1 bardak sıvı yağ ve suyu bir kaba koyarak, hamuru kulak memesi kıvamına gelinceye dek yoğururum. 1-2 saat dinlenmeye bırakırım. Hamurdan yuvarlak, yuvarlak kesip, un katarak açarım. İçerisine irmik muhallebisini koyarım. Badem koyarsanız, samsı olur. Katlayıp, yanlarına çatalla şekil veririm. Kızgın yağda kızarttıktan sonra soğuk şerebete atar. Tepsiye dizerim.  Şerebeti, malzemeye göre hazırlayın. Bir bardak suya bir bardak şeker.