Samanbahça'nın iskemleci ustası Nevzat Öke'nin ekmek teknesi olan dükkanını tadil ederek turizme kazandıran torunları, dedelerinin hatırasına sahip çıkmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyor

BURAM BURAM KIBRIS KOKUYOR....Ülkemizin tanınmış "iskemle" ustası Nevzat Öke’nin torunları, dedelerinin hatıra bıraktığı iskemleci dükkanını restoran ve butik otel konseptiyle tadil ederek, ‘The İskemleci' adıyla turizme kazandırdı. Buram buram Kıbrıs kokan tasarımların yansıtıldığı ve Kıbrıs’a özgü yemeklerin servis edildiği mekan, kısa zamanda Kıbrıslıların beğenisini toplamayı başardı

DAHA DA BÜYÜYÜP KURUMSALLAŞMAK İSTEMİYORLAR....İskemleci'nin torunları, "Hedefimiz, daha da büyüyüp kurumsal hale gelmek değil. Buraya gelenlerin, bu samimi ortamı yaşamaları bize yeter. Bu yüzden paket servisi de yapmıyoruz” diye konuşuyor

Başkent Lefkoşa’da, "Samanbahça" olarak bilinen bölgede, yıllarca hizmet veren "iskemle" ustası Nevzat Öke’nin ekmek teknesi olan dükkanını tadil eden torunları, hem geçmişine sahip çıktı, hem de yeni bir konseptle hizmet sektörüne katıldı.

‘The İskemleci’ adıyla restoran ve butik otel tarzında hayat bulan mekan, Mahmut Paşa Sokak’ta, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın karşısında yer alıyor.

70 yıla yakın bir süre iskemle yapımıyla uğraşan Nevzat Öke, hasır örme işini, oğullarına da öğretmiş.

Oğullarından biri olan Mehmet’in erken yaşta vefat etmesinin üzerinden çok geçmeden Nevzat Öke de vefat edince, Nevzat Öke’nin bir diğer oğlu Özkan mesleğe daha da sarılmış ve halen hasır iskemle yapımını aynı yerde sürdürüyor.

Geçmişe sahip çıktılar

İskemleci'nin torunları Melihat Öke Gürsesler ile Gülfer Öke de, dedeleri ve babalarından aldıkları mirasa sahip çıkarak, dükkanı, restoran ve butik otel konseptiyle işletiyor.

Mekanın iç ve dış tasarımında Kıbrıs’a özgü eşyaları görmek mümkün.

Geniş avlusu ise Samanbahça’ya bakıyor.

İşletmeci olan Melihat Öke Gürsesler, annesi Neşe Öke’nin yıllarca küçük bir kafe sahibi olma hayali olduğunu ve bunun, Surlariçi bölgesinde olmasını istediğini söylüyor.

Melihat Öke Gürsesler, annesinin hayalini işletme planına katarak, kendileri için anlamlı olan iskemleci dükkanını tadil edip hizmet sektörüne katıldıklarını belirtiyor.

Gürsesler, ‘The İskemleci’nin KOBİGEM’in girişimcilik projesi çerçevesinde hayat bulduğuna da dikkat çekiyor.

Eşyalar, yarım asırlık

İşletme ortaklarından olan Gülfer Öke ise bir öğretmen. Ancak mesleği yerine, işletmeciliği tercih etmiş.

Butik otelin özelliklerine dikkat çeken Gülfer Öke, otelin 3 ayrı odası bulunduğunu, ikisinin çift kişilik, diğerinin ise tek kişilik olarak tasarlandığını belirtiyor.

Gülfer Öke, oteldeki eşyaların büyük bir çoğunluğunun Kıbrıs’a özgü olduğuna dikkat çekiyor.

Gülfer Öke, şöyle devam ediyor:

“Yataklar, panjurlar ve ekmek tekneleri bu evin eşyasıydı. Dedem, işitme engelli olduğundan, dükkanı ile evi aynı yerdeydi.

Onların eşyalarını yenileyip, otelimizde kullandık.”

İlk misafirlerini kasım ayında ağırlamaya başladıklarını ifade eden Gülfer Öke, otellerinin 3 odası bulunması nedeniyle Lefkoşa’nın merkezindeki diğer butik otellerle dayanışma içerisinde olduklarını belirtiyor.

Kıbrıs mutfağına dair herşey var

The İskemleci’nin restoran bölümünde ise menünün çoğunluğunu Kıbrıs yemekleri oluşturuyor.

Melihat Öke Gürsesler, restoran bölümünün, gündüzleri, Kıbrıs’a özgü ev yemekleriyle hizmet verdiğini, akşamları da a'la carte menüleriyle farklı lezzetler sunduğunu ifade ediyor.

Mutfağa alınan malzemelerin yerli ürünler olduğuna da dikkat çeken Gürsesler, pazar günleri hariç, sabah 09.00 ile 24.00 arasında hizmet verdiklerini anımsatıyor.

Kıbrıs köftesinden tutun da yahnili el makarnasına, yumurtalı patatesten, molehiyaya, ciğerden zeytinyağlılara kadar menüde birçok çeşit mevcut. Ayrıca, ev yapımı mantı, pirohu ve ızgaralar da menüdeki diğer lezzetler.

Restoran bölümünde ayrıca, Kıbrıs kahvaltısı da veriliyor. Kahvaltı menüsünde çok çeşit olmasa da gabira, hellim ve çakıstes olmazsa olmazların başında geliyor.

“Bir nevi dedemin anılarını yaşatıyoruz”

Melihat Öke Gürsesler ayrıca, restoranda verdikleri hizmetle, dedesi Nevzat Öke’nin anılarını yaşattıklarını düşünüyor ve şöyle diyor:

“Yıllar önce dedemin dükkanında, akşam saatlerinde, mutlaka çilingir sofrası kurulurdu. Arkadaşları buraya gelir ve birlikte vakit geçirirlerdi. Şimdi ise dedemin çevresinde, hayatta

kalanlar başta olmak üzere iş insanları ve daha birçok kişiyi burada ağırlıyoruz. Tıpkı dedemin yaptığı gibi.

Beklediğimizden daha fazla ilgi görmek bizi mutlu ediyor.

Hedefimiz, daha da büyüyüp kurumsal hale gelmek değil. Buraya gelenlerin bu samimi ortamı yaşamaları bize yeter. Bu yüzden paket servisi de yapmıyoruz.”