Devrimci İşçi Sendikası (DEV-İŞ) Başkanı Koral Asam, yaklaşan 19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Kıbrıs Türk halkı için tarihsel bir dönüm noktası olduğunu belirterek, Tufan Erhürman’ın vizyonunun liyakat, özgüven ve demokratik değerlerin sesi olduğunu söyledi.
Devrimci İşçi Sendikası Başkanı Koral Asam, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 19 Ekim 2025 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin “Kıbrıs Türk halkının tarihsel haklarını ve çağdaş değerlerini yeniden hatırlatma fırsatı” olduğunu vurguladı.
Asam, Ersin Tatar’ın beş yıllık performansının “hamasetin gölgesinde bir yeniden atama beklentisine dönüştüğünü” ifade ederek, halkın iradesinin dışarıdan yönlendirilmemesi gerektiğini belirtti.
“1960 Anayasası, Kıbrıslı Türklerin kurucu ortaklık temelinde eşit siyasi haklarını tanımlar. Ancak mevcut statüko bu hakları fiilen askıya almış, toplumu göç, ekonomik buhran ve siyasal iradesizlik sarmalına sürüklemiştir.”
Asam, bu seçimlerin bir “tercih değil, sınav” olduğunu vurgulayarak, Tatar’ın politikalarının halkın iradesi yerine Ankara’nın telkinleriyle şekillendiğini öne sürdü.
“Beş yıl boyunca diplomatik izolasyonun kırılması, ekonomik kalkınma, gençlerin yurtta tutulması gibi konularda elle tutulur bir icraat sergilenememiştir. Tatar’ın yüzüne yansıyan moral bozukluğu, halkın gözünde bir ‘yeniden atanma’ beklentisinin dışavurumudur.”
Tufan Erhürman’ın ise federal çözüm vizyonu, dürüstlüğü ve akademik birikimiyle Kıbrıs Türk halkının uluslararası güvenilirliğini yeniden inşa etme potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Asam, Erhürman’ın liderliğinde halkın “kurucu ortak” kimliğini yeniden hatırlayabileceğini ifade etti.
“Tatar’ın kampanyası ‘Türkiye bizim garantimizdir’ cümlesinin etrafında dönen bir monolog tiyatrosuna dönüşmüşken; Erhürman’ınki halkla birlikte yazılan bir demokrasi senaryosudur.”
Son olarak Asam, 19 Ekim seçimlerinin sadece bir lider seçimi değil, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini yeniden yazma iradesinin sınavı olduğunu belirterek şu ifadelerle sözlerini tamamladı:
“Bu sınavda samimiyet, liyakat ve özgüven kazanırsa; Kıbrıs Türkleri yeniden tarih sahnesine eşit ortak olarak dönebilir. Yoksa, ‘Yatarım’ karakterli bir liderle sadece statükonun yeniden üretimi yaşanır.”