İslam’ın kutsal aylarından Ramazan, 6 Haziran Pazartesi günü başlıyor.

Din İşleri Başkanlığı, halkın rahat bir Ramazan geçirebilmesi için gereken tedbirleri aldığını açıklayarak, Ramazan Ayı öncesinde ilçelerde görevlilerle yaptıkları toplantılarla hassasiyet gösterilmesi gereken hususların yeniden ele alındığını ve bir kez daha hatırlatıldığını belirtti.

Başkanlığın hazırladığı Ramazan İmsakiyeleri Kamu, Kurum ve Kuruluşlara dağıtıldı, ilçe temsilcilikleri camilerde dağıtılmak üzere teslim edildi. İsteyenler, 2016 Yılı Ramazan İmsakiyesi’ne başkanlığın www.kktcdinisleri.com adresinden ulaşabilecek.

Din İşleri Başkanı Talip Atalay, yayımladığı Ramazan ayı mesajında, “ Ramazan ayının milletimiz, ülkemiz, bütün İslam Alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını, insanlığa huzur ve barış getirmesini, ibadetlerinizin makbul olmasını Yüce Allah'tan niyaz ederim" dedi.

“Kuran-ı Kerim’de açık şekilde inananlara ‘Ramazan Ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan Ayına ulaşanlar, onda oruç tutsun...’ emr-i ilahisi yer almaktadır” diyen Atalay, asırlardır aynı hassasiyetle bu emr-i ilahiye uyan bir kültürün, anlayışın temsilcileri olarak, bugün de bu ilahi çağrıyı samimi bir kalple takip ettiklerini söyledi.

Atalay, hiç şüphesiz orucun, İslam'ın temellerini oluşturduğunu vurgulayarak, bu gerçeği Hz. Muhammed’in (s.av); "İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, Zekâtı hakkıyla vermek, Kabe’yi haccetmek ve Ramazan Orucunu tutmak." şeklinde haber verdiğini hatırlattı.

 

Atalay, mesajının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Kuran'ın evrensel mesajını özenle, saygı ve hürmette kusur etmeden çözümlemeye çalışan, anlamaya ve anlamlandırmaya gayret gösteren bir Milletin mensupları olarak bizler de Ramazan boyunca; inanç ve ahlak değerlerimizi yaşatmayı,  Allah'ın rızasını kazanmayı hedeflemeli ve belirlediğimiz bu hedefe ulaşmaya -her zaman olduğu gibi- gayret etmeliyiz.

Kuşaktan kuşağa aktararak içselleştirdiğimiz değerleri fiiliyata geçirerek, bireysel ve sosyal bünyemizi, gelebilecek dış etkilere karşı sevgi, şefkat ve merhamet zırhıyla korunaklı hale getirerek, asırlardır güven içerisinde yaptığımız tarihi yolculuğumuzu, yine emniyet içerisinde sürdürebiliriz.

Her müminin amaçladığı ve dinimizde hoş görülmeyen; yalan söylemek, başkalarının hakkını yemek, dedikodu, merhametsizlik ve şefkatsizlik gibi zaaflardan ve gösterişten uzak attığımız adımlar, verdiğimiz sadakalar, ettiğimiz yardımlar bu ayda karşılığını fazlasıyla bulacaktır. Bu nedenle çevremizdeki ihtiyaç sahiplerini, yetim ve öksüzleri, yaşlıları, kimsesizleri bulup onların sıkıntılarını gidererek, onları iftar sofralarımıza davet ederek, paylaşmayı ve yardımlaşmayı topluma yayarak, hep birlikte bayram havasında bir Ramazan geçirmeye çaba sarf etmeliyiz.

Günümüz dünyası açgözlülük ve merhametsizliğin neden olduğu, insanlığı tehdit eder boyutta sorunlarla karşı karşıyadır. Her gün şahit olduğumuz ve içimizi acıtan olaylar bugün; birbirimizi anlamaya, birbirimizi sevmeye, paylaşmaya, karşılıklı kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu göstermiştir.

İslam’ın kucaklayıcı ilkeleriyle yeni bir dünya inşa etmiş, sadece insanlarla değil diğer canlılarla da sevgi, şefkat ve merhamet bağını hep güçlü tutmuş muazzam bir mirasın varisleriyiz. Bu mirastan aldığımız güçle,  birlik beraberlik, kardeşlik, paylaşma kültürünü önce kendimiz yaşayarak bütün dünyaya örneklik edebilir, yaşanan kan ve gözyaşlarının gereksiz ve anlamsız olduğunu lisan-ı hal ile dünyaya anlatabiliriz.”