Eski Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, Ukrayna meselesi yüzünden AB’nin, Rus doğal gazına bağımlılığından süratle kurtulma kararı ve akaryakıt fiyatlarındaki fahiş artış üzerine EastMed boru hattı tartışmalarının yeniden canlandığı bir dönemde “EastMed illa boru hattı demek değil” dedi.

Lakkotripis Alihtia’ya yaptığı özel açıklamada, Doğu Akdeniz boru hattından değil Doğu Akdeniz doğal gaz güzergâhından söz edilmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu, bu güzergâhlardan birinin, şartların elvermesi durumunda, birden fazla seçenekten oluşabileceğini söyledi.

Doğal gaz nakil yöntemlerinden birinin boru hattı, birinin sıvılaştırılmış halde gemilerle (tanker) taşınması ve bir diğerinin de her iki yöntemin bir arada kullanılması olduğunu anlatan Lakkotripis bugün, Doğu Akdeniz’deki doğal gazın Avrupa’ya nakline olanak tanıyacak tek kapsamlı yapının Mısır’daki sıvılaştırma istasyonları olduğuna işaret etti. Doğal gaz naklinin nasıl (boru hattı, gemi, boru hattı+gemi) yapılacağına Rum yönetiminin tek başına değil piyasalar ve şirketlerle birlikte karar verebileceğini söyledi.

Lakkotripis AB’den yapılan açıklamalardan, doğal gazı yeniden gazlaştırma (FSRU) tesislerine önemli yatırımlar kanalize edilmekte olduğunu, bunun da AB’nin ana yöneliminin gemilerle nakil olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.

“Afrodit” ve “Glafkos” yatakları dışında, İsrail’in ‘Leviathan’ yatağının yarısının da henüz değerlendirilmediğini belirterek toplamda yaklaşık 500 milyar metreküp doğal gaz rezervi olduğunu söyleyen Lakkotripis, 2021’de kullandığı toplam 440 milyar metreküp doğal gazın 155 milyar metreküpünü Rusya’dan temin eden AB’nin, bugün aynı miktarı temin edeceği başka yol aradığını anlattı.

Lakkotripis “Doğu Akdeniz, 200 yıllık bir proje tahtında yıllık 25 milyar metreküp üretim yapabilir, bu da Kıbrıs ve İsrail’in yıllık 155 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 15’ini ve toplam 440 milyar metreküplük tüketimin yüzde 5’ini karşılayabileceği anlamına geliyor” dedi, özetle şöyle devam etti:

“AB için mucizevi çözümler yoktur. Çözüm, mevcut tedarikçileri olan ABD, Azerbaycan ve Katar’dan daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNK) almak, Doğu Akdeniz örneğindeki gibi yeni ikmal kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları ve daha çok enerji tasarrufu da dâhil, bir dizi eylemden ortaya çıkacak.

Bildiğim kadarıyla EastMed boru hattı konusundaki incelemeler henüz tamamlanmış değil. Yukarıda incelediğimiz senaryolar tahtında şirketler ve Kıbrıs açısından çok ilgi çekici seçenek doğal gazın deniz altı boru hattı ile Mısır’a nakledilmesi, orada sıvılaştırılması ve ardından tanker gemilerle Yunanistan’daki yeniden gazlaştırma istasyonuna (FSRU) götürülmesi, oradan da Avrupa şebekesine aktarılmasıdır. Yeterli miktarda doğal gaz bulsak Kıbrıs’ta da sıvılaştırma istasyonu yapabilirdik. Ama bulamadık.”

Lakkotripis’e devam etmekte olan, İsrail doğal gazının boru hattı ile Türkiye üzerinden nakledilmesi tartışması hatırlatıldı ve Kıbrıs sorunu çözülmemişken bunun mümkün olup olmadığı soruldu.

Geçmişte de benzer çabalar harcandığını hatırlatan Lakkotripis, “Kıbrıs sorunu da dahil Doğu Akdeniz sorunları geniş kapsamda halledilmeden böyle bir şeyin zor olacağını düşünüyorum. Ana soru, uyum içerisinde çalışarak AB’nin enerji yeterliliğine katkıda bulunabilmemiz için uzlaşılacak bölgesel güvenlik çözümünün ne olacağı, bunu kimin garanti edeceğidir. Bölgenin birçok sorununu aynı zamanda çözecek bu kapsamlı çözüm, ABD ve AB himayesi altında bulunabilirse belki Kıbrıs sorunu da yeni bir boyuta girer.” dedi.