Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz doğal güzellikleri ve çeşitliliğini yakından görmek isteyenlere yürüyüş yolları açarak bunların haritalarının oluşturulmasında önemli emeği olan Tuğberk Emirzade, insanları doğa ile buluşturmak konusunda üstlendiği misyonu layıkıyla yerine getirmeye çalışıyor.

 

Tağmaç ÇANKAYA

 

“Cennet Ada” diye anılan bu güzel coğrafyanın, çapı küçük olmasına rağmen, bilinmeyenleri çoktur. Aslen biyolog olan, çevre bilinci ve hassasiyetleri son derece gelişmiş Tuğberk Emirzade, uzun zamandır hem bireysel hem de ekibi ile birlikte Kuzey Kıbrıs’ın az bilinen yürüyüş yollarının büyük bir kısmını turizme kazandırılmasında önemli bir çaba ortaya koydu. Bunun yanında yürüyüş yollarının bakımını ve onarımını yapmaya devam ediyorlar.

Tam bir doğa tutkunu olan Emirzade, son zamanlarda turistleri, ülkemizin en ücra ama nefes kesici güzellikteki noktalarına götüren turlar da organize ediyor. Hayattaki misyonunun insanları doğayla buluşturmak olabileceğine inanan Emirzade ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik.

 

NCUK: Ülkemizdeki yürüyüş parkurlarını açma ve haritalandırma süreciniz nasıl başladı ve gelişmeler yaşandı?

T. E: Kuzey Kıbrıs’ta 2010 yılında Özel Çevre Koruma Bölgeleri için oluşturulan projede bu bölgelerde ziyaretçiler için yürüyüş yolları ve bunların haritalarını oluşturmak için bir proje başlattık. O zamana kadar birbirinden bağımsız kişilerin oluşturduğu ve farklı amaçlarla kullanılan yürüyüş yolları bulunduğunu gördük. Bu yürüyüş yollarının daha geniş kitlelere ulaşması ve daha iyi hizmet verebilmesi için Turizm ve Çevre Bakanlığı çatısı altında toplayıp ayni harita üzerine koymak ve de arazideki işaretlemelere standartlar getirmek için çalışma yaptık. Bu çalışmaları yürütebilmek için “Parkur Komitesi” kurduk. Yaklaşık 6 – 7 yıllık bir süreç içerisinde birçok farklı acente, dernek ve kişilerden topladığımız verileri de kullanarak hem yerli hem de yabancı turistlerin pratik olarak kullanabileceği 25 farklı ring parkur ve de bir tane uzun – mesafe parkuru oluşturduk.

 

NCUK: Haritalandırdığınız bu parkurlarla ilgili biraz daha bilgi verebilir misiniz?

T. E: Ülkemizin doğası ve iklimi yürüyüş için çok müsaittir. Çok soğuk bir kış olmadığı için Ekim ayından Mayıs ve hatta Haziran’a kadar yılın büyük bir bölümünde doğa yürüyüşü yapılabilmektedir. Kaybolma, donma veya saldırıya uğrama gibi güvenlik riski çok az olduğu için herkesin rahatça yürüyüş yapabileceği bir ortam vardır. Aslında her bölgede yürüyüş yapılabilse de resmi olarak parkurları belirlerken birkaç önemli noktaya dikkat ettik. Hem turizmi desteklemesi hem de ülkemizin doğal ve kültürel çeşitliliğini gösterebilmek için 25 adet ring parkurun en batıda Yeşilırmak’tan en doğudaki Karpaz Burnu’na kadar yayılacak şekilde olmasını planladık. Parkurlar turistik değer katılması için anıt zeytin ağaçları, St. Hilarion ve Kantara Kalesi,  Bellapais, Tatlısu Pencere Kaya, Ay Philon Kilisesi gibi görmeye değer doğal ve tarihi noktalardan geçecek şekilde tasarlanmıştır. Başlangıç yerlerinin kolay bulunabilmesi için de her birine “parkur kapısı” (trail gate) diye adlandırdığımız ve üzerinde parkurun isminin yazılmış olduğu ahşap tabelalar yerleştirilmiştir. Parkur haritaları 6 adet el broşürü olarak hazırlanmıştır ve Turizm Enformasyon Ofislerinden veya websitesinden* alınabilir. Şu anda parkurlarla ilgili yürüttüğümüz çalışmada parkurların bakımını ve temizliğini yapabilmek için “Adopt-a-Trail” sistemini kullanarak her parkur için bir sponsor bulmayı hedefliyoruz. 255 kilometrelik Beşparmak Trail (Kyrenia Mountain Trail) ise maceraperestlere hitap eden uzun mesafe parkurudur. Kormacit Burnu’ndan başlayarak kesintisiz olarak Karpaz Burnu’nda ulaşmaktadır. Parkur çoğunlukla Beşparmak Dağları üzerinden geçmekte ve sadece birkaç kısa noktada asfalt yolu kullanmaktadır. İşaretlenmiş olan bu parkurun rehber kitapçığı tasarım aşamasındadır.

 

NCUK: Doğada yol alırken karşılaştığınız insan atıklarına ve yapılan tüm tahribatlara rağmen, sizce halen görülmesi gereken güzel yerler var mı?

Son yıllarda yürüyüş parkurlarını ve de daha önemlisi ülkemizin doğasını tehdit eden en büyük sorun plansız yapılaşmadır. Ne yazık ki otoyol yapımı adı altında gerçekleştirilmekte olan yağma durdurulmamakta ve bu her geçen gün doğada geri dönüşü olmayan tahribata neden olmaktadır. Şehirlerarası yolların yetersizliği aşikârken Karpaz bölgesinde çok küçük köyler arasında çok az kullanılan yolları yapmak için tamamen bakir olan ardıç ormanlarının talan edilmesi, Karpaz’a özgü doğal peyzajı oluşturan makiyle kaplı tepeleri yok etmek hiç bir mantığa ve bilimsel dayanağa sığmamaktadır. Bu şekilde yol yapılması için harcanan ülke kaynakları yanında yok edilen doğal miras, dünyaya ve insanlığa yapılan bir ihanettir. Doğayı korumak için yapılması gereken şeylerden en önemlisi herhangi bir bölgede yapılaşma öncesinde araştırma yapılması ve bu araştırmaya göre doğa korumacı bir yaklaşım ile tasarlanmasıdır. İnsan doğanın bir parçasıdır ve sağlıklı bir yaşam için ona ihtiyacı vardır. Doğayı katletmeden insanın doğa içinde yaşam bulması ve gelişmesi çok olağandır.
Lakin tüm bu negatif şeylere rağmen, bu adanın bize sunduğu zenginlikler, halen bu işi yapabilme ve insanlarla bu emeğimizi paylaşabilme şevkini bize vermektedir.

NCUK: Ağaçlar ve bitkiler ile ilgili gayet bilgili olduğunuzu biliyoruz. Bu topladığınız bilgi ve birikimleri nasıl paylaşıyorsunuz?

T. E: Ben elimden geldiğince çocuklarla ve insanlarla doğa ile ilgili hislerimi ve bilgilerimi paylaşmaya çalışıyorum. Belki benim hayattaki misyonum insanları doğa ile buluşturmaktır. Bunu başarabildiğim bazı kanallar vardır. Bunlardan biri daha çok dernek veya kurumlar için düzenlediğim açık hava seminerleri veya tematik yürüyüş şeklindeki kliniklerdir. Okullarda daha çok öğretmenlerle işbirliği yaparak derslerine doğa eğitimini entegre edebilecekleri bazı yöntemleri anlatmaktayım. En çok yaptığım ise doğada bir gün geçirmek ve keşifler yapmak isteyen yürüyüş gruplarına rehberlik etmektir.

NCUK: Ülkemizdeki özel ilgi turizmine ilgili en çok hangi ülkelerden geliyor ve sebepleri sizce nedir?

T. E: Daha çok Norveç, İsveç, Almanya ve İngiltere’den gelen yürüyüşçülerle sürekli temas halindeyim ve onlara zaman zaman “Neden Kıbrıs?” diye soruyorum. Cevaplarına göre doğa turizmi açısından Kıbrıs’ın birçok avantajı bulunmaktadır. Avrupa’da çoğu şehir karlar altındayken Kıbrıs’ın güneşli ve sıcak olması, hem doğal hem de tarihi ve kültürel zenginliğinin olması, güvenlikle ilgili bir sorun olmaması ve de hizmet kalitesinin yüksek olması en önemli sebeplerdendir. Ne yazık ki tercih etmeyenlerin sebebi ise çevre kirliliği ve diğer tatil destinasyonlarına göre pahalı olması. Ama çevre kirliliğinin üstesinden zamanla artan bilinç sayesinde geleceğimize inanmak istiyorum.

NCUK: Kuzey Kıbrıs’ın kültür ve doğasının korunmasıyla ilgili vizyon ve beklentileriniz nedir?

T. E: Kıbrıs yüzyıllardır etrafındaki daha büyük uygarlıkların sömürmek için kullandığı bir kara parçası olmuş ve hâlâ daha bundan kurtulamamıştır. Ada halkı çoğunlukla bu uygarlıkların kalıntılarından oluştuğu ve de bu sömürüden beslendiği için bu dejenerasyonu değiştirmeyi becerememiş hatta çanak tutmuştur. Ülkenin geleceğini belirleyen kararlar, kültürel değişimi yönlendiren dinamikler, gündelik yaşamdaki düzensizlikler, Kıbrıs’ı Kıbrıs yapan doğasını ve de kültürel varlığını gün be gün yıpratmakta ve zayıflatmaktadır. Doğal ve tarihi miras yok oldukça toplumu bir arada tutan “kolektif hafıza” silinmektedir. Sonraki nesilleri düşünen, kendi bileğinin gücü ile başarıya ulaşmak için yeterliği ve isteği olan ve yüksek ahlaki değerlere sahip bir avuç insanın çabası ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. Ümidim bu bir avuç insanın yeni bir akım ile çoğalması, kitlesel boyuta ulaşması ve de yeni bir duyarlılık döneminin başlamasıdır. Bunu başlatabilmek için kestirebildiğim yol ise politika oldu. Farklı alanlarda yapılacak resmi düzenlemeler ile birçok sorunu çözmeyi başaracağımıza inanıyorum.

**

Tuğberk Emirzade ile irtibata geçmek isteyenleriniz için;
http://natureguide.wixsite.com/cyprus/contact-tugberk-emirzade

Ekibi ve kendisinin hazırladığı yürüyüş yollarımızın haritaları için ise; http://www.turizmtanitma.gov.ct.tr/Tan%C4%B1t%C4%B1mBro%C5%9F%C3%BCrleri/Haritalar.aspx