* “Eskiden ekmeğimizi kendim yapar, buğdayımı öğütürdüm. Evimizin bahçesindeki fırında hellimli-zeytinli bulla yapardım. Bayramlarda mutlaka tel kadayıfı pişirirdim...”

 

* “Eskiden çok farklıydı. Kardeşlerimizle sohbet eder, birbirimize masal anlatırdık. Şimdilerde bütün gençler ve çocuklar internetten başını kaldırmaz oldu. Teknoloji geliştiği için her şey kolaylaştı ama muhabbet kalmadı”

 

Mine AVKIRAN NUR

 

Saygı duyulan, ailenin büyüğü olan yaşlılarımız toplumsal geleneklerimizin gelecek kuşaklara anlatılması bakımından oldukça önemli kişiler. Bu sayımızda tüm yaşamını eşi ve 9 çocuğuna adamış ve Koççat köyü göçmeni olan Gülten Altındağlıer'in hayatını konu aldık. 
87 yaşında olmasına rağmen oldukça sağlıklı ve neşeli olan Altndağlıer, eşiyle hoşgörü, sevgi ve saygıyla 60 yıl geçirmiş, eşi vefat ettikten sonra şimdi kızı ile birlikte yaşıyor. Gülten Altındağlıer’in verdiği mesajlar kulaklara küpe olacak türden...

"Okumak istedim ama köyümüzde okul yoktu"

North Cyprus UK: Kendinizi tanıtır mısınız?
G.A: Adım Gülten Altındağlıer. 1931’de Gadalyonda’da doğdum ve 1958’e kadar orada yaşadım. 4’ü kız 2’si oğlan toplam 6 kardeşin en büyüğüyüm. Okumak istedim ama köyümüzde okul yoktu, okuyamadım. Babam hayvancılıkla uğraşırdı. Annem de ev hanımıydı. Evin en büyüğü olduğumdan çocukluk ve gençlik yıllarımda anneme yardımcı oldum.
"Evlendikten hemen sonra eşim bana çarşaf taktırmadı"

North Cyprus UK: Eşinizle tanışıp evlenmeniz nasıl oldu?
G.A: Vasfi, komşumun oğluydu. Onu görüyordum ama çok fazla konuşmamız yoktu. Vasfi, beni kendine uygun görüp görücü usulü olarak istemişti ama babam köyde kalmamı istemediğinden dolayı kabul etmemişti. Bir kaç kişinin araya girmesiyle babam razı oldu ve komşunun oğlu eşim oldu. Evlenene kadar kara çarşaf takmıştım. Evlendikten hemen sonra eşim bana çarşaf taktırmadı. Eşimle 9 evlat sahibi olduk, ikisi rahmete kavuştu. 16 tane de torunum var. Eşimle 60 yıl evli kaldık. Hani derler ya ‘can cana bal bala’, işte biz eşimle çok muhabbetiydik. Kahvaltımızı yapar kahvemizi içer, sohbet ederdik. Hatta bazen gezmesi için açtığım tavuklar eve girerdi, çocuklar da ‘Tavuklar eve girdi siz daha kahve içersiniz, hiç rahatınızı bozmayın’ derlerdi. İşte böyle muhabbetliydik.
Göç üstüne göç yaşadılar

North Cyprus UK: Geçitkale’ye yerleşmeniz nasıl oldu?
1858 yılında köyümüze EOKAcılar gelince Gadalyonda’dan göçmen olduk ve kayınvalidemin köyü olan Koççat köyüne yerleştik. Bir süre orada kaldık ve 1974 yılında Geçitkale’ye gittik.
"Herşey kolaylaştı ama muhabbet kalmadı"
North Cyprus UK: Eski yaşam ile bugünkü yaşamı kıyasladığınız zaman neler düşünüyorsunuz?

G.A: Eskiden çok farklıydı. Kardeşlerimizle sohbet eder, birbirimize masal anlatırdık. Şimdilerde bütün gençler ve çocuklar internetten başını kaldırmaz oldu. Teknoloji geliştiği için her şey kolaylaştı ama muhabbet kalmadı. Ama bütün haberler de bu internette. Bazen birlikte kaldığımız kızım Ayşe yurt dışına gidiyor. Torunlara, ‘Ayşe aradı mı, internete bakın fotoğraf koydular mı?’ diye soruyorum. Torunların hoşuna gidiyor.
"Tencerede etsiz yemek pişmezdi"
North Cyprus UK: Hiç çalıştınız mı, 9 çocukla bir gününüz nasıl geçiyordu?

G.A.: Ben hiç çalışmadım. Eşim Vasfi, hayvancılıkla uğraşıyordu. Hem canlı hayvan alım satımı hem de kasaplık yaptı. Ona çok yardımcı oldum. Hayvanları otlatıp, yemine suyuna bakardım, orakla ot biçerdim. Ev işinin yanı sıra 9 çocuğuma örgü örüp kazak yapardım. Tente işi de yaptım ve çocuklarıma çeyiz hazırladım. Eskiden ekmeğimizi kendim yapar, buğdayımı öğütürdüm. Evimizin bahçesindeki fırında hellimli-zeytinli bulla yapardım. Bayramlarda mutlaka tel kadayıfı pişirirdim. Yaptığım kaymak yağlı katmeri de eş dost çok severdi. Hem eşim hem çocuklar dolmayı çok severdi. Bahsettiğim yalancı dolma değil. Tencerede etsiz yemek pişmesi ne mümkün, etli dolma pişerdi. Zaten evde ne pişeceğine eşim karar verir, ona göre alışveriş yapıp getirirdi. 
Kızı Ayşe, en büyük desteği

North Cyprus UK: Geçiminiz nasıl sağlıyorsunuz?
G.A.: Eşim rahmete kavuşunca onun emeklilik maaşının bir kısmını almaya başladım. Kızımla birlikte kaldığım için aldığım maaş bana yetiyor. 11 yıl Geçitkale’de kızım Ayşe ile beraber kaldık 6 yıldır da Gönyeli’de yaşıyoruz.
"Sebze-meyveyi de zamanında yerim"

North Cyprus UK: Neşeli ve sağlıklı olmanızı neye borçlusunuz?
G.A.: Hareketli bir yaşamım var. Eskiden hayvanları bakıp ovaya çıktığım için çok hareketliydim. Eşim rahmete kavuşunca yürüyüş yapmaya başladım. Her gün mutlaka yürürüm. Hazır yemek yemem. Sebze-meyveyi de zamanında yerim. Portakal zamanı portakalı, çilek zamanı çileği yerim.
"Okula gidebilsem öğretmen olurdum"

North Cyprus UK: Gerçekleştirmeyi istediğiniz bir hayaliniz var mı?
G.A: Okuyabilseydim, öğretmen olmak isterdim. Çocuklarımı büyütürken ödevlerine yardım edemezdim ama ellerine kitap defter aldıklarında ne yazdığını hep merak ederdim. ‘Oku bakalım ne yazar?’ diye sorardım. Torunlarımdan birinin öğretmen olması için hep dua ederdim. Çok şükür ki iki torunum öğretmen oldu.
"Yıllar sonra gittiğim evimde gözlerim taş fırını aradı"

North Cyprus UK: Terk etmek zorunda kaldığınız Koççat’ı ziyaret ettiniz mi? Gittiyseniz evinizi görünce neler hissettiniz?
G.A: Güney Kıbrıs'a geçişler açılınca 50 yıl sonra köyüme gittim. Evimi görünce eski günler aklıma geldi ve duygulandım. Evde orta yaşlı Kıbrıslı Rumlar kalıyor. Merdiven çıkmakta zorlandığım için evin içine giremedim ama  evlatlarım girip gördü. Gözlerim, evimizin bahçesindeki taş fırını aradı ama yıkmışlar. 
"Eşimle hoşgörü, sevgi ve saygıyla 60 yıl geçirdik"
North Cyprus UK: Bugünün gençlerine nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

G.A: Eşimle hoşgörü, sevgi ve saygıyla 60 yıl geçirdik. Tartışsak bile bunu hiçbir zaman çocuklar duymadı. Gençlere tavsiyem, karşılıklı hoşgörüyü yitirmemeleridir. Şimdiki zamanda erkek de kadın da çalışıyor, birbirlerine anlayış göstermeleri gerekir.