Serhat İncirli

 

 

Yüzlerce değil, binlerce yıldır var olan bir yerleşim birimidir Ozanköy... Asıl adı Kazafana ya da Gazafani’dir... Ancak bu köylü olan Kıbrıslı ozan Orhan Türkay’dan dolayı, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) dönemindeki Türkleştirme furyasında “Ozanköy” adını almıştır...

Bu arada belirtelim, eşimin de köyüdür. Gerçi eşim İngiltere’de doğup büyümüştür ama babası merhum Salahi Karaaziz bu köydendir...

Milattan Önce 2’nci binyıla ait mezarların dahi bulunduğu Kazafana, adeta bir efsaneler köyüdür... O köyde yaşıyor olmak ayrıcalığı ile bu efsaneleri araştırmak ve bazı yaşlılardan dinlemek son derece keyif vericidir.

Köyün 1960 yılındaki nüfusu 598 Türk ve 458 Rum’dan oluşuyordu. Türkler her zaman bu karma köyde daha kalabalıktı. 1974’te Ozanköy’ün Türk nüfusu 650, Rum nüfusu ise 550 oldu.

Ancak malumunuzdur, 1974 sonrası köyde tek Rum kalmadı... Daha önce asker olup da Boğaz veya Ağırdağ bölgesine göç eden bir grup Ozanköylü köye geri geldi. 1974 öncesi ve sonrası özellikle İngilizler bu köye müthiş ilgi gösterdi. Belki de Kıbrıs’ta bir İngiliz lordunun evinin bulunduğu tek köy şu anda Ozanköy’dür... Eski Kuzey İrlanda Birlik Partisi (Ulster Unionist) milletvekillerinden John Taylor ya da Lord Kilclooney’nin Ozanköy’de evleri olduğu ve sık sık gelip, ailesiyle birlikte bu köyde tatil yaptığı da bilinmektedir.

 

Köyün nüfusu belli değil!

Köyün nüfusundan bahsetmiştik. Şu anda köyde kaç kişinin yaşadığı pek belli değildir. Resmi nüfus ve seçmen sayısı elbette muhtarlığın kayıtlarında olacaktır ama köyün “fiili” nüfusu hakkında kimsenin bilgisi yoktur… Herkes tıpkı Kuzey Kıbrıs nüfusuyla ilgili olduğu gibi tahmin yürütmektedir. Bir köylünün tahminine göre yaz aylarında Oznaköy’de 3 bin İngiliz, 2 bin Hataylı ve 500 Oznaköylü yaşamaktadır…

Oznaköy, eski bir Bizans köyü olarak da bilinmekle birlikte; Osmanlı döneminde bu köye yüksek rütbeli bazı Osmanlı ağa ya da subaylarının yanısıra, kölelerinin de yerleştiği söylenmektedir.

Ozanköy’de 100 yıl öncesine kadar önemli oranda Maronit’in yaşaıdığı, daha sonra bu Maronit nüfusun ya Ortodoks Rum ya da müslüman Türk olduğu da iddia edilmektedir.

 

Kara Mustafa efsanesi

İlginç efsane ya da söylentilerden biri; Çatlaköylü bir çobanla ilgilidir… Anlatalım… Çatalköylü çok genç bir çoban, şimdiki gibi bölgenin betona gömülmediği bir kaç asır önce hayvanlarını otlatırken, yaşlı bir Türk çobanla kavga eder. Yaşlı çoban genç çobana, çok acı bir hakarette!!! bulunur: “Türk tohumu!”… Bu hakarete çok kızan genç çoban, topuzunu kaldırdığı gibi yaşlı çobanı yere serer. Sonra mandraya dönünce yaşlı adamın ölmediğini öğrenir. Öldürmek için eline tüfek alır. Tam çıkacağı sırada babası gelir. “Doğrudur oğlum, ben Türküm, annenle evlenmek için sonradan Rum oldum” der… Bunun üzerine genç çoban en yakın köy Ozanköy’e gider. İmamla sohbet eder. İddialara göre İslam dini hakkında bol bilgi alır ve Ozanköylü bir kadınla evlenip, 10 civarında çocuğu olur. Bugün Ozanköylülerin yarısının bu soydan geldiği de söyleniyor... Bu gencin adı da Kara Mustafa’dır, bunu da belirtelim”.

 

Ozanköyün efsaneleri bitmek bilmez

Girneli Mustafa Kemal Sayın’ın kaleme aldığı “Efsane Toprakları” adlı kitapta, Ozanköy efsaneleri ile ilgili çok şahane ayrıntılar bulunuyor...

Köyde bugün içi, dışı, yamacı villalarla dolan Gari Deresi bulunmaktadır. Mustafa Kemal Sayın’ın kitabında anlattığına göre gelinler yıllarca evlendikleri gün bu dereyi geçip, Ali Paşa’ya adak sunarlarmış. Bu adak yeri, halen Ozanköy’dedir ve bir limon ağacı ve nefis çiçeklerle süslenmiştir... Ozanköy’ün düğünleri de eskiden çok gösterişliymiş...

Ali Paşa adak yerinden denize doğru inen yol Dereli Meryem Kilisesi de denilen Aya Maria Bodamissa kilisesine çıkar. Bu kilisenin hemen yanında, ülkenin en zengin toprak ağalarından Fehim Efendi’nin malikanesi vardır. Bugün bu malikanede, Fehim efendinin torunlarından, eski milletvekili İlker Nevzat ve ailesi yaşam sürmektedir. Fehim efendinin bir diğer torunu ise KIBRIS Medya Grubu Yönetim Kurulu üyelerinden Fehim Nevzat’tır...

Fehim efendi, Ozanköy’ün çok önemli zenginlerinden Mesut efendinin ve Laptalı eşi Hatik hanımın besleme olarak Hatik hanımın kardeşinden aldıkları oğluydu. Mesut efendinin köyde yoksullara çok yardımcı olduğu, babası Altunizade İsmail efendinin de köye su kanalları yapan, camiye su getiren kişi olduğu söylenmektedir.

 

En zengin ikinci cami

Hazır camiyi anmışken, bundan da bahsedelim... Köylülere göre Ozanköy Camisi, Kıbrıs’ın en varlıklı camisiymiş. Fota, Ağırdağ, Bilelle bölgeleri dahil, on binlerce dönüm arazisi olan bir camiymiş. Osmanlı döneminde, Selimiye Camisi’nden sonra en varlıklı cami Oznaköy Camisi’ymiş.

 

 

Ah o eski günler!

Neyse, Oznaköy’deyiz ve eski muhtar, 75 yaşındaki Behzat Yusufağaoğlu’nu birlikte dinliyoruz:

“1974’te asker geldi, Rumla rkaçtı. 1974 öncesinde de bu köyde İngiliz mülkü çoktu. Şimdi daha çok oldu... Ama devir çok değişti. Çok bozuldu. Camimiz en zengin camiydi. Köy içinde, Lefkoşa’da, her tarafta çok malı vardı caminin. Artık Ozanköy’de yaşamak istemeyik. Eski günleri hatırlayarak avunuruk. Eski günle rçok çok iyiydi. Rumlarla da bu köyd eçok iyi anlaşırdık. Artık memleketin sadece ekonomisi bozulmadı. Herşey bozuldu. Eskiden bu köyde herkes Ağustos ayını iple çekerdi. Zeytin, harup, limon ödemeleri hep Ağsutos’ta yapılırdı. Köyde 7 tane davarı olan çobanlarımız vardı. Herkesin kendi evinde keçisi, koyunu bulunurdu. Her şey ekerdik. Şimdi devlet maaşları kesse insanlar birbirini yiyecek. Dağdan denize beton oldu her taraf. Ne zeytin kaldı ne harup ne de limon. Ben 40 seneyi geçti kahvecilik yapıyorum... İngiliz devrinde gardiyandım. Sonra kahveciiğe başladım. Eskiden kahvenin önünde sinek geçse, kimin sineğidir, nereden geldi bilirdim. Şimdi kahvenin önünden geçen 50 kişiden 59’unu tanımayık. Böyle ülke mi olur? KIBRIS gazetesinde Hristofyas’ın kumarhanelerle ilgili açıklamasını okudum. Adam kumarhanelere karşı. Bir da bizim tarafa bakın. 30 tane gazino. Hepsi dolu. Hepsinde Behzat’ın gaveden daha çok Kıbrıslı var... Köyde su sorunu özellikle yaz aylarında daha çoktur. Şimdi Girne Belediyesi’ne bağladılar köyü. Belediye suyu daha da sıkacak. Bir zamanlar Girne Kıbrıs’ın incisiydi. Kazafana da en güzel köyüydü. Hani şimdi öyle mi?”

 

İşsizlik bu köyde de sorun

Köyde Hatay ve İngiliz nüfusundan başka, çok sayıda Pakistanlı göçmen işçi de yaşam sürüyor.

43 yaşındaki Mehmet Bedel işsizliğin bu köyde de büyük sorun olduğunu belirtiyor. Bedel, köyde dileyen herkesin, dilediği yere duvar yaptığını, kanun ve nizam olmadığını aktarıyor... Bedel’e göre köyün nüfusunu da tam olarak bilen yok... Bilinen tek şey, Ozanköy’de 3 bin 500 hanenin olduğu...

Dile kolay: 3 bin 500 konut... Peki 10 yıl önce ne kadardı? Bir köylüye göre on yıl önce Ozanköy’de 600 ev bile yoktu.

Köyün merkezi bölgelerinde, cami civarında park sorunu da var. Kaldırım yapılamayacak kadar dar yollar söz konusu...

 

Pekmez ve zeytinyağı mı dediniz?

Ve belki de en başta anlatmamız gereken bir şey... evet harup – pekmez ve zeytin – zeytinyağı... Bir zamanlar Ozanköy ya da Kazafana dendi mi akla harup, pekmez, zeytin ve zeytinyağı gelirdi. Üç değiermeni vardı zeytinyağı çıkaran. Şimdi bir tane kaldı ama o da çok az çalışıyor. Peki neden?

Hasan Karabina ya da Gaşeri, zeytin ve harup ağaçlarının şöminelere odun olduğunu yerlerine inşaatlar yapıldığını anlatıyor.

Bölgeyi en iy bilenlerden biri Gaşeri... Mantarları da... Yağmur yağmadığı için bu yıl hemen hemen hiç mantar kalmamış... Harup bitince pekmez de tükenmiş. Zeytin olmayınca, yağı da olmazmış... “Kazafana’yı Kazafana yapan şeylerdi bunlar” diyor Gaşeri... Gaşeri, yağış olmadığı için bu sene gavcar mantarı da bulamadıklarından yakınıyor.

Halil Bulut muhtarlıkta çalışıyor. Köy belediyeye bağlandı ya. Şimdi muhtarlıkta çalışanların belediyede istihdam edilemeyecekleri rahatsız ediyor herkesi. En az on kişi çalışıyor muhtarlıkta...

Köydeki bazı İngilizler, evlerine giden yollardan şikayetçi. Bazıları da yol ışıklandırmalarının yetersizliğinden...

Köyün 1. Futbol Ligi’nde mücadele eden bir futbol takımı da var... Köyde ilkokul yok, çocuklar merkezi ilkokullara gidiyor... Çok sayıda restoran ve İngiliz publarının bulunduğu köyde, asfalt yoldaki bazı çukurlar da rahatsızlık veriyordu ancak bir kısmı giderildi...

Ozanköy’de efsane çok demişitik... Bir de bu köyde önemli kaya varmış. Eskiden Girne bölgesinden hacı olmak için Arabistan’a gidecek olan herkes, adet olduğu üzere, bu köydeki kayaya gelir, bu kaya üzerinden deveye binerek Larnaka’ya yol alır, oradan gemiyle Arabistan’a gidermiş...

Ozanköy şimdilerde çok güzel... Bahar çiçekleri açmak üzere... Köyde çok sayıda modern ve yeni villa var ama arayan bu köy içerisinde eski bir kilse kalıntısı, yüzlerce yıllık adak yeri bulabilir. Hatta Osmanlılardan kalma eski bir de çeşme...