• “CTP’nin kendi içine yönelik gruplaşmalar yaşandığı algısı temelsiz değil. Ancak bu algının temelleri tabanda ya da sempatizanlarda değil”

 

•  “Kurultay’dan sonraki CTP, kişisel, egosantrik tartışmalara boğulmayacak, fikir ve daha önemlisi politika üreten bir sol parti kimliğini geri kazanacaktır.”

 

• “CTP, yukarıdan aşağıya menfaat dağıtan ve karşılığında siyasal destek sağlayan, halktan kopuk sağ bir örgütsel yapıya sahip kılınamaz.”

 

•  “Yeni CTP”nin kamusal politikaları üç ana temel üzerine oturtulacaktır. Bunlardan birincisi haysiyet, ikincisi adalet, üçüncüsü ise üretim ve hizmettir.”

 

 

• “Yeni CTP, halkın içerisinde olan, gün yirmi dört saat ona dokunan, onun dertlerini dert edinen, onun hizmetçisi olacak olan partidir.”

 

-------------------------------------

 

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin 13 Kasım’daki 26’ncı Olağan Kurultayı öncesinde Genel Başkanlık için başvuru tek isimden geldi. Tufan Erhürman, tek başkan adayı olarak Kurultay’da partililerin karşısında olacak. Erhürman, bu önemli süreç öncesinde ilk röportajını YENİDÜZEN’le yaptı, düşüncelerini paylaştı, sorularımızı yanıtladı.

 

Cenk Mutluyakalı

 

• CTP, “yine birlikte, yeni CTP” ana belgisiyle kurultaya gitmeye hazırlanıyor. Bu ana belginin seçilmesiyle başlayalım isterseniz. “Yine birlikte, yeni CTP” diyerek kendi tabanına ve halka hangi mesajı vermek istiyor CTP?

 

• T. ERHÜRMAN: Dilerseniz önce ilk kısımdan başlayalım. Bilindiği gibi CTP ile ilgili olarak, uzunca bir süreden beri, kendi içinde çeşitli gruplaşmalar yaşayan bir parti algısı var. Üstelik bu algının tamamen temelsiz olduğunu iddia etmek maalesef mümkün değil. Benim açımdan önemli olan, bu algının temellerini bulduğu yerin, partinin tabanı, sempatizanları ve CTP’ye gönül vermiş halk kesimleri değil, partinin sözcüsü olarak görülen az sayıda kişi olmasıdır. Dahası, partinin tabanında, sempatizanlarında ve CTP’ye gönül vermiş halk kesimlerinde bu algının yaratılmasına yönelik çok ciddi bir tepki, hatta giderek reddediş var. CTP tabanı ve sempatizanları kesinlikle birlikteliğini kaybetmiş ya da yine birlikte davranmaya hazırlıksız değil. Morallerinde ve motivasyonlarında, yaratılan bu algı dolayısıyla elbette bir düşüş var ama CTP’nin tüm bunları yine birlikte olarak aşabileceğine olan inançlarını asla kaybetmiş değiller. Ve Kurultay’dan sonra bu algıyı beslemeye devam etmek niyeti taşıyanlara “artık yeter, çekilin” demeye de hazır olduklarından eminim. Çünkü sol değerleri benimsemiş CTP tabanı için mesele, kimin ne dediği, kimin ne olacağı, hangi makama geleceği değildir. Kimin ne yaptığı, bu halk için, bu halkın haysiyetini korumak için, bu halka hizmet götürmek için, bu halkın üretimden kopmaması için ne yaptığıdır önemli olan. Ve CTP tabanının değerlerinde “ben” değil “biz” vardır her zaman.  

 

• Peki, nasıl değiştirecek CTP bu algıyı ve “yine birlikte” olmayı nasıl başaracak?

 

• T. ERHÜRMAN: Aslında bazen çok zor görünen sorunların çözümü sanıldığından çok daha basittir. Sol düşünceye sahip bir parti olan CTP’nin demokratik merkeziyetçilik ilkesi ile yönetilmesi gerekir. Demokratik merkeziyetçiliğin özet tanımı, kararlar üretilene kadar tabandan tavana demokratik ortamda en yoğun tartışmaların yapılması, kararlar üretildikten sonra da herkesin tam bir disiplinle bu kararlara uyması ve sahip çıkmasıdır. Bu yöntemle üretilen kararlara uymamak, bunlara sahip çıkmamak, sol değerleri benimsemiş hiçbir parti üyesinin aklından dahi geçmez. Bunlara uymamak, sahip çıkmamak, dahası bunları kamuoyuna açık biçimde eleştirmek veya reddetmek, sol değerleri ve demokrasiyi sindirememiş olmanın ama daha da önemlisi, demokratik ortamda üretilen ortak akla saygı duymamanın, kendini herkesten üstün ve akıllı görmenin, egosantrizmin göstergesidir ki sol bir partide bunlara tahammül etmek mümkün değildir. Unutmamak gerekir ki sol değerlerde “ben” değil, “biz” vardır; şişkin egolar değil dayanışma, yoldaşına saygı ve sevgi vardır.  

 

Kurultayımız bu açıdan benim gözümde, bundan önce yaşananları bundan sonrasından ayıracak kalın bir çizgi, tüm CTP’lilerin yeni bir başlangıç noktasında yine birlikte olacağı gündür. Herkes bilmelidir ve bilecektir ki o çizginin öncesinde yapılan tüm hatalar Parti tabanı tarafından tespit edilmiştir ve bu yeni başlangıç noktasından sonra kendini partinin üstünde gören, aynı hataları tekrarlamaya kalkan her kim olursa olsun, hiçbir mazeretin ardına sığınılmadan gerekli disiplin işlemlerine tabi tutulacaktır.

 

Ama unutmamak gerekir ki bütün bu söylediklerim esas itibarıyla tabandaki CTP’lilerle, CTP’ye gönül vermiş halk kesimleriyle değil, bu algının yaratılmasına bilinçli veya bilinçsiz şekilde katkı koyanlarla ilgilidir. Yoksa tabanın ve CTP’ye gönül vermiş olanların şu anda da birlikte olduğundan, yine birlikte olacağından ve dahası bu algıyı yaratanlara karşı ciddi bir tepki duyduğundan ve Kurultay’dan sonra bu algıyı devam ettirmek isteyenler olursa onlara bu fırsatı asla vermeyeceğinden kesinlikle eminim.

 

“Sorunlar Kurultay’a yansır mı?”

 

 

• CTP’nin şu anda yaşamakta olduğu sorunların Kurultay’a, Parti Meclisi’ne ve MYK’nın oluşumuna da yansıyacağını düşünmüyor musunuz?

 

• T. ERHÜRMAN: CTP ile ilgili algı ne olursa olsun, kamuoyu çok açık bir biçimde bilmektedir ki CTP’deki insan kaynağı ve potansiyel son derece zengindir. Kurultay’dan sonraki CTP, kişisel, egosantrik tartışmalara boğulmayacak, fikir ve daha önemlisi politika üreten bir sol parti kimliğini geri kazanacaktır. Parti içinde fikir ve politika üretilebilecek tek ortam MYK değildir. Öngörüm, kurultaydan sonra MYK ile birlikte genel başkanın başkanlığında iki ayrı yapı daha oluşturulmasıdır. Bunların ikisi de gölge kabine misyonu üstlenecek ancak görevleri ayrı olacaktır. Birincisi, CTP’nin yeniden iktidara geleceği dönemde hayata geçireceği politikaların belirlenmesi ve geliştirilmesi, ikincisi ise hükümetin yakından takip edilmesi görevini üstlenecektir. Bu dönemde hiçbir arkadaşım kişisel hırslarıyla ve makam ve mevki beklentileriyle hareket etmeyecek, yetenekleri, potansiyeli ve birikimi doğrultusunda hangi organda en yararlı şekilde çalışabilecekse, orada görev alacaktır. Kişisel hırsların, geçmişte ve şu anda yaşanan sorunların organların belirlenmesi sürecine yansıtılması ve bunlar dikkate alınarak sırf denge korunsun düşüncesiyle verimsiz organlar oluşturulması kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Bizim dünya görüşümüz, statüler, hiyerarşiler, rekabet üzerinde değil, eşitlik ve dayanışma üzerinde yükselmekte ve halka hizmeti esas almaktadır. Kabul edebileceğimiz tek yarış hizmet yarışıdır.

 

 

• Peki, ana belginizin “yeni CTP” kısmıyla ilgili ne söylemek istersiniz?

 

• T. ERHÜRMAN: Her şeyden önce şunu açıkça söylemek gerekir ki “yeni CTP”, CTP’nin ve CTP’lilerin partinin kuruluşundan beri savunduğu ve uğrunda bedeller ödediği ilkelerin daha da güçlü bir biçimde ama dayanışma, sevgi ve disiplin içinde sahiplenilmesi üzerine kurulacaktır.

 

“Yeni CTP” iki ana başlıkta ele alınmak gerekir. Bunlardan birincisi örgütün yapısı ve işlevleri, ikincisi kamusal politikalardır.

Örgütün yapısı ve işlevleri hızla dönüştürülecektir. CTP, yukarıdan aşağıya menfaat dağıtan ve bunun karşılığında aşağıdan yukarıya siyasal destek, oy desteği sağlayan, halktan kopuk, ona dokunmayan, onun günlük dertleriyle ilgilenmeyen sağ bir örgütsel yapıya sahip kılınamaz. CTP, ocak örgütlerinden Parti Meclisi’ne ve MYK’sına kadar, halkla iç içe, ona günün her saatinde dokunan, onun sorunlarına muhalefette de iktidarda da olsa çözüm üretmeye çalışan, düzeni ve toplumu dönüştürme misyonunu her koşulda ön planda tutan bir yapısal ve işlevsel değişim sürecine girecektir. Tabii bu noktada yukarıda söylediklerim esastır. CTP içindeki hiçbir organın, hiçbir yapının ve hiçbir bireyin, partinin ana işlevi doğrultusunda çalışmak yerine, kişisel didişmelerle sözde siyaset yapma lüksü yoktur. Kurultaydan sonra “yeni CTP”de böyle lükslerle oyalanmak isteyenlere kesinlikle bu fırsat tanınmayacaktır.

 

----------------------------------

 

 

CTP Genel Başkan Adayı Tufan Erhürman, “Yeni CTP”nin kamusal politikalarını anlattı:

 

“Üç ana temel: Haysiyet,  adalet, üretim ve hizmet”

 

 

• Peki, kamusal politikalar? Orada ne söyleyecek, ne yapacak CTP?

 

• T. ERHÜRMAN: Yeni CTP”nin kamusal politikaları ise üç ana temel üzerine oturtulacaktır. Bunlardan birincisi haysiyet, ikincisi adalet, üçüncüsü ise üretim ve hizmettir. Haysiyet, bir insanı insan, bir halkı da halk yapan en temel unsurdur. İnsanın, eşitliğini, özgürlüğünü, insan onuruna yaraşır biçimde yaşama, kendini geliştirme hakkını savunmak, insanın insan olmasını savunmak demektir. Ama insanı atomize bir varlık olarak kabul etmek de doğru değildir. İnsan ancak birlikte yaşadığı insanlarla birlikte bir anlam ifade eder. Onun içindir ki insanın haysiyeti, mensubu olduğu halkın haysiyeti olmaksızın söz konusu olamaz. Bir halkın haysiyetini korumanın yolu, onun kendi kendini yönetme hakkını, kendisiyle ilgili kararları verme hakkını ve dünyadaki diğer halklarla eşitliğini savunmaktan geçer. CTP, kuruluşundan bu yana barışı ve Kıbrıs sorununun bir an önce çözülmesini de bunun için temel meselelerinden biri olarak kabul etmiştir. Çünkü CTP bilir ki, bu ülkede barış sağlanmadıkça ve onun önemli bir adımı olarak bir federasyon kurulmadıkça, yalnızca Kıbrıslı Türklerin değil, Kıbrıslı Rumların da gerçek anlamda kendi kendilerini yönetmeleri, kendileri ile ilgili kararları kendilerinin vermeleri, diğer halklarla eşit kabul edilmeleri, kısacası bir sürü uluslararası politik projenin nesnesi değil, özne olmaları mümkün değildir. Bu ülkede barış, haysiyetin ön koşuludur.

 

Adalet, CTP’nin kuruluşundan beri en temel ilkelerinden biridir ve CTP ve CTP’liler bu ülkede adaletin sağlanması için çok uğraşlar vermiş, çok bedel ödemişlerdir. Bunu kimseye anlatmaya gerek yoktur. Kamuoyu bunu en az bizler kadar bilmektedir. Ancak hiç çekinmeden öz eleştiri yapmak, özellikle partinin iktidarda olduğu bazı dönemlerde bu ilkeden sapan bazı davranışlar sergilendiğini unutmamak gerekir. Sol değerlerin içinde en başta geleni eşitlikçiliktir. CTP, münhalsiz, sınavsız istihdamların, adil olmayan arsa dağıtımlarının, partizanlığın, adam kayırmacılığın partisi değildir, asla olamaz. Kurultay öncesinde son derece açık bir biçimde söylüyorum ki eşitlikçilik ilkesine aykırı bu tür beklentiler içinde olanlar, sırf bu sebeple CTP saflarında yer alıyormuş gibi görünenler varsa, CTP’liliklerini hiç vakit kaybetmeksizin bir daha gözden geçirmelerinde yarar vardır. Ama bu söylediklerimden, CTP’nin tarafsız olduğu veya olacağı anlamı da asla çıkarılmamalıdır. CTP, kuruluşundan bu yana, emekten, ezilenden, ayrımcılığa uğrayandan, eşitsizliğin mağduru olandan taraf, sömürünün, şiddetin, adaletsiz bölüşümün karşısındadır ve öyle olmaya da devam edecektir. Çünkü adaleti savunmak, adaletsiz bir yapıda taraf olmayı gerektirir.

 

Üçüncü temel, üretim ve hizmettir. Bu ülkede Kıbrıs Türk halkı, çok uzun bir süreden beri, yok olma endişesi ile yaşamakta, var oluş mücadelesi vermektedir. Var olmanın, var kalmanın tek yolu üretmektir. Çünkü üreten yok olmaz. “Yeni CTP”, kurultaydan sonra, bir yandan kendi içinde bu halkın ihtiyaçlarına uygun yeni politikaları üretecek, diğer yandan da bu halk için üreten tüm kesimlerle dayanışma içinde olacaktır.

 

“Halka iyi hizmet”

 

 

Kamuoyunda, solun hizmeti önemsemediğine, her türlü yatırıma karşı çıktığına, yalnızca yapılan hataları eleştirmekle yetindiğine dair bir algı vardır. Oysa solun en temel meselelerinden biri halka hizmettir. Üst sınıfların kamu hizmetine ihtiyacı, alt ve orta sınıflarınki kadar fazla değildir. Onlar, örneğin sağlık, eğitim gibi alanlardaki ihtiyaçlarını kendi olanaklarıyla gidermeye muktedirdirler. O nedenledir ki kamu hizmeti esas itibarıyla solun temsil ettiği kesim olan alt ve orta sınıflara hizmettir. Her kim ki bu halka hizmet götürür ya da daha iyi hizmet götürülmesi için olanaklar yaratır, o, CTP’nin müttefikidir. Burada temel mesele, mikro değil, makro düşünmek, kısa vadede hizmet gibi görünen şeyler için bu halkın uzun vadeli çıkarlarını feda etmemektir. Bu ülkede hangi yatırım yapılacak, halka hangi hizmet götürülecekse, bunun, çevreyi, herkesçe öncü sektör olarak kabul edilen turizm sektörünü ve üniversiteleri ve elbette üretim ve istihdam olanaklarının artırılmasını gözetmesi, tüm bunları dikkate alan bir plan çerçevesinde yapılması gerekir. İşte “yeni CTP”, bu planları bir an önce yapabilecek donanıma ve birikime sahip ve bu donanımı ve birikimi hayata geçirecek olan partidir. Yeni CTP, halkın içerisinde olan, gün yirmi dört saat ona dokunan, onun dertlerini dert edinen, onun hizmetçisi olacak olan partidir.

 

 

“CTP’ye bu ülkenin ihtiyacı var”

 

 

• Bitirirken, öncelikle adaylığınızın hayırlı olmasını diliyorum. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

 

• T. ERHÜRMAN: Yeni dönemde CTP’yi çok önemli görevler beklemektedir. Taraflı tarafsız herkes kabul etmektedir ki bu ülkenin en köklü partisi olan CTP’ye bu ülkenin ve bu halkın ihtiyacı vardır. CTP’nin de bu halka ihtiyacı vardır. CTP onun için vardır ve CTP’lilerin bunu asla unutmaması gerekir. Daha önce de belirttiğim gibi Kurultayımız, Partimizin kuruluşundan beri savunduğumuz sol değerleri, geçmişteki mücadelemizi ve bu mücadelede kaybettiğimiz yoldaşlarımızın anılarını ve düşüncelerini ötesine taşıyacağımız ama geçmişin hatalarını da onlardan çıkardığımız derslerden ayırarak gerisinde bırakacağımız kalın bir çizgiyi çekeceğimiz gündür. Kurultayımız, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm CTP’lilerin, CTP’ye gönül verenlerin, daha yaşanır bir ülke için türlü cefalar çekmiş, bedeller ödemiş insanların buluşacağı yeni bir başlangıç noktası olacaktır. O yeni başlangıç noktasından sonra CTP’de artık yalnızca kuruluşumuzdan bu yana savunduğumuz sol değerler, haysiyet, adalet, üretim ve hizmet politikaları ve altını çizerek söylüyorum, sadece saygı değil, dayanışma ve sevgi vardır. “Ben” yoktur, “biz” vardır. Kişisel hırslar ve statü, makam, mevki arayışları değil, hep birlikte halka hizmet vardır. Ve bilinmelidir ki bunları savunmayanlar, bunlar için çalışmayanlar bizden olmayacaktır.


Kaynak: Yeni Düzen