Başbakan Tufan Erhürman, ikinci kavramlarının da adalet olduğunu işaret etti ve “Adaletle ilgili ne yaptınız? Hani hesap soracaktınız?” gibi belli çevreler tarafından dillendirilen söylemlere şu şekilde cevap verdi:
“Arkadaşlar 13 aylık dönemde CAS Raporu Başbakanlık Denetleme Kurulu’ndan çıktı. CAS Raporunda bu memleketin maliyesinden 3 buçuk milyon TL’nin çıktığını ama onun karşılığı olan hisselerin Maliye’ye devredilmediği belirtiliyor. CAS sorunu diye hükümetimiz döneminde bizim karşılaşmak zorunda kaldığımız sorunun tam da böyle başlatıldığını, 3 buçuk milyon TL’nin devletin kasasından çıktığını ama onun karşılığı olan hisselerinin devletin kasasına girmediğini, bu nedenle ‘CAS devletin midir’ sorunu yaşandığını belgeleyen rapor işte o rapordur. Polise ve Savcılığı verilen o rapor bu dönem hazırlandı. Kıb-Tek’teki fazla mesailerle ilgili rapor Başbakanlık Denetleme Kurulu’ndan bu dönemde çıktı. Fazla ek mesaileri ödeyenler geldi ve o rapor üzerine devlete ‘Biz yaptığımız hatanın karşılığı olan parayı size ödüyoruz’ diyerek ödediler. Buna rağmen rapor yine Savcılığa ve polise intikal ettirildi. Devlet Laboratuvarı yandı hiç kimse hiçbir şey yapmadı. Devlet Laboratuvarı ile ilgili polise başvuruyu yapan bizim Sağlık Bakanımızdır. Onun üzerine de tutuklamalar gerçekleşti. Şeker Sigorta raporu bu dönemde çıktı. O da polise ve savcılığa intikal etti. Bu raporları hazırlamak 3-5 günlük iş değildir. Biz hükümete gelmeden önce devletin evrakı elimizde de değildi. Gelip de o evraklarla buluşuyorsunuz. O evrak üzerinde de birilerine gol atmak için değil, objektif bir şekilde, tarafsızlığınızı koruyarak, bilimsel verilerle çalışmak zorundasınız”.